0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Sanırım, dünyada en güzel iklim özelliklerine sahip ülkelerden bir tanesiyiz. Kış aylarında, toplasanız 15-20 gün gibi bir zaman diliminde soğuk ve yağmur olur. Ve bu süre zarfında, her seferinde ülke olarak ayni sorunları yaşıyoruz. Önlem almak, tedbirli olmak hükümet edenlerin aklının işi değil. Biliyorsunuz, faydalı icraat yoksunu hükümetler en kötü kaderimizdir. Aslında, kader demek de doğru olmaz, seçtiklerimiz demeliyim. Geçtiğimiz günlerde yağan yağmurlar sonucu, yine dere yataklarına inşa edilen evleri su bastı.

İnsanlar mağdur olurken, hayvanlar telef oldu. Ne acı!! Geçitköy halkı per-perişan oldu. Her seferinde, doğa olayları karşısında ayni sorunları yaşamak ve ayni sonuçlara maruz kalmak tam bir acizliktir diye tanımlamadan geçemeyeceğim. Bunun hesabı kimlerden sorulmalı? Ya da bu hesabı sorup ceza uygulayacak olan bir merci var mı? Her seferindeki gibi bunda da yok. Dere yataklarına verilen izinler tamamen yasal olmayan ve doğa olayları bakımından da son derece sakıncalı bir durum. Veya her yıl dere yatakları ıslah edilip, gerekli bakım ve tadil işleri yapılıyor mu?

Bu da bir başka cevapsız soru gibi duruyor. Asıl mesele, bizi idare ettiğini sanan hükümet yetkilileri bu dere yataklarına verdikleri inşaat izinlerinden kim bilir kendilerine ne menfaat sağlıyorlardır !!! Boşuna değil ki, sıradan bir hayatı olan, vekil olduktan sonra yaşantısına, hanlar hamamlar katıyor ve servet yapıyor. Oy uğruna, rant uğruna, ülkede peşkeş çekilmedik yer, yasaları çiğnemedikleri madde kalmadı. Ve bile bile, tüm bunlara devam etmektedirler.

Bir yerde okumuştum, havadan gelen paranın tadı damağınıza değdiği an, artık o tadı hep almak, o hazzı hissetmek ve her seferinde daha fazlasını istemek durumunda kalıyorsunuz. Zamanla bu duruma alışıp, hep daha fazlasını istiyorsunuz. Güzel bir tanım, tam da bizim efendilere uygun ve adeta onlar için yazılmış bir tarif gibi duruyor.

Allahtan günlerce süren bir yağış söz konusu değil. Eğer bu iki günlük yağmur 4-5 gün kadar aralıksız devam etseydi, sanırım ülke tamamen felç olurdu. Sel baskınları bir yandan, hayvanların telef olması bir yandan, elektriksizlik bir yandan, ulaşım sorunu bir yandan, delik deşik yolların su dolması neticesinde meydana gelecek olan trafik kazaları bir yandan ve derken yıldızı şafgaran ülke tamamen her türlü karanlıklara maruz kalırdı.

Her zaman söylediğim bir şey var; Bu ülke kanla sulanmış bir ülke, hırs, siyasi emeller ve düşmanlık tohumu serpiştirilmesi sonucu ortadan ikiye bölünmüş bir ülke olarak, uğursuzluklar yaşamaya açık olacaktır. Çünkü, akıtılmış kan asla kurumaz. Vesselam.