0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Sn. Ünal Üstel,  iç hat olarak nitelendirilen Türkiye’ye Tayyare ike gittiğimiz Angara’dan güvenlik gerekçesiyle sokulmayıp deport edilen dünyadaki ilk insanlar olmamıza karşın sizin KKTC’yi uçuracağız demenize bayılıyorum. Halkımın Yaşam kalitesini yükselteceyim derken Münir Özkul’un Şener Şen’e Ziyaaa demesi hatırıma geldi. KKTC’yi uçuracağız derken size Ziyaaa demeyeceyim Ünaaal diyeceğim. Kabinede topal Garga gibi değil, Çıta gibi hızına yetişmediğiniz bazı bakanları kabine dışı bıraktınız. Kabine değişikliğinden söz açınca Ziyaaa yerine Ünaaal dedim. KKTC yeni kabine ile yıldız gibi parlayacakmış.  Ünaaalll. KKTC uçacakmış Ziyaaaa pardon Ünalll. Kurultayı erteledim Ünalllll

**

Sn. Bakanlar Kurulu Üyeleri, çanağa ne doğrarsan, kaşıkta onun çıkacağını halk olarak unuttuk. Ve kaşığımızda sizin yaptıklarınızı bulunca apışıp kaldık. Siz o som ağızlılara bakmayın. Maşallah ülke için güzel işler yapıyorsunuz. Memleketi sahil, orman, tepe, demeden toptan satışa sunuyorsunuz. Çukurlarla dolu guruş etmeyen yollardan hem binlerce lira yol vergisi alıyorsunuz hemde Makinistlere iş çıkartıyorsunuz. Hele son marifetiniz seyrüsefer rüşvetini ödemeyenlerin arabalarını karakollara çektirmeniz harikaydı. Ama ondan daha harika olan  59 Milyonluk vergiyi Taşyapıya bağışlayarak adamın hayır duasını almaktı. Efendiler, Egonuz ‘’OZON’ tabakasından yere çakıldı. ‘Güven’ ise yerlerde sürünüyor’

**

Sn. Metin Feyzioğlu, 3 Mart 2009 tarihinde bir cinayete kurban giden ve Yahudi asıllı zengin bir ailenin oğlu olan Cem Garipoğlu tarafından öldürülen, cesedi de, başı gövdesinden ayrılmış halde bir çöp konteynerinde çöp toplayıcı tarafından bulunan 18 yaşındaki Münevver Karabulut’un ailesinin, Avukatlığını yapıyordunuz. O zamanlar bir çağrı yaparak işkence gören kadın ve kızlar bana gelsin avukatlıklarını yapacağım demiştiniz. Ama bırakın onların avukatlığını siz debriyaj diyorsunuz biz  “Glai” diyoruz. Siz glaja basarak ailenin avukatlığından vazgeçtiniz. Sn. Elçi saçma sapan iddiaları geçtim. Dava yeniden gündeme geldi. 13 senede atı alan Üsküdar’ı geçer de Sırat Köprüsünü geçebilecek mi?

**

Sn. Alişan Şan, yani bir boğaz sıkma Eylül veya Ekim’de yapılacak kabine değişikliğini Ağustos ayının ortasına taşımamalıydı. Boşbakanın hergün işkembe-i Kübradan salladıkları midemizde Muhammet Ali’nin yumrukları gibi patlarken, Arıklı’nın meşhur gülümsemesini de katarak ben ‘MAKARNA PİLİÇ’ dururken  “MAGARINA BULLİ” den anlamam, KKTC’yi boş geç, memleketim Türkiye’deki muhtara bile selam olsun. Reform dememize bakmayın o bahane, hısım akraba, yeğen istihdamı şahane sözleri Hüseyin Mavideniz’i hayattan koparan ‘Muşta’ gibi başımıza iniyor. Bu hükümetin Akü’yü boş geçtim onun ağa babası “Patariya’sı boşaldı. Dolmazda çünkü bozuldu.

**

Sn. Emrullah Turanlı, Yontma Taş Devrinde başladığınız Ercan’ın Uzay çağında hala bitmedi diye millet söylemedik laf bırakmıyor. 4 senede 338 milyoncuk kar yapmışsın. Birçok defa vergi bağışladıktan sonra 59 milyon Eurocuk vergi bağışında daha bulunacaklarmış. Yahu millet sizin bazı siyasilerin ceplerinin ustası, mangırların hastası olduğunuzu bilmiyormu? Sizin gibi birisini durduran Polis çavuşu ile polis memuru ceza yazmış. Hakkı erkek adıdır kadın adı değil. Bunu bilmeyenlere tokat ile öğretmek tabiki hakkınızdır. Elçilik mensuplarının da polise gidip tokat atan Erkek adamlar bizimdir haaaa demeside  prematüre bebek ‘Yavru’da doğaldır. Polis çavuşu istifa edip emekliye çıkmışmış. Mişli geçmişler mazide kaldı. Mazinin yerini şimdi ‘Gazi’ aldı.

**

Sn. Ürün solyalı, çiftçi arpayı buğdayı eker iyi bir ürün olmasını bekler. Zeytin ve harup üreticisi rekoltenin yüksek olması için dua eder. CTP’de iyi ve kaliteli ürün almak için seni ekti. Ürün çürük çıksa tohum çürüktü diyerek ağızlara bant çekilecekti. Ama maşallah tohum kaliteli olduğu ‘Ürün’ hem sağlam hemde kaliteli çıkınca rekolte ‘Maşallah’ dedirtti. Sn. Solyalı, Çöreğin büyüğü unun çoğundan hele o un kaliteliyse değme benim gamlı yazlı gönlüme olur. Çorak siyaset tarlasına ektiğimiz bazı çürümüş tohumlardan ürün almayınca, bir daha oy verecek eli keserim affedersiniz diyorlar. Affetmek bu konuda erdem değildir. En hafif tabiri ile kerizliktir. Çünkü ayni haltı sürekli yaptıkları gibi bir daha yapacaklar.

**

Sn. Dalman Aydın,  Elektrik bizi fena tepti. Tepince rayların üzerine düşerek yaşanmakta olan anın rayında giden trenin altında kaldık. Biz tepen elektrikler nedeniyle zorluklar ile boğuşurken sizin de elektrik Dairesi müdürü olarak sorunlar nedeniyle işiniz zor. Sorunlar insana gergin bir hayat yaşatır. Sürekli sinir tepede gezindiği için insanı sinir hastası yapar. Rahatlamak için  ‘ŞİFA’ arar. Bulunca o şifa her derde deva olur ve insanı rahatlatır. Eskiden İnsanlar gördüğünü örter, görmediğini söylemezdi. Şimdilerde gördüğünü yayıyor görmediğini uyduruyor. Ama bin bereket versin hastalıklara karşı koruyan her derde deva  ‘ŞİFA’ var.

**

Sn. Aydın Amca, Evkaf’ın yönetim kuruluna yeniden atanmanız hayırlı olsun. Eskiden bal tutan parmağını yalar derlerdi. Gevir değişti. Şimdilerde millet parmağını yalamıyor. Balı kepçe ile mideye indiriyor. Maşallah yönetim kurulu üyesi olduğunuz Evkaf’dan k’mseye yapılmayan kıyak sonrasında 100 dönüme yakın araziyi mideye değil uzu vadeli kiralama ile cebe indirdiniz. Hemde başkasına 5 dönüm arazi 2500 Stg.’ye kiralanırken siz100 dönümlük araziyi yıllık 250 Stg.’ye kiraladınız. Ye yememin Cumhuriyetinde Evkaf Çukur Tabak lokantasındaki menüye inşallah 100 dönüm daha eklemezsiniz. Sn. Amca yapılanlara baktıkça bugünlerde “404 not found” gibiyim. Böyle olunca da gülümsüyoruz işte kimine yalandan, kimine inattan.

**

Sn. Fırat Ataser, Lapta belediye başkanı olunca Ego tavan yapmış.. Küçücük dağları ben yarattım ayaklarına yatmışsın diyorlar. Kimmi söylüyor?. Adamlarınız diyo. Birilerine randevu verdikten sonra işini gücünü bırakıp randevuya gelmeye çalışan insanların kapıdan girerken randevularını iptal etmek devamlılığa bağlanmış. Sabah askeri içtima gibi çağırdığınız bazı çalışanları, büyük boy fırça ile fırçalamayı da adet haline getirmişsiniz. Bakın Ego Ozon tabakasında gezinirken burun üstü yere çakıldı. Güven yerlerde sürünüyor aman dikkat edin.

**

Sn. Mehmet Eziç, kalite para ile ölçülmez ancak yaratılır. Sizde Eziç isminde öyle bir kalite yarattınız ki, seven sevmeyen o kaliteye şapka çıkarttı. Ancak geçenlerde Lefkoşa’da DAÜ-SEN’in basın toplantısı vardı. Bu basın toplantısında sanki kalite biraz erozyona uğradı. Üst katta yapılan basın toplantısında sadece bir çalışan görev yaparken, ne ses düzenini doğru dürüst  açtı nede siparişleri alabildi. Mehmet Bey şampiyonlarda hata yapabilir. Geceye yenilmeyen her insanın ödülü, bir sabah, bir gündüz, ve sabah üzerine doğan güneştir. Halkın ödülü de ‘Eziç’tir. Aman halkı ödülünden etmeyin.

**

Sn. Ahmet Tuğcu El Sen Sekreteri olarak malımız olan Ercan Havaalanını, Emrullah Turanlı efendiden 27 ay 9 günlüğüne Törkiş Lira olarak değil ecnebi parası Euro olarak 59 milyon gaymeye satın alacağımızı söylediniz. Ah be Ahmet gardaş, sen bu işleri anlamazsın. Alişan Şan’ın dediği gibi sen bunu geleceğe yatırım olarak görmedin. Bakanlar cebime bakar diyen Emrullah Ağa’dan Ercan’ı satın alırız, sonra döner yine ona devreder sonrasında gene geri satın alırız. Sn. Tuğcu, hayat üç buçuk ile dört arasındadır. Ali Cengiz oyunları ile çukur tabaklarını dolduranlar ve daha varmı diye soranlar dört dörtlük yaşarken, ay sonunu getirmek için ‘Cırmalayan’ biz halkın da dütü üç buçuk atıyor.

**

Sn. Hüseyin Paşa, bir yerimizi yırtıp başımıza takke yaparken, söyleye söyleye dilimizde biten tüyleri artık jilet ile değil traş makinesi ile kesiyoruz. Be arkadaşlar Kıb-Tek bol kepçe lokantasında haramiler var. Bu haramiler Ali Baba 40 Haramilerden daha büyük ‘Çete’ oldu. Doymak nedir bilmeyen iştahları ile deveyi havurdu ile götürüyorlar dedik. Mükâfat olarak Kıb-Tek’e işimiz düştünde ‘Yokuş’a sürüldük. Sonuçta bir televizyon programına Kıb-Tek’te çeteler var diyerek ‘Dinazorların’ varlığını kabul ettin. Başkan denizi seviyorsan dalgalardan korkmayacaksın. Korkarak yaşarsan yalnız hayatı seyredersin. Sizin tellerinize hangi notadan vuruyorlarsa sizde o makamdan çalıp söyleyeceksiniz. Sıkıntı yok.

**

Sn. Katip Demir, elinizdeki sihirli değneği nerden ve kimden aldığınızı söylerseniz ondan bende isterim.  Sizden önce yaşananlar sonrasında Sigortamız yerinde dururken “Asvalyamız” sürekli atıyordu. Bir gazete arazideki su borularının yanında işçiler ile fotoğrafınızı koyarak hizmetin adı Katip Demir demişti. Yeniboğaziçi’nin yanısıra bazı köylere çok güzel parklar yapmanızı, kır düğünleri için alan yaratmanızı ve şehitlerimizin şehitliğini mükemmel bir konuma getirmenizi geçtim, ama siz geldikten sonra belediye çalışanlarının işlerine dört elle sarılmaları ve halka hitap ve hizmetleri de süper oldu. Sahildeki lokantanızda çalışanların halka hitap ve saygılı davranışları belediyenin artısı olarak yorumlanıyor.. Ateislerin din dersi. Sapıkların ahlak, fahişelerin namus dersi vermeye çalıştığı bu devirde iş ahlakı dersinin nasıl olması gerektiğini uygulamalı gösteriyorsunuz. Yola selam hizmete devam

**

Fıkra

Boks maçı hayli heyecanlı geçiyordu.

İki boksör ringde kıyasıya dövüşüyorlardı.

Ama birinin durumu pek kötüydü.

Yumrukları havayı dövüyor, bir teki bile rakibine değmiyordu.

Raund arasında menejerine sordu: “Maçı almam için bir şansım var mı?”

Menejeri bir yandan terini kurularken diğer taraftan:

“Elbette var, diye cevap verdi.

Etrafındaki havayı dönmeye devam et.

Böylelikle rakibini zatüreden öldürebilirsin.