0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Biz hem fakir, hem de çok zengin bir devletiz. Topluma gelince hükümet sefilleri oynuyor. Kendilerine gelince bol keseden harcıyorlar. Ve iş çekip çevirmeye, icraat yapmaya gelince de özelleştirme ile işin içinden sıyrılıyorlar.

Şöyle ki; Bakanlıklarda ve dairelerde, işçi statüsünde temizlik elemanları çalıştırılıyor. Ancak, bunlar maalesef bu görevleri yerine getirmeyip, bakanlık ve daire temizlik işleri özel temizlik şirketlerine gerek ihale usulü, gerek ise ihalesiz veriliyor. Daire elemanları ne mi yapıyor? Santral işlerine bakıyor, boş geziyor ve hatta özel sekreter olarak görev yapan bile var.

Devlet hastanesine bakıyoruz, hemşireler yetersiz, devlet kadro açıp eleman almıyor. Ama özel şirketlere hastaneye bakıcı sağlaması için ihale usulü iş sağlıyor. Keza, güvenlik işleri de aynen bu şekilde yürütülüyor. Hastalara çıkacak olan yemek ise, yemek sistem ile yıllardır bir kişinin tekelinde bulunmaktadır

Gençlerimize iş imkanı sağlanacağı yerde yurt dışından ucuz işçilik adı altında memlekete ne olduğu belirsiz yetmiş iki milletten yabancı uyruklular getiriliyor. Ve yine bu gençlerimize göç etmemeleri için, köylerinde arazi tahsisi yapıp kırsalı desteklemek maksadı ile, hem iş, hem de hayat kurmaları adına teşvik edici çareler üretmiyorlar.

Ama topraklarımızı yabancılara peşkeş çekmekten hiç hicap duymuyorlar. Dere yataklarını iyileştirip, barajlar yaparak, dört tarafı denizlerle çevrili ada parçası olduğumuzdan dolayı su sıkıntısı yaşamamamız gerekirken bize TC’den su getirterek, bizi oraya mahkum ettiler. Oysa ki, yapacakları plan ve projeler ile dere yatakları iyileştirilip, göletler ve barajlar oluşturmak var iken onlar kolayı seçtiler. Dere yataklarını da çatır çatır doldurup, üzerine yüksek katlı inşaatlar diktiler.

Yılın 10 ayı ülkemizde güneş hiç eksik olmaz iken, güneş enerjisini elektrik enerjisine döndürme çalışmalarına yöneleceklerine, TC’den yeraltı kablosu ile elektrik getirtmeyi ve birilerini bu yolla zengin etmeyi görev bildiler. Milletin olan denizleri, sahilleri parsel parsel komisyon uğruna peşkeş çekip, toplumun haklarını hiç gözlerini kırpmadan ihlal ettiler.

Bir de utanmadan vatan, millet, bayrak siyaseti ile etrafa gülücükler dağıttılar. Ülkemizde öğretmen olup da işsiz gezen gençlerimiz dururken, TC’den öğretmen getirtip okullarımıza yerleştirdiler. Ülkemizde imam yokmuş gibi, bunu da tutup TC’den atama ile başımıza getirip, musallat ettiler. Dahası, dini bilgilerimizi ve inançlarımızı yerden yere vurdular.

Devletin en üst ve en özel makamlarına bizden değil de, yine TC’den eleman getirtip oturttular. Sanki bizde akıllı, kültürlü, bilgili, işin ehli insanlar yok gibi. Aslında var, hem de çok da, işlerine gelmediğindendir tüm bu usulsüzlükler. Yani daha yazacak çok konu vardır da, kısa bir özet geçeyim dedim. Onlar işine geldiği gibi, ya komisyon için peşkeş, ya oy toplamak için makam, ya birilerine sermaye kapısı sağlamak için özelleştirme yolunu tercih etmişler, makamlarını yiyip- içip, cep doldurmak için bir yer olarak görmüşlerdir.

Ehh madem ki öyle, bu kadar usulsüzlük, bu kadar yalan-yanlış işler, bu kadar gereksiz makamlar, bu kadar özelleştirme, bu kadar işe yaramaz insanlar, bu kadar acınası durumda bir devlet ve bu kadar biat eden bir zümre var; Toplumun da istekleri var. Meclisin lav olup, yerine gerçek iş bilen insanların atanıp, memleketin toprağını satmadan, memleketin itibarını sıfırlamadan, devletin kalkınmasını ve yeniden ayağa kalkıp, kabul gören güçlü bir devlet yaratılmasını sağlayacak insanlara meclisin kapılarını açıp, orayı da özelleştirmek, orayı da tıpkı topraklarımızın 99 yıllığına büyük otel işletmecilerine kiralandığı gibi kiralanmasını talep etmek en doğal hakkımızdır kanaatindeyim.

Onlar yapınca iyi-güzel ve oluyor da, biz yapmak isteyince neden olmasın ki!!! Madem öyle, işte böyle. Vesselam.