0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Uzun bir aradan sonra geçtiğimiz günlerde annem ve arkadaşı ile Girne Limanı’na gittik. Önce arabayı kale arkasına park ettim. Oradaki restorandan çıkan balık kokuları pek bir nahoş ve bunaltıcı idi. Ağaçlıkların olduğu bölgede ise ağaç altına bırakılan bira ve kola kutuları dikkatimden kaçmamıştı. Oysa yeşilin koynunda serinlemek ve güzel vakit geçirmek isteyenlerin giderken çıkardığı çöpleri toplayıp, en yakın çöp bidonuna atması ne güzel bir davranış olurdu!!!!

Ama insanoğlu illaki güzelden yana ne varsa bir çirkinlikle o güzelliği yok edecek!!!! Neyse, kaleye doğru yol alırken ardımızdan son sürat bir araç gelip geçti ve kalenin orada birkaç yolcu indirip geri döndü. Orada sürat mi yapılır demeyiniz, adam ralli turunda sanki. Ha birde okların gidiş geliş yönünü takip etmeden rastgele sürüşü vardı ya, tam bir voyvoda!!!!!

Kaleden sonra Limana adım atar atmaz o canlı görüntüsü, Limanın yeni çehresi bize adeta tebessüm ediyordu. Her şey bir düzen dahilinde idi. Az ilerledikten sonra denizden gelen çirkef kokusu ile manzaranın tüm güzelliği gözümden gitti. İğrenç ve çok ağır bir koku idi. İlerledikçe kokunun kaybolduğunu hissedip rahatladım. Restoranlar kalabalık olmamakla birlikte, Limanda gezinen insan sayısı fena değildi. Ben de burada kendimi turist olarak hissettim.

Neden diye soracak olursanız, tek bir Kıbrıslıya rastlamamıştım. Gemilerin Limanda muntazam dizilişi, çevrenin temizliği gözümden kaçmadı. Güzel olmuştu, göze hitap ederken, insana huzur da veriyordu. Az ilerledikten sonra deniz kenarında oturup dalgaları seyrettik. Denizin tuzu, dalgalarla birlikte yüzüme hafif bir serinlik bırakıyor ve o tuzun tadını alabiliyordum. Mavi benim için aşktır, sıkı takipçilerim bilecektir!!!! Oyun parkında çocuklar cıvıl cıvıl yenilenmiş olan park alanında keyifli vakitler geçiriyordu.

Daha sonra limanın arka sokaklarına doğru yürüdük. Bu ara sokaklardaki taş evlerin, eski zaman kapılarının ve kapı önündeki çiçeklerin güzelliği görülmeye değer. Küçük küçük kafeler, pansiyonlar ve butik oteller bu sokak aralarına renk kattı. Ve renkli insanların oluşu da gözümden kaçmadı. Bizler yabancı gibi duruyorduk, yabancılık hissediyorduk, onlar ise asıl mülk sahipleri gibi!!! Her şeye rağmen buraların iyileştirilmiş olması, yeniden turizme kazandırılması ve canlanması beni mutlu etmişti.

Ve elbette Girne Belediyesi ile Sayın Murat #Şenkul’a bu çalışmalarından dolayı bir kez daha teşekkür etmek isterim, çok güzel iş çıkarmışlar. Bir kafede oturup kahvelerimizi yudumladıktan sonra tekrardan arabayı bıraktığımız yere gittik ve buradan evin yolunu tuttuk. Lakin şu Girne’nin trafiği yok mu, gerçekten neredeyse arabalar üst üste gidecek. Hele şu paket servisi yapan motor sürücüleri yok mu, iki araba arasında adeta motor-cross yapıyor gibiler!!!

Düşündüm de, siz ne kadar güzel eserler yapsanız, güzel işler ortaya çıkarsanız da, insanoğlu doğaya ve çevreye saygılı olmadıktan sonra, bütün güzellikler gözlerde sönük kalır. Dilerim insanoğlu bir gün, yaşam alanına, çevresine ve doğaya saygıyı ve de sevgiyi öğrenir!!!!

VESSELAM