News
Toplum olarak şu içinden geçtiğimiz zaman dilimini tanımlamak gerekirse “Toplumsal Çöküş” içerisinde olduğunu söylememiz en doğru ve en güzel bir tanım olur kanaatindeyim.
Nedir bu Toplumsal Çöküş, kısaca sizlere bir tanımını yapayım sevgili okurlarım.
Kültürel kimliğin ve uyarlanabilir bir sistem olarak toplumsal karmaşıklığın kaybı, hükümetin çöküşü ve şiddet olaylarının yükselmesi ile karakterize edilen karmaşık bir insan toplumunun çöküşü diye tanımlanmaktadır.
Başlıca sebepleri ise;
Toplumda geleneksel yapının bozulması (Aile, din ve sınıf gibi unsurlar)
Ekonomik sorunlar
Siyasi zayıflık
Sosyal ve Ahlaki Gerileme
Artan suç ve şiddet
Eğitimdeki aksaklıklar
Çevresel ve ekonomik faktörler
Doğal afetler ve krizler
Tüm bunlara baktığımız zaman KKTC’nde yaşam süren bir toplum olarak hepsini bir bir sırası ile yaşayarak, önce aile yapımızda bozulmalar oldu. Aramızda sınıf farklılıkları doğdu. Bu sınıf farklılıkları ego ve hırs gibi duyguları canlandırdı, aktif tuttu. Din siyasete alet edilince toplumda dine olan inanç ve samimiyet zedelendi. Dini baskılar sonucu ikilemler yaşanır oldu.
Ekonomik sorunlar zaten ülke olarak hep vardı. Lakin, siyasi otoritenin yarattığı toplum içindeki sınıf farklılıkları, Devletin hazinesini düşünmeden yaptıkları harcamalar, yandaşlara çekilen kıyaklar, Devlet malını gözetmeden har vurup harman savurma, makamlara anlam katmak yerine , makamları kendi kişisel çıkarları uğruna zarara uğratma ve daha nice sayamayacağım sebepler ile siyasi zayıflıkların yaşanması bizleri Toplumsal Çöküşe iten sebepler arasında en üst sırada yer aldı.
Sosyal ve Ahlaki Gerileme konusunda ise giderek yalnızlaşarak, teknoloji bağımlısı olan, yüz yüze iletişimi kaybeden ve kültürel değişimler ile çok kültürlülük yaşayan bir toplum olarak, çöküş yaşamamız neredeyse kaçınılmaz bir hal aldı.
Ülkede denetim ve sistem olmayınca suç ve şiddet olayları arttı. Burada yine farklı kültürlerin iç içe yaşaması ile oluşan cehalet-okurluk dengesizliği toplumsal çöküşe sebebiyet verdi.
Eğitim ticarete dönüştüğü gün biz zaten toplum olarak eğitimin ne kadar önem arz ettiği hususundaki önemi yitirdik. Diploma konusunda parayı veren düdüğü çaldı. Üniversite cenneti olacağız derken, buralardaki denetim eksikliği yüzünden başıboş gençler fuhuş, uyuşturucu kullanımı, hırsızlık gibi konuları meslek edinmeye yöneldi.
Çevresel ve ekonomik faktörlere gelince, çevre tahribatı, çevreye duyarlı olmamak, çevre kirliliği, ekosistem ve kaynakların kullanımı gibi unsurları inceleyen, değerlendiren bilir kişilerin görüşlerine önem verilmemesi, hükümetin bu konuda tamamı ile duyarsız kalması diye tanımlamak mümkündür. Ekonomik faktörlerde ise işsizlik, enflasyon, döviz kurları, gelir düzeyi ve dağılımı, ekonomide bir türlü büyüyemememiz ve gelişemememiz örnek olarak gösterilebilmektedir.
Tüm bu yukarıda saymış olduğum maddelerden sonra, içinden geçtiğimiz zaman dilimini “Toplumsal Çöküş” diye tanımlamak ve bu durumu toplum olarak yaşamakta olduğumuz su götüremez bir gerçektir.
Vesselam
