0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Şu an için maalesef ortada “değil güçlü bir devlet”, “devlet var mı ki” dedirten ve düşndüren bir durumla karşı karşıyayız. Şimdi yine birileri bana kızacak, “devlet var, hükümet edenlerde iş yok” diyecek, ya da “devlet demek millet demektir” diyecek. Öncelikle devlet var olsaydı, itibarlı, yasaları ve adaleti düzenli ve hakkaniyetli çalışan, sistemli bir yapı olurdu. Ve elbette bu coğrafyada doğup büyümüş olanların sayıca üstünlük sağladığı bir nüfus olurdu. Öyle bir nüfus yapısı da bulunmadığına göre, ortada ne “bir devlet” ne de “bir millet tanımına uygun durum mevcut değildir.

Maalesef bu durum siyasilerin de hiç umurunda değil. Kendilerince bir çark kurmuşlar, bu çarkın içerisinde mafya düzeni, komisyon işleri derken yoğruldukça yoğrulup pisliğe bulaşmışlar. Bugün ülkede hangi illegal iş var ise, altından çıkacak olan mutlak suretle bir vekilin olması kaçınılmazdır. Dedim ya, kendilerinin oluşturduğu bu sistemde perde gerisinde patron, ortaklık ve komisyonluk işleri itinalı bir şekilde yürümektedir.

Kiralık araç servisleri, otel işletmecilikleri, öğrenci yurtları, bet ofisleri, gece kulüpleri, devletin arazileri, T izinleri ve devletin sağladığı her türlü hizmetin kötüye kullanımı ile bizler bu günlere gelmiş bulunmaktayız. Gördük görmezden geldik, duyduk duymazdan geldik, işittik konuşmaktan çekindik ve durum ortadaki tablo ile ayna gibi gün yüzüne çıkmıştır. Peki ama çare var mı? Yeniden yapılanıp, güçlenmek mümkün mü? Elbette her şeyin bir çözümü, her derdin bir çaresi vardır.

İlk önce bu siyaset adamlarının artık miyadı dolmuştur. Elli senede memleketi ne hale getirdiklerini görüyoruz. Hepsinin emekliliği gelmiş durumdadır. Arada birkaç tane genç, dinamik, kafası memleket işlerine çalışan vardır ki, onlar bu emekli olacakların dışında tutulmalıdırlar. Devletin kasasına para girmesi için düzenli vergi toplanmalıdır. Hatır gönül işleri bir kenara bırakılmalı, casinolardan kuruşu kuruluna vergi toplanmalıdır. Bet ofisleri için yeni bir yasa yapılmalı ve yasal olmayan bet ofislere göz açtırtmayıp, buradan da gerekli vergiler toplanmalıdır.

Vatanın toprağı bu saatten sonra hiçbir şekilde bir yabancıya satılmamalı ve nufüsun dokusunu koruyabilmek adına kimlik verilmemeli, son on yıl içerisinde verilen kimlikler de yeniden gözden geçirilmelidir. Kooperatifler kurulmalı, yerli, üretim desteklenmeli ve ülkede ithalat ve ihracatının belli bir dengede tutulması sağlanmalıdır. Hal yasası derhal geçirilmeli, üniversiteler ve öğrenci işleri için yeni yasalar çıkarılmalı ve denetim şart olmalıdır. Devamsızlıkta sınır dışı şart koşulmalıdır. Sermaye patronlarına vergi affı kaldırılmalı, elektrik borçlarını derhal ödemeleri şart konulmalıdır.

Ülkede kendi aklı ile emlak işi yapanlara maddi ceza uygulanmalı ve emlak sektörü de denetim altına alınmalıdır. Devletin her bir kurumunda vasıfsız olanların işgal ettiği makamlara iş bilen ve çalışkan insanlar atanarak, müşavir ordusu temizlenmelidir. Ülke ekonomisine en çok katkısı olan Turizm sektörü için gençlere iş imkanı yaratmak, iş garantisi sağlamak ve her beş yıldızlı otelde yarı yarıya yerli-yabancı çalışma şartı koymak gerekmektedir.

Kaçak ve ucuz işçiliği önlemenin yolları aranmalı ve bu konuda da yeni yasalar gündeme konmalıdır. Aslında, mevcut yasalar bir bir ele alınarak, kişiye özel, sermaye patronlarına özel ve yabancılara özel yasalar yürürlükten kalkmalı, bunlar yeniden devlet ve millet menfaatleri göz önünde bulundurularak yeni yasalar yapılmalıdır.

Ha bunları kimler, nasıl ve ne şekilde yapar diyorsanız, önce ülkeyi bu hale getirenleri temizlemekle işe başlayabiliriz. Ve bunu yapacak olan da bizleriz. Gerek sandıkta ders vererek, gerek eylemlerle, gerekse her türlü hak ve adalet için gözümüzü karartarak bu yola baş koymalıyız. Vesselam.