0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

KKTC’nin kuruluşundan beri tanınmak için kıvranıp duruyor siyasilerimiz. Bin bir dereden su getirdiler de boşa zaman harcadılar. Bakınız, Anavatan da dahil olmak üzere birçok Dünya ülkeleri bizi nasıl tanıyor. Sahtekarlığın, dolandırıcılığın, kara para aklamanın, fuhuşun, uyuşturucunun, her türlü yasal olmayan işlerin döndüğü, Üniversite Cenneti bir avuç toprak parçası olarak tanınmış durumdayız.

Hele ki son yıllarda yaşanan “illegal” olaylar ile artık tanınmak gibi bir gailemizin olmaması gerekiyor. O kadar ki, bu üniversitelerde okuyan Afrikalı öğrenci sayısı belki de bizlerden fazla olmuştur. Belki de diyorum çünkü nüfus sayımı konusunda Başbakan “bazı rakamlar vardır ki açıklanmaması gerekiyor” demişti. Oysa, işlerine gelince şeffaf hükümet, işlerine gelmediğinde de sır perdesi oluyorlar.

Ama yok artık öyle sır-mır, zaman halı altına süpürülen bütün kir-pas, çer-çöp ne varsa ortaya döküyor. Ve şu anda içinden geçtiğimiz zaman da tam böyle bir zaman. Geçtiğimiz günlerde “youtube” kanalında üç tane video izledim. Haber kanalları KKTC’de olan yolsuzlukları, sahte diploma skandalını ve ucunun TRT’ye kadar uzandığını anlatıyordu. O yüzden diyorum ki, artık tanınma gibi bir gailemiz olmasın Anavatan da dahil Dünya’nın birçok yerinde, burada olup bitenlerden insanların haberi vardır. Bu skandal ve yolsuzluklar sayesinde, ya ülkeye gelmek istemeyecekler ve turist kaybı yaşanacak, ya da bu kadar kolay yolsuzluk ve hırsızlık yapıldığını duyanlar buraya da kapak atacaktır.

Dünya digital çağı yaşıyorken, tek tuşla ülkemizde neler olup bittiği konusunda haberdar olmak hiç de zor değil. Düşünsenize, eski Bakan ve eşi sahte diploma ile tutuklanıyor, Devlette görev yapan üst düzey yönetici sahte diploma ile tutuklanıyor, Diploması sahte olan vekillerden bahsediliyor, bazı üniversitelerin ne kadar eğitimden uzak, sahtekarlıkta bir numara olduğundan bahsediliyor. Cumhurbaşkanı korumasının diploması sahte çıkıyor. İş bununla da kalmayıp, eski komutanlar ve polisin üst düzeyinde bile sahte diplomalılar çıkıyor. Ve tüm bu haberler TC basınında yer alıyor.

Bu olayları gören, duyan, izleyen “nasıl bir Devlet, nasıl bir hükümet” demekten kendini alamıyor. Bununla da kalmayıp sahte diploma olayının ucu TC de nüfuslu insanlara kadar uzanıyor. Ne demişlerdi “Anada ne var ise, yavruda da olacak”, “burası Türkiye’nin kalın bağırsağı”. Hepsi bir bir oldu mu? Oldu. Her şeyi bire bir yaşıyor muyuz? Yaşıyoruz. Nüfus asimile olduğundan burada “işgal var” diyoruz, suçlu oluyoruz. “Ülkemizde bu kadar yabancı istemiyoruz” diyoruz, ırkçı oluyoruz.

Ama asıl mesele efendiler, sizlerin Devlet olmaktan, hükümet etmekten hiçbir şey anlamadığınız. Dahası, yaptıklarınız ile Devletin itibarını sıfırlayıp, bizleri Dünyaya bu yollarla tanınmamıza vesile olmanızdır. Üniversite cenneti, yapacaksınız diye eğitim seviyesini düşürdünüz, ucuz işçi kullanacaksınız diye emeğin ve emekçinin katili oldunuz, cebiniz komisyonlarla dolacak diye vatan toprağını yabancılara sattınız. İnşaat sektörünü kalkındıracaksınız, birilerini sermaye patronu yapacaksınız diye orman arazilerini beleşe sattınız.

Hangi taşı kaldırsak altından çıkar oldunuz. Tasa etmeyin efendiler tanındık, tanınmak gibi bir gailemiz yok artık. “Anasına göre tanası” olup çıkıverdik. Nasıl, yarattığınız sistem ve bu düzen ile olaylar örgüsünde kendinizi halen daha Devletin yüce makamlarını işgal eden büyük politikacılar olarak görebiliyor musunuz? Bence hepiniz de gelmiş geçmiş tüm dönemlerin yüz karasısınız. Vesselam.