0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Geçtiğimiz günlerde Günkut çiftinin evine konuk oldum. Hayatlarına dair güzel bir söyleşi gerçekleştirdik. 43 yıllık evliliklerinin sevgi, saygı, hoşgörüsü her hallerinden belli oluyordu. Zaten, daha kapıyı içeri girer girmez evdeki o sıcak enerjiyi hissetmiştim. Bülent Bey her zamanki hali ile tebessüm dudak kıvrımlarından hiç eksilmeyerek beni karşılamış, son derece nazikti. Zehra hanım ise kırmızıya çalan saçları ile sıradışı bir kadın olmakla birlikte, duruşu, her tuttuğunu koparan güçlü bir kadın profili idi.

Bülent Günkut kimdir desem, kendinizi nasıl tanımlarsınız? İnsan dostu, sevmenin bir insan sanatı olduğuna inanan bir yaşamın adamıyım. Bütün ömrüm sevmek ile Güney’den Kuzey’e uzanan bir yaşam öyküsü ile yol alan Kıbrıslı bir Türküm. Kendimi kısa ve öz Kıbrıs sevdalısı, Kıbrıs aşığı birisi olarak da tanımlayabilirim. Bana göre sunuculukta KKTC’de rakipsiz, ve bu konuda idol bir insansınız. Bu başarıyı nasıl kazandınız?

Sunuculuk çocuk yaşlarımdan beri hep içimde olan bir tutku idi. O yıllarda Larnaka’da ileri gelen bir ailenin evinde toplanır ve radyoda tiyatro oyunlarını takip ederdik. Bu konuda ilk, orta ve lise yıllarımda okul müsamerelerinde hep en ön sırada yer aldım. Ben henüz 13 aylık iken babamı bir trafik kazasında kaybettim. Beni annem ve anneannem büyüttü. İki güçlü kadın tarafından büyük bir sevgi ile sarılıp sarmalanarak büyütüldüm. İnanıyorum ki sevgi ile büyütülen çocukların sanata yatkınlığı güçlü olur.

Benim ise iç ruhum tamamen sanat aşkı ile yanıp tutuşmaktaydı. Yıl 1971 Larnaka, Kıbrıs’ta ilk kez deniz festivalinde güzellik yarışması yapıldı ve Limasollu bir Türk kızı bu yarışmanın birincisi seçildi. Sunucu ise rahmetle, sevgi ve saygı ile andığım Hüseyin abim idi (Hüseyin Kanatlı). O gün orada içime doğan bir ışık ile kendime bir hedef koydum ve bu yolda kendime bir yol haritası çizdim.

O zamanlarda Hüseyin abim plak yarışları sunuculuğu yapmakta idi ve ben onun bir şekilde dikkatini çekerek, o, benim bu yolda ilerlemem için önümü açtı. Her zaman saygı ve sevgi ile rahmetle anıyorum kendisini. Yıl 1974, Barış Harekatı ile Larnaka bitti, Kuzey’de yeni bir yaşama başladık. 80-81 yıllarında İskele festivalinde ilk sahne performansımı sergiledim ve sonrasında arkası çorap söküğü gibi geldi.

Burada mikrofonla tanışmamın ardından, sahne, kareografi, defile, yoğun bir tempo ile devam etti. Bu yoğunluk tam 44 yıl devam etti. Başarı, gayret, azim, hedef, amaç, iş disiplini, duruş bu 44 yılda bir idol haline gelmemi sağladı. Peki Sayın Günkut, Bay/Bayan Güzellik yarışmalarına ilk adım ne zaman atıldı ve nasıl başlandı? 1983 yılında KKTC’nin ilanı ile birlikte bu yarışmalar aklıma düştü. KKTC’yi uluslararası tanıtabilmenin en güzel yolu olduğunu düşündüm ve harekete geçtim.

1984 yılının 20 Temmuzu için kolları sıvayıp, bu konudaki ilk projemi hazırlayıp, Devlet protokolüne sundum. Bu süreç benim için hayli zorlu oldu. Çünkü, yoluma taş koymak isteyenler çok oldu ama ben azmim, gayretim ve hedefe ulaşmak için mücadelemde benim gibi birkaç Kıbrıs sevdalısı arkadaşlarımın desteği ile bu engelleri aştık ve ilk güzellik yarışmasını yaptık. Geçtiğimiz Temmuz ayında 40. Yılımızı da bu yarışma ile yine taçlandırdık. Nefes aldığım müddetçe bu yarışmaları yapacağım ve KKTC’nin adını ve varlığını dünyaya duyurmaya çalışacağım.

Sizce güzellik ne anlam ifade eder? Bize güzelliği nasıl tanımlarsınız? Bana göre güzellik bir amaçtır. Kişinin, toplumdaki duruş ile birlikte taşıyacağı anlamlı destlekler ile yürütülen bir kavramdır. Artık Dünyada bile güzellik kavramı değişti ve bunlar kaş, göz, boy-pos olmaktan çıktı. Bunların yerini, 2014 yılından buyana, duruş, kültür, ulusal kostümler, ülkesine ait projeler yer almaktadır. Bize biraz da yazmış olduğunuz kitap hakkında bilgi veriri misiniz? Kitap yazmak yaşamımdaki hedeflerim arasında idi. Yaşım 70’ vardığında ve araya pandemi de girince bendeki bu kitap yazma düşüncesi iyice güçlendi. Büyük oğlum, eşim ve yakın çevrem de bu konuda bana baskı yapınca bu düşüncemi hayata geçirmeyi daha fazla ötelemeyerek, aldım laptobumu karşıma ve parmaklarımı tuşlara dokundurdum. Sonrası da zaten su gibi akıp gitti ve geçtiğimiz aylarda bu kitabımı piyasaya çıkardım.

Anılarım, yaşanmışlıklarım, eserlerim ve 70 adet fotoğraf sergim ile yaşamımı anlatan ölümsüz bir eser ortaya çıkıverdi. Zehra hanım size de bir soru sormak istiyorum. Eşiniz Bülent Bey her zaman güzeller arasında yer aldı. Bu konuda aranızda herhangi bir kıskançlık konusu olmadı mı? Hayır, olmadı. Çünkü hiçbir kadını ve kızı kendimden daha güzel görmedim ve kıskanmadım. Bunu da kendimdeki özgüvene bağlıyorum. 43 yılı karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörü ile geride bıraktık.

Burada, Bülent Bey araya karışarak “her başarılı erkeğin arkasında bir kadın yatır” cümlesini ilave ediyor. Ve son söz olarak şunları ifade ediyor. 1980 yılını baz alırsak, 44 yılı geride bıraktık ve bununla birlikte Bülent Günkut Manken Ajansı kelimesini de geride bırakarak, KKTC’yi tanıtmak adına GÜNKUT EKOL olduk. Bu vesile ile size, bana bu imkanı tanıdığınız için çok teşekkür ediyorum Ceynur Hanım. Evet, Bülent Günkut kendine inanmış, kendine hedefler koymuş ve yaşamında o hedefler için çok uğraş verip, bugün artık adını KKTC’de bir idol olarak altın harflerle yazdırmış içimizden bir insan. Bu güzel söyleşi ve misafirperliğiniz için teşekkürler Bülent Günkut ve eşi Zehra Günkut. Vesselam