0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Son zamanlarda birçok okuyucumdan belli başlı şikayetler almaktayım. Bunlardan bir tanesi de restoranlarda, meyhanelerde, sıradan bir yemek yerinde müşterinin önüne konulan hesaptaki kabarıklık!!! Yenilmeyen, içilmeyen şeyler bile gelen fatura üzerine yazılıp çizilmekte. Eğer ne yiyip içtiğinizi kontrol ederseniz bu tuzağa yakalanmazsınız. Ama eğer önünüze gelen hesabı sorgulamadan çıkarıp öderseniz, o da sizin bileceğiniz iş derim.

Memlekette sahtelik o kadar moda oldu ki, artık her sektör, her yerde bu durumu gözümüzün içine sokarcasına belli etmeye başladı. Bakkalı öyle, süpermarketi öyle, restoranları öyle, meyhaneleri öyle, eve çağırdığınız ustası öyle, yapıcısı öyle, inşaatcısı öyle v.s saymakla bitmez. Meşhur bir söz vardır “üzüm üzümü göre göre kararır” diye, ülkenin hali de, her sektörde ayni olma yolunda gidiyor. Yalancılık, dolandırıcılık, kandırmaca sistemden olmuş durumdadır.

E “balık baştan kokar” diyorlar ya, bizim başımızdakilerde ne var ise, ülke de bunlarla bire bir özdeşmeye başladı. Baksanıza, sahte diploma olayına, bir iken iki oldu, derken arkası çorap söküğü gibi gelmeye başladı. Neyse, geçtiğimiz günlerde bir yakınım yeni açılan bir mekanda ailesi ile bir yemek yedi. Gelen hesabı biraz uçuk bulunca ilgili garsona, faturada yemedikleri ve içmedikleri şeylerin de yazılı olduğunu söyledi. Garson, konuyu bir üstüne aktarır, o da bir üstüne, derken mekan sahibi olaya müdahale edip, özür dileyeceğine, müşterisine neredeyse hakaret edercesine bir tavır sergiledi. Tartışma sonucu hesap düzeltildi ve aile oradan ayrıldı.

Yeni açılmış bir mekan, müşteriye nasıl davranacağını ve ne şekilde konuşacağını bilmeyen işveren ve mağdur olan müşteri hikayesi. Bu durum sadece görüp duyduklarımızdan bir tanesi. Bir de itiraz etmeye utanan insanımız var. Biz Kıbrıslılar çok mütevaziyiz ya, bazen susmayı erdem biliriz. Oysa, içinden geçtiğimiz dönem “susmak yerine konuşmayı gerektiren” bir dönemdir.

Hemen bu konular açılmışken, ben de size geçenlerde başımdan geçen bir olayın kısa özetini geçeyim. Güneyde Burger King’te siparişimi verip oturdum ve bekliyorum. Bu bekleyiş on dakika kadar sürdü. Bu esnada sipariş verdiğim garson kızla bir ara göz göze geldim ve bana “siparişiniz birkaç dakikaya hazır olacaktır” diye işaret etti. Bu birkaç dakikalık süre 5-6 dakika uzayınca kız yanıma gelip “siparişiniz az sonra hazır olacaktır, bu bekletme için sizden özür diliyoruz ve size dondurma ikram etmek istiyoruz” dedi.

“Teşekkür ederim hiç gerek yok, ben beklerim, sorun değil, zaten dondurma için de hava soğuk, üşürüm” diye tatlı bir espiri yaptım. “O zaman size 4’lü naget getiriyorum” diyerek, bir şey söylememe fırsat vermeden yanımdan ayrıldı. Siparişimi de tepsiye yerleştirip kendi elleriyle bana servis etti. Bundan öte yorumlar size ait sevgili okurlarım.

Medeni olamayan insanlar, illaki her yerde kendini bir şekilde kusurları ve yanlışları ile belli edecek. Avrupalı da her davranışı ile Avrupalı olduğunu gösterecek ve örnek bir davranış sergileyecek. Aradaki fark, uçurumlara denk. Her şeyden önce insan olmak, adil olmak, dürüst olmak ve yardımlaşmayı bilip, paylaşımcı olmak insanlığın ilkesi olmalıdır diyerek, örnek bireyler olmamız için “ha gayret” diyorum. Vesselam.