BİR KİLO ET – Kıbrıs Detay
DOLAR 35,9976 0.22%
EURO 37,2320 -0.56%
ALTIN 3.307,640,36
BITCOIN 3452895-1,52%
İstanbul

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

BİR KİLO ET

BİR KİLO ET

ABONE OL
Ağustos 22, 2023 09:17
BİR KİLO ET
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Günlerce basında yazıldı çizildi. Adam işyerinden 1 kilo et çalmış, fotoğrafları ile poz poz gündeme geldi. Yok işten çıkarıldı, yok işten durduruldu, günlerce basında çok önemli bir olaymış gibi yer aldı. Yahu hırsızlığın 2 nedeni olur. Ya hastalıktır, ya da gerçekten ihtiyaçlıdır, başka çaresi kalmamıştır.

Hoş bir durum olmasa da, burada asıl mesele Devlet yetkililerinin durup düşünmesi ve bu adamı hırsızlığa iten sebepler araştırılmalıdır. Tabi bu dediğim Avrupa standartlarında, İnsan Hakları olan ülkelerde yapılır. Burada, adaleti, hak ve hukuku geçtim, insanlık ölmüş insanlık. Bir işveren olarak baktın yanında çalışan 1 kilo et çaldı. Ver eline günlüğünü yollat gitsin, olayı polise intikal ettirmenin ve günlerce basında çıkmasına sebep olmanın sana ne faydası oldu ki!!!

Ama bir de empati yapıp şöyle düşünün, bu adamın alnına hırsız damgası yazılıp vuruldu. Çoluk çocuğu, eşi bu ayıp ile nasıl insan içine çıkacaklar. Peki ya adam? Bu saatten sonra hırsızlık damgası yiyen bir insana kim iş verecek? Kim güvenip de yanında çalıştıracak? Allah aşkına memlekette o kadar usulsüz işler, yasal olmayan uygulamalar, devleti göz göre göre çalanlar, makamlarını kötüye kullananlar durur iken, bu da haber mi ki!!!

Yazın; makam koltuğunda otururup, görevi kötüye kullananları Yazın; liyakata dayalı atamalar yapılmadığını Yazın; torpil ile usulsüzce devlete istijhdam yapıldığını Yazın; devletin bütçesinden kendilerine pay çıkaranları ve kötüye kullananları Yazın, usulsüz ihaleleri ve yandaşe peşkeşleri Yazın; devletin topraklarını karış karış satanları Yazın; dağı taşı delip, dereleri doldurup arazileri kendilerine ve yakınlarına tapu edenleri Yazın; olmadık kişilere kimlik verip vatandaş yapanları Yazın; toplumun cebinden elini hiç çekmeyenleri Yazın; çocuklarına lüks yaşam sunanların, bu derenin suyunun nereden geldiğini açıklamaları gerektiğini yazın Yazın; bazı baldırı çıplakların nüfuslu kişilerin kanını nasıl emdiğini ve hangi sıfatla devletin her kurumundaki işlere burunlarını soktuklarını Yazın; bu memleketteki suçların her geçen gün artışının sebeplerinin araştırılması gerekliliğini Yazın;

Kıbrıslıları el birliği ile kendi ülkelerinde azınlık durumuna düşürenlerin arsızlıklarını, yolsuzluklarını, aymazlıklarını yazın. Yazın; ucuz işçilik, kadın ticareti, öğrenci yurtları, özel okullar, özel hastaneler, casinolar, bet ofisler, kimlerin onayı ile kimlere sermaye kapısı yapıldı Yazın; asıl hırsızların yaptıklarını yazın, memleketi ne hale getirdiklerini yazın. Düşmüşsünüz bir kilo etin peşine, bulmuşsunuz bir garibanı, vuruyorsunuz yerden yere. Asıl yerden yere vurulacaklar, post üstünde oturup saltanat süren efendilerdir.

Vesselam

**

Ceynur Pehlivan’ın teknik nedenlerle dün yayınlayamadığımız  yazısını da bugün yayınlıyoruz

GURBETLER (OLELER) ONLAR DA İNSAN, HEM DE BİZLERDEN

Yıllardan beridir , Irkçılığı ve toplumdan dışlanmayı en ağır şekilde yaşayan etnik gruptur Gurbetler. Yaptığım araştırmalara göre, Atalarının asıl doğup büyüdüğü topraklar Hindistan ve Afganistan olmakla birlikte, zamanla gezgin ve göçebe gruplar oldukları için yolları bir şekilde Kıbrıs ile keşişti. Esasen güneyde yaşayan Gurbetler, 74 Barış Harekatı sonrası Kuzey’e göç etmişlerdir.

