0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Özelde Türkiye, Genelde Türkiye’de yaşananllar bize de bulaşacak diye ‘Korkuyorum’ Türkiye’de yaşanan gazetecileri tutuklama presüdürü yeniden canlanacak diye KORKUYORUM. ‘Cadı Kazanı’ fokurdamaya başladı. Ortadoğu ve Türkiye kazan, birileri elinde kepçe karıştırdıkça karıştırıyor. Trump ben başkan seçilirsem savaşları sona erdireceğim demişti ama tam aksine savaşlar daha büyük boyutlara taşındı. Trump, Ukrayna’ya yer altı zenginlikleri benim yoksa ‘Ne halin varsa ‘ gör dememişmiydi. Danimarka’ya ait Grönland adasına salya akıtarak bakarken, birden arkasından Panama çıkıvermişti. Bugün laf koymayacam. Çay koydum; gel, iç, insanlık gör denildiği için Tramp bundan cesaret alarak işi daha da büyüterek bu kez rotayı ‘Kanada’ya çevirmemişmiydi?  Bizim eyaletlere katıl dediği Kanada’ Başbakanı eksik olmayın, dedik. Fazla olmaya başladınız. Hayırdır? Diyerek resti basmamışmıydı?

ÖNCE SURİYE SONRA GAZZE

Suriye’de bahar havası esiyor. SDP ile Suriye hükümeti anlaştı. Ülkede birlik beraberlik oluştu derken, Suriye’nin Lazkiye ilinde adına mezhep çatışması denilen, ama aslında Suriye’nin Lazkiye ilinde, Beşer Esad’ın kardeşi Mahir Esad’a bağlı generallerden 4. Tümen komutanı Givas Delle ile 6 Mart’ta güvenlik güçlerine pusu kurup 11 güvenlik görevlisini öldürmesiyle tekrar çatışmaların başlaması için ateş yakılmıştı. Bu saldırı ile Suriye Başkanı Ahmet Şarra zor durumda bırakılmaya çalışıldı ama başarılamadı. Peki bunu kim dürtükleyip yapmaya çalıştı? Arkasından Gazze’de geldi. ‘Ateş Kes’ sağlandı denilen Gazze’de silahlar yine ölüm kusmaya başladı. ABD’den İran’a vururum tehdidi geldi. ABD-İngiliz uçakları Yemen’deki Husi’lere ait yerleri vurmaya başladı. Kısacası bölge ‘Cadı Kazanına’ dönüştürüldü.

Bitmedi arkasından Rum Lider Hristodulidis, Kıbrıs topraklarını ABD’ye açarak üs verirken, Mısır’a giderek Doğu Akdeniz’deki gaz yatakları ile ilgili anlaşmalar yaptı. Sonra benzer görüşmeleri İsrail ile yaptı. Bana göre taktiksel hata yapan Erdoğan’ın bu hatasından faydalanmak isteyen tipi Tarlabaşı ama egosu sanırsın Nişantaşı olan o bildik ülke başkanları bundan faydalanmak için kolları sıvadı. Güzelim Türkiye’mi cadı kazanına dönüştürerek, ellerinde kepçe karıştırdıkça karıştırmaya başladı. Yaşananlar sonrasında buraları da karıştıracaklarından KORKUYORUM.

FOL YOK YUMURTA YOKKEN TÜRKİYE KARIŞTIRILMAYA ÇALIŞILDI

Durup dururken aniden 30 yıl evvel alınmış bir ‘Diploma ‘ ortaya atıldı. Baktılar yetmiyor. Bukez yolsuzluk ileri sürüldü. Kafi gelmedi. Bugüne kadar Törer’e destek verdiği hiç görülmeyen İmamoğlu’na neredeyse PKK’ya yataklık yapıyor iddiası ortaya atıldı. Tutmayınca ondan beraat verildi. CHP dik durup İmamoğlu ile ilgili salvo atışlarını karşılayınca bu pilav daha çok su kaldırır düşüncesi ile rota Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş’a çevrildi. Peki, karıştırma işleri bitecek mi? Bence hayır. Çünkü savunma silahlarını kendi yapan. Hatta bunları satarak hatırı sayılır bir gelir elde eden, ekonomisi günden güne büyüyen ve düzlüğe çıkan Türkiye ’yenin büyümesini bir şekilde ama öyle ama böyle engellemeye çalışacaklar. İşte bundan KORKUYORUM

SIRA KIBRIS’A DA GELECEK

Evet Evkafın su meselesine gelirsem sanırım sıra Kıbrıs’a da gelecek. Zaten esintileri gelmeye başladı. Durup dururken, ‘Disiplin Tüzüğü’ne el atılması ve tartışmalar yaratılması neden icap etti dersiniz? Yine durup dururken BM genel sekreteri António Manuel de Oliveira Guterres çay molası bitti. Hadde buyurun yemeğe deyiverdi Neden?. Bizimkiler ayrı egemen devlet derken Rum tarafı federasyon dedi. Aslında birisinin ene diğerinin güne çektiği bu şartlar altında hiç kimse bir anlaşmaya varılacağını düşünmüyor. Peki bunun böyle olduğunu bilinmesine karşın çay molasından yemek molasına neden geçildi diye sorarsanız, pişmiş aşa su katılmaz. Ancak başka bir niyet ve başka beklentiler olursa o aşa su katılır derim.

MERKEZ BANKASI DÖVİZ REZERVİ ERİMEYE BAŞLADI

Neyse Gezi Olaylarında birden ortaya çıkan Sarros’un, Türkiye ekonomisine fena darbe vurduğu gibi bukez ayni durum yaşanmayacak mı? Döviz ilk günlerde başını alıp giderken, TC Merkez Bankası tarafından müdahaleler ile önce durduruldu sonra yerinde saydırıldı. Ama Mehmet Şimşek’in ülke ülke gezerek topladığı 48 milyar doların 28 Milyarı buhar oldu. 170 Milyar civarındaki Merkez bankası döviz rezervlerinde müdahaleler sonucu ciddi azalmalar meydana geldi. Bu durum böyle devam ederse ve dövizi yine ateş basarsa ne olur? Meçhule giden bir geminin içindeyiz. Türkiye öksürürse biz zatürre oluruz.

HER KESİM BU DURUMDAN KAYGI DUYUYOR

Bu durumdan İş adamı ithal edeceği maldan dolayı kaygılı. Esnaf bugün aldığım malı yarın kaça alırım ve yerine tekrar koyabilirmiyim düşüncesiyle kaygılı. Borsa bir düşüş ve bir yükseliş içinde şaşkın. Dövizdeki yükselişin ardından bankalardan faiz artışı gelebilir. Buda bankalardaki mevduatı belki yukarı taşır ama bankalara kayan para yatırım ve üretimi sonlandırır. Üretimi olmayan bir ülkede ithalat yukarıya doğru seyri başlar. Buda ülkeden dövizin kaçmasına ve ticareti ters yönde tetikleyeceği için pahalılık yaratır. İnşallah kaş yapacayım derken göz çıkartan ‘İmamoğlu’nun Diploması’ ilgili tartışma, lokomotif sektör üniversitelerimize zarar vermez. Çünkü Southeastern Üniversitesi ile yürütülen süreç, Şef TRT eşliğinde, yandaş gazetecilerden oluşan ‘Saz Ekibi’ ile YÖK’ün denklik uygulaması yokken yapılan uygulama akordu bozuk enstrüman ile solisin detone olmasına neden olur. Nitejşn Prof.’ların üst düzey bürokratların üniversite mezunluğundan lise mezunluğuna düşürüldüğü noktada yapılanlardan sonra müdür ve makamlarını yok edecek. Türkiye’de Hamurabi Kanunları değil ama ‘Ben yaparım olur’ yasaları nedeniyle yasaklar ve kısıtlamalar başladı. Sosyal medyaya ve görsel ile yazılı basına getirilen yasaklar ve kısıtlamalar nedeniyle, yaptığı bir haber nedeniyle içeri tıkılan gazeteciler var. Miladi Takvime göre 50 Hicri Takvime göre 1000 yıl önce yaşanan enti püften nedenler ile tutuklamalar olursa o ülkede ‘Demokrasi’den söz etmek kanımca doğru olmaz

BU FİLMİ GÖRMÜŞTÜK

 Avrupa Birliği ülkelerinin başbakanları ve ileri gelen siyasilerin açıklamalarına bir bakın Ne demek istediğimi anlarsınız. Ben ülkelerin iç işlerine karışmam diyen Trump bile ırın kırın etmeye başladı. Bu filmin kısa metrajlı olanını biz bizim buralarda da görmüştük. Casusluk iddiaları ile hapse tıkılan Şener Levent’te, bir takım yalan yanlış iddialar ile tutuklanan Serdinç Maypa’da ne bileyim yazdığı yazı nedeniyle hala daha mahkeme kapılarında süründürülen Ali Kişmir ile ensesinden tutulup kaba yerine vole atılan insanlarda gördük. Birçok televizyonun yanısıra, Elçilik baskısı ile program yapmama izin verilmeyen ben, bunu Kanal T’de kendimde gördüm

78 YAŞINDA 3 KEZ KALP AMELİYATI GEÇİRDİ AMA GÖZÜ HALA KOLTUKTA

Yedek lastik, ağzı küfür ile açılıp küfür ile kapanan ihtiyar Bahçeli kalçasını kırdı yürüyemiyor. 78 yaşında 3 kalp ameliyatı geçirdi. Şuanda ses ve görüntü veremiyor. Rahatsızlığı geçmediği için grup toplantılarına katılamıyor. Hatırlayın, Ecevit’in rahatsızlığı sırasında görevine devam edip edemeyeceği tartışmaları gündeme gelmişti. Bu tartışmalar partisine de yansıdı. Kendilerini “Dokuzlar” olarak adlandıran DSP’li 9 milletvekili, 25 Haziran’da bir bildiri yayımlayarak, “Ecevitler öncülüğünde Ecevitsiz yaşama geçilmesini” istedi. 7 Temmuz 2002’de Ecevit’in rahatsızlığını öne süren Bahçeli, partisinin düzenlediği 11’nci. ‘’Koca Yayla’ Türkmen Kurultayı’nda yaptığı açıklama ile 3 Kasım’da erken seçim istemişti. Şimdi yatak döşek yatan, konuşamayan, toplantılara katılamayan Bahçeli o zamanlar istediği erken seçimi şimdi istermi? Veya parti başkanlığını bırakma isteğinde bulunabilir mi;? Bence nasıl, Ecevit’in kaba yerine koyduğu bez ile dolaşmasına rağmen DSP başkanlığını bırakmadığı gibi Bahçeli’de MHP başkanlığını bırakmaz.

FIKRA

Bir bilim adamı pirelerle deney yapıyor. Pireye “Sıçra” diyor.

Pire sıçrıyor Pirenin kanatlarını
koparıyor ve “Sıçra” diyor,

pire yine sıçrıyor!..

Raporunu şöyle yazıyor; “Pire kanatlarını
kopmuş olarak zıpladı.”
Ayaklarını koparıyor ve “Sıçra” diyor,

pire zıplayamayınca 2. raporu şöyle yazıyor;

“Pirenin ayakları kopunca kulakları duymuyor.”