Türkiye’nin hava sahasını ihlal etmesi sonrasında 2015’te Rus savaş uçağı düşürülmüştü. Gazeteci Ardan Zentürk, NATO’nun bu konu hakkındaki tavrıyla ilgili bilinmeyen detayları anlattı. Zentürk, Türkiye’yi NATO’daki yalnız bırakan ülkeleri açıkladı.

Türkiye’nin hava sahasını ihlal etmesi sonrasında 2015’te Rus savaş uçağı düşürülmüştü. Gazeteci Ardan Zentürk, NATO’nun bu konu hakkındaki tavrıyla ilgili bilinmeyen detayları anlattı. Zentürk, Türkiye’yi NATO’daki yalnız bırakan ülkeleri açıkladı.
Türkiye, Suriye sınırını ihlal eden Rus Sukhoi Su-24 (Su-24) savaş uçağını düşürdü. Bu olay, iki ülke arasında derin bir diplomatik krize neden olmuştu. Herkes iki ülkenin ilişkilerinin daha fazla gerilmesi beklenirken tam tersi olmuştu. İki ülke ilişkileri normale dönmüştü. Bu normalleşmeye giden süreçte meydana gelen bir olayın ise dış politikadaki keskin dönüşün sebebine dair işaret verdi. Olayı Gazeteci Ardan Zentürk, YouTube kanalındaki paylaştığı videoda ayrıntılarıyla anlattı. Zentürk videoda Türkiye’yi NATO’daki yalnız bırakan dört ülkeden söz ediyor.
Zentürk o dönem NATO’da yapılan toplatıda Türkiye’nin desteklemesi gerektiğini savunan ülkelerin bu kararı olduğunu anlattı. Buna rağmen, “İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya” Türkiye’ye karşı tutum alınca resmi destek kararı çıkmamış. Böylece Türkiye Rusya karşısında bırakılmış.
Zentürk, NATO Genel eski sekreteri Jens Stoltenberg’ın kitabından konuyla ilgili şu bilgileri aktardı:
“BÜYÜK BİR GÖRÜŞ AYRILIĞI VARDI”
“Kamuoyuna Türkiye’yi desteklediğimizi söylesek de içerimizde büyük bir görüş ayrılığı vardı. Türkiye, NATO’nun Türk eylemlerine koşulsuz destek vermesi yönündeki talebinde Doğu Avrupa ülkelerinden destek aldı.”
Zentürk’ün açıklamalarını tamamı şu şekilde:
“KARDEŞİM 2015’TE BİZİ NİYE YALNIZ BIRAKTINIZ?
“Değerli arkadaşlar, herkese yeniden merhaba.
NATO Genel eski sekreteri Jens Stoltenberg, ‘Batılıların bir yönünü seviyoruz.’ Neden? Çünkü bu kadar önemli görevleri üstlenmiş insanlar görevleri bittikten sonra yaşanılanları, yaşanılanların perde arkasını ve onun etkilerini anlatan kitaplar yazıyorlar. Türkiye’de siyasetçiler başta olmak üzere hiç kimsenin yapmadığı bir şey. Yani Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanımız İbrahim Kalın sağ olsun Heidegger’in Kulübesi kitabını da imzalayıp yollamış gibi, insanlara Türkiye aç yani kitap yazan insanlara…

Özellikle siyasette önemli görevler üstlenmiş insanların neden dönemleri bittikten sonra anılarını yazmadıklarını veyahut kendilerinden sonraki gelecek çocuklarına veyahut vekillerine teslim etmediklerini anlayabilmiş değilimdir. Yani Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan ve onun öncesindekiler… Yani bir tek ben hatırlıyorum ‘Ben de yazdım’ gibi bir başlıkla Celal Bayar yazmıştı. 12 cilt falan olduğunda ancak dünya harbine gelebilmiştik. Sonrasını ben hatırlamıyorum.
Jens Stoltenberg anı kitabında 2014-2024 arasında NATO Genel Sekreterliği’nde yaşadıklarını anlatıyor. Ragıp Soylu’ya teşekkür ediyoruz. Ragıp Middle East Eye’ın Ankara temsilcisi ve iyi bir gazeteci.
Kitabı edinmiş hızlı bir şekilde ve bölüm bölüm bizlere Türkiye ile olan bağlantısını anlatan mesajlar verdi ve bu nedenden dolayı gerçekten önemli de bir iş yaptı. Çünkü sonuç itibarıyla bizim o kitabı alacağız, getirteceğiz, bu kadar yoğunluğumuzun içinde bakacağız falan bizi bayağı büyük bir şeyden de kurtarmış oldu Ragıp.
Şimdi kitabın esas özelliği şu:
Stoltenberg ve sonrasında şimdiki Mark Rutte savaş halindeki bir dünyada NATO’yu yönettiler, yönetiyorlardı. Onun için söyledikleri önemli.
Şimdi mesela o kitaptan bir bölümde…
Biliyorsunuz Türkiye 2015’te Rus savaş uçağını düşürdü ve bu daha önce de ifade ettiğim gibi şu anda Türkiye’nin 2015’te Rus savaş uçağını düşürmesi meselesi bugünün NATO mahfillerinde en çok konuşulan konuların başında geliyor. Niye? Çünkü Rusların insansız hava araçlarıyla birtakım zorluklar çıkarttığına ilişkin çok fazla iddia var. Ve bu iddialar çerçevesinde de bakıyoruz bazıları diyor ki, ‘Biz bunları düşürmeliyiz. Yani Polonya hava sahasına mı girdi? Romanya hava sahasına mı girdi falan? Bunlara bakmamalıyız. Biz bunları düşürmeliyiz. Bak ne güzel yaptı Türkler.’
E kardeşim 2015’te bizi niye yalnız bıraktınız?
2015. 10 yıl geçti. Hiç unutmuyorum. Erdoğan sağına baktı, soluna baktı gitti Putin’le. Bir defa özür dilemek zorunda kaldık. Sonra o pilotların cenazelerini askeri törenle yolladık falan. Yani Rusya ile ilişkileri düzeltene kadar canımız çıktı. O da diyor ki aynen şöyle diyor Stoltenberg:
‘Kamuoyuna Türkiye’yi desteklediğimizi söylesek de içerimizde büyük bir görüş ayrılığı vardı. Türkiye, NATO’nun Türk eylemlerine koşulsuz destek vermesi yönündeki talebinde Doğu