Kendileri, Kıbrıs Türk toplumuna entegre olmayı tercih ettiler. Özellikle Güzelyurt ve Gazi Mağusa bölgesine yerleşen bu etnik grub, çadırlarda yaşamı ve çalgı çengi işleri ile uğraşmayı seviyorlardı. Ayrıca, hurda demir toplayarak geçimlerini sağladıkları bilinmektedir. Güney kesiminde kalanlar ise, devlet kontrolünde kendilerine ev-bark verildiği ve sosyal bütüne dahil edilmeleri amacı ile, ikamet ettikleri bölgede bu etnik grubun çocukları için okul inşa edip, çocukların eğitim almaları sağlandı ve iş faaliyetleri için de bir merkez kurulduğu bilinmektedir.

Birbirlerine bağlı ve kenetlenmiş şekilde yaşayan Gurbetler güneyde devletin kendilerine sunmuş olduğu her türlü hizmetten faydalanmış ve iyi bir hayat sürmektedirler. Gelelim Kuzeye, 74 sonrası bizim tarafa geçenlere devlet bir yer göstermemiş ve muhtelif bölgelere yayılarak çadırlarda yaşamışlardır. Bir söylentiye göre de Kurucu Cumhurbaşkanı bu etnik grubu Kıbrıs’ın kuzeyinde hiç istememiştir.

Kim bilir, belki de bu yüzden bizim tarafı tercih edenler, insan haklarından uzak, ötekileştirilerek yaşamaya mahkum edilmiştir. Şu bir gerçek ki, 74 sonrası şehir içinde tek tük gördüğümüz bu Gurbetler, ki bunların bir çoğu şiş satarak veya demir ve hurdacılık işleri ile uğraşarak yaşam mücadelesi vermek zorunda kaldılar, yıllar içerisinde varlıkları silinmişçesine görünmez olmuşlardır.

Çünkü, devlet bize entegre olmayı tercih eden bu etnik gruba sahip çıkmamış, dışlamış, ötekileştirerek, yaşam alanı ve iş imkanı sunmamıştır. Bazıları da zaten geçim derdinden yurt dışına göç etmişlerdir. Halbuki, bugün bakıyorum da, yuce devletimiz 72 milletten insana kucak açıp, vatandaş yapmış, iş vermiş, mal-mülk ve arazi vermiştir.

Ne kadar acı değil mi? Yabancılara değer verip, sana entegre olmayı seçmiş küçük bir grubu dışlayıp hor görmüş ve insan haklarına aykırı yaşam sürmelerine de göz yumulmuştur. Siz hiç bu güne kadar bir Gurbetin kadına şiddet, taciz, hırsızlık, çocuk istismarı, uyuşturucu satışı, kadın ticareti gibi haberlere adlarının karıştığını duydunuz mu? Veya bile isteye kasten adam yaralamak veya öldürmek suçlarını işlediklerini işittiniz mi? Haklarında basında yer alan herhangi bir suç haberi okudunuz mu? Ben şahsen sıkı bir basın takipçisi olarak ne böyle bir haber duydum, ne de böyle bir haber okudum. Ama yurt dışından gelen o 72 milletten insanların, birçok suça karıştıklarını her gün okumaktayız.

Hal böyle olunca, bu bir avuç Gurbet yaşam idame ettirebilmek için, kendi yağları ile kendi ciğerlerini kavurmuşlardır. Devlet onlara yardım eli uzatmayıp, dışlamış, ötekileştirmiştir. Fakat, tüm bu olumsuzluklara rağmen, onlar birbirlerine kenetlenerek yaşamayı, cenazelerde, düğünlerde hep birlikte hareket etmeyi, sevinçlerini de, kederlerini de paylaşmayı bilmiş ve bu kenetlenmeleri ile geçtiğimiz gün meydana gelen cinayet olayında bize ders vermişlerdir.

Bir avuç “Gurbet” hak ve adalet aramak için yola düşmüş, eylemini yapmış, ve gereken yerlere gerekli mesajları vermişlerdir. “Evladımı Vatanıma yolladım ve vatanımda öldürüldü” diyordu acılı baba. Onlar burayı “Vatan” bilmiş de, biz onları bizlerden biri olarak görmeyi hiç bilememiş, kabullenmemişizdir. Oysa, İnsanlığın dili, dini ve ırkı olmaz. Hele ki böylesi bir acının hiç olmaz. Bu vesile ile merhuma Allahtan rahmet, yaslı aileye de sabırlar diliyorum. Vesselam.

    En az 10 karakter gerekli

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.