0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Tıp dilinde adı “Kleptomani” olan hırsızlık hastalığının temel açıklaması, “bireylerin ihtiyacı olmadığı halde nesneleri çalmalarına ve hırsızlık yapmalarına yol açan kuvvetli dürtülerdir. Buna sebep olan ise, beyinde bulunan norotransmitter denilen maddelerden biri olan serotonin seviyesinin dengesizliğidir. Bu hastaların çoğu psikiyatrik destek almaktan korktukları için gizlilik ve utanç içerisinde yaşarlar.

Belki de birçoğumuzun etrafında bu rahatsızlığı olan insanlar bilinmemektedir. Ancak, toplumun bildiği, her gün haberlerde okuduğu hırsızlar da memleketin bu hallere gelmesine sebep olanlar, toprağını parsel parsel yabancılara satanlar ve peşkeşlerden komisyon işleriyle paraları cukkalayanlar vardır. Aslında, bunlara da bir çeşit “Kleptomani” uğramış dersek yalan olmaz, değil mi sevgili okurlarım? Ama bunları gerçek hastalardan ayırt eden özellikleri, hiç utanmamaları, hiç çekinmemeleri ve kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi lanse etmeleridir.

Oysa bunun içerisinde bir avuç Kıbrıslıyız, kimin nesi var nesi yok, kim Atalarından mal-mülk bulmuş, kime yüklü miktarda miras olarak para kalmış, kime araziler kalmış, hemen hemen hepsini de biliyoruz. Gençliğinde üzerine giymeye bir paltosu bulunmayan, almaya maddi imkanı olmayanlar, bugün orijinal hayvan kürkleri içerisinde sefa sürmektedir. Gözümüz yok ama kendinizi de ağırdan satmaya kalkmayın, duvara toslarsınız.

Her neyse, biz asıl meseleye gelelim, geçtiğimiz günlerde, yine mecliste birtakım söylentiler aldı başını gider, basın da etraflıca bu konuya yer verdi. Meclis Başkanı #Töre’nin divandan habersiz yaptığı harcamalar ve aldığı kararlar gün yüzüne çıkmış bulunmaktadır. Dahası UBP vekili Hasan #Küçük bu konu hakkında “utanç duyuyorum” demiştir. Aslında, ortada şaşılacak bir durum yoktur. Bahse konu kişinin geçmişine bir baktığımız zaman Türkiye’ye kaçak puro sokmaya çalışırken yakalandığına dair haberler uzunca bir süre basını meşgul etmişti.

Ancak, dokunulmazlığı sayesinde olaydan herhangi bir ceza almadan kurtulmuştu. Yazılıp, çizilenler ise, haber olarak tozlu raflarda yerini almıştır. “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” derler ve yine mecliste hakkında çıkan haberler için, usulsüzlük “asılsızdır” diye düşünemeyeceğim. Bir insan için ortaya kaç sefer yalan atılır? İşte tam da burada bu “Kleptomani” denilen hastalık bana bir şeyler çağırıştırıyor.

İnsan bir kez harama el uzatıp, hazzına varırsa, sonrasında kendine engel olamaz. Ve sadece #Töre değil, hakkında şaibe olan, davası bulunup da dokunulmazlığı ile yargılanmayan tüm vekillerin keşke dokunulmazlığı kalksa da, soruşturma başlatılsa. İşte o zaman takke düşecek kel görünecek ve asıl kimler Kleptomani hastalığına yakalandı belli olacak. Vesselam.