0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Geçmişten günümüze, dünden bugüne, ya da bir saat öncesi ve sonrası her durumu ortaya koyabiliyor. Geçmişin tarihini değiştiremeyiz, ancak bu günün tarihini kendi ellerimizle ilmek ilmek işlemek mümkün. Lakin, aradaki zaman diliminde her şey o kadar kirlendi ki, siyaseten, toplum olarak, zihinler ve aramıza yerleştirilen çürük elmalar o kadar çok çoğaldı ki gün be gün, temizlenmesi çok uzun bir süreç alır.

Dahası, sayıca üstünlük de göz ardı edilmemesi gereken bir dez avantaj. Bilinçli olarak yapılmış, siyaseten bir düzen, bir sistem ve gelinen son noktada “Güzel günler göreceğiz” diye vaatlerde bulunmak tam bir hayal cümlesi!!! Güzel günler kendiliğine gelmez ki!!! Ülkede güvenlik, asayiş, huzur her geçen gün tırmanırken “güzellikten” bahsetmek aşırı iyimser olmak demektir. Elli yılın kiri, pası, tozu, toprağı, rutubeti, küfü, örümceği, kötü kokusu, çürümüşlüğünü, yeniden bir düzene koyup, ileriye doğru güzel bir yol haritası çizmek, gelişmek, büyümek, ekonomik olarak kalkınmak, Dünyaya kendini kabul ettirmek, kolay mı ki!!! Kolay olsaydı “Lafla peynir gemisi yürümez” diye bir özdeyiş söylenmezdi bilir kişilerce!!!

Bir yanımızda papaz ve kilise etkisi ile bize duyulan düşmanlık, öte yanımızda bizi besleme gören, bu toprakları gelip kurtardığını ve bu toprakların asıl sahibi olduğunu öne süren bir güruh ve bizi kendi topraklarımızdan atmayı hedeflemiş kendi dilimizden insanlar var iken, güzel günler çok da yakın gibi görünmemekle birlikte, işin gerçeği kaos daha da büyüyecek gibi durmaktadır.

Ateşler yakılıp, direnme ile yasa geri çekilirse, ülkede sükûnet mi olacak? Hayır. Peki, bu ateşlerin yanması ile hiçbir gelişme olmazsa da yasa geri çekilmez ise olaylar durulacak mı? Hayır. Peki bu güzel günler nasıl gelecek? Baksanıza, vekilin sahte diploması değerlendirmede bir türlü sonuca gidilemiyor. Adaletin keskin kılıcı topluma işledikçe, dokunulmazlıklar kalkmadıkça, nereden buldun yasası çıkmadıkça o güzel günlerin başlaması imkansızdır. Bu düşüncem karamsarlık değil, işin özünde eğri oturup doğru konuşmak, doğru düşünmek ve doğruya yönelmek vardır.

Bu memlekette kötü kokuların altından çıkanlara bir bakın, bu memlekette bizi ayrıştırmaya çalışan kimler bir bakın, bu memlekette yasalar kimlere işlemez bir bakın, bu memlekette nufüsun gerçeğine bir bakın, bu memlekette Devletin tüm kurumlarında olan bitene bir bakın, bakın bakalım üst düzey bürokratlarda liyakata dayalı atama var mı? Bu memlekette giriş-çıkışlarda sıkı bir denetim var mı , bakın bakalım!!! Bu memlekette ceza ve suçlara, kimlerin içeride yattığına bir bakın bakalım!!! Bakınız, ülkedeki ekonomiye, gelir dağılımına, üretime, ithal ve ihracata, eğitim seviyesine, tüm bunları etraflıca düşününüz!!!! Bir bakınız bakalım trafikte ne kadar emniyet ile güvenilir bir şekilde yol alabilirsiniz? Bir bakın bakalım, sonradan görme zenginler kimler? Pahalılığa ve alım gücüne iyice bakınız ve nedenlerini düşününüz.

Bakın bakalım bu ülkede kanayan bir yara olan torpilin başımıza açtığı işlere!!! Şimdi, tüm bu saydıklarımı iyice düşünüp, teraziye koyunuz, bir yanı o kadar çökmüş olacak ki, denge kurmak mümkün değil. Şimdi bir kez daha “Güzel günler Göreceğiz” diyenlere hangi sebeple inanmalı!!! Ben şahsen kendi günümü güzelleştirirmeyi ön planda tutuyorum. Zira, memleketin gidişatı ortada, siyaseten biat son sürat ilerlemekte ve hükümet edenlerde akli selim bir yol haritası yok, eylemler sadece gün için.

Vesselam