0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Geçenlerde, havanın güneşli olduğu bir günde, şöyle Surlar içinde küçük bir gezintiye çıktım. Aslında, haftada bir mutlaka buraları gezmeye, nostaljı kokan o sokakların kokusunu almaya çalışırım. Her ne kadar da yabancılaşmışsak buraların yerleşiklerinden dolayı, insan doğup büyüdüğü bu şehirden ve bu tarihi sokaklardan kopamıyor.

İllaki her hafta Büyük Han’da kahve içeceğim, illaki o Belediye Pazarı’nı bir boydan bir boya yürüyüp geçeceğim, illaki arastanın dükkanlarını seyredeceğim ve illaki o şimdilerde bize yabancı olan sokaklardan geçip anılarımı tazeleyeceğim. Ben buna eski anılarımı yaşamak diyorum. Sizler nasıl tanımlarsınız bilemiyorum.

İşte yine böyle bir günde gezinirken karşıma eski bir tanıdık çıktı. “Merhaba Ceynur’cuğum nasılsın? Görüşemiyoruz ama sosyal medyadan yazılarını takip ediyorum. Ne güzel yazılar yazıyorsun, gündemi ve gerçekleri tüm çıplaklığıyla okuyucularına aktarıyorsun” dedi. “Merhaba, sen benim yazlarımı okuyor musun yani? Bu güne kadar hiç yorum veya beğeni attığını görmedim” dedim.

Aslında, bunu bile-isteye söylemiştim. Çünkü, ailece koyu UBP’li olduklarını biliyordum. Ben de düzeni eleştirdiğimden, kendisi de yanlısı olduğu partiden çekindiği için yorumda bulunmaktan sakınıyordu. “Elbette okuyorum. Ama bilirsin işte, biz UBP’li olduğumuz için senin yazılarına yorum yapamıyorum, beğendi atamıyorum. Aslında, biz de bu hükümetten, olanlardan memnun değiliz , bizim de şikayetlerimiz var ama işte yanlı olunca yorum yapmaktan kaçınıyoruz” dedi.

“Kısaca konuşmaktan ve muhalif olanların yazılarını beğenmekten korkuyorsun işte, anlıyorum seni” dedim ve daha fazla sohbeti uzatmadan yoluma devam ettim. İnsanın korkarak, çekinerek yaşaması, memnun olmadığı halde memnunmuş gibi davranıp da rol yapması, ne kadar kötü bir durum. Dahası, sırf birilerine yaranmak için, yanlışı savunuyor gibilerden hareket etmek ne kadar aciz bir davranış diye düşünmeden edemiyorum. Hiç benlik değil. Ama parti sayesinde hak etmediği mal-mülke sahip olursa insan, elbette o partiye gebe kalıp, diyetini de bu şekilde susarak ödüyor.

Toplum olarak bugün yaşadığımız gerçeklerin temelinde yatan en büyük sorunlardan bir tanesi de, yukarıda anlattığım olayların UBP içerisinde çok geniş bir insan kitlesine aynen bu şekilde yayıldığı için, biz bu saatten sonra ağzımızla kuş tutsak yapılan yanlışları düzeltmekte çok zayıf kalırız. Zira, havadan gelen paranın, malın ve mülkün, insan beyninde doyumsuzluğa neden olduğu uzmanlarca kanıtlanmıştır. Bu yüzden şimdilerde, aç gözlü, menfaatçi, yalaka takımı, hırs ve ihtiras tutkunu sahte suratların bol olduğu bir ortamda yaşıyoruz. Vesselam.