Bahar Sancar yazdı…
Aralık ayında Strasbourg’da yapılan Avrupa Konseyi Delegeler Komitesi toplantısı, Kıbrıs meselesinin en kritik ve en az konuşulan başlıklarından birini bir kez daha gözler önüne serdi: mülkiyet meselesi…
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, uzun süredir sistematik biçimde hedef aldığı KKTC Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) kapatılması talebini bu toplantıda yeniden gündeme getirdi…
Bir kez daha sonuç istedikleri gibi olmadı.
Rum tarafının talebi oylamaya sunuldu. Sonuç: 22 kabul oyu…
Ancak bu sayı, salt çoğunluk olan 24’e ulaşamadığı için Rum Yönetimi’nin TMK’nın kapatılması yönündeki talebi reddedildi…
İki yıl önce bu süreç başladığında, Rum Yönetimi’nin TMK’yı hedef alan girişimleri yalnızca 9 ülkenin desteğini alabilmişti…
Sonraki toplantılarda bu sayı 18’e, şimdi ise 22’ye çıktı…
Bu artış tesadüf değildir…
Rum tarafı, Avrupa kurumlarında yoğun lobi faaliyeti yürütüyor, mülkiyet meselesini insan hakları kılıfı altında siyasallaştırıyor, bireysel başvurular üzerinden KKTC’yi köşeye sıkıştırmayı hedefliyor, TMK’yı devre dışı bırakarak mülkiyet konusunu uluslararası mahkemelere taşımak istiyor…
..
TMK neden Rumları rahatsız ediyor?
Taşınmaz Mal Komisyonu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından “etkili iç hukuk yolu” olarak kabul edilmiş bir mekanizmadır…
Bu ne anlama geliyor?
“Kuzey Kıbrıs’ta mülkiyetle ilgili bir sorun varsa, bunun çözüm adresi TMK’dır.”
İşte Rum Yönetimi’ni rahatsız eden tam olarak budur…
Çünkü TMK, toplu siyasi hesapları değil, bireysel başvuruları esas alır…
Çözüm, tazminat, takas ve iade gibi seçeneklerle somut sonuç üretir…
Rum tarafının mülkiyet meselesini siyasi baskı aracına dönüştürmesini engeller…
Rumların hedefi açıktır:
TMK devre dışı kalsın, bireysel başvurular doğrudan uluslararası mahkemelere taşınsın, KKTC hukuken köşeye sıkıştırılsın…
Bu, müzakere değil; hukuk üzerinden kuşatma politikasıdır!
…
Evet, Rum Yönetimi bu oylamada belki bir kez daha kaybetti…
Ama 22 oy, hafife alınacak bir sayı değildir…
Rum tarafı vazgeçmiyor, Avrupa’da algı yönetimi yapmaya devam ediyor, bir sonraki toplantı için zemin hazırlıyor…
Bir sonraki toplantı Haziran 2026’da…
O güne kadar Rum tarafı; Yeni dosyalar hazırlayacak, yeni ülkeleri ikna etmeye çalışacak, TMK’nın “yetersiz” olduğu propagandasını artıracaktır…
…
TMK’nın tüm işleyişleri hızlandırmalıdır…
Çünkü TMK ne kadar güçlü ve etkin olursa, Rum tarafının elindeki argümanlar da o kadar zayıflar…
Mülkiyet meselesi, Kıbrıs’ta sadece geçmişin değil, geleceğin de anahtarıdır…
Bu anahtarın başkalarının eline geçmesine izin vermek, siyasi bir hata değil, stratejik bir kayıp olur…
…
Aralık oylaması kazanılmış bir mevzi olabilir…
Ama asıl mücadele, Haziran 2026’ya kadar sürecek…
Kırok: Çalışanlarımızın Özlük Hakları İçin Mücadeleye Devam Edeceğiz İçeriği Görüntüle
Ve bu mücadelede rehavete yer yoktur…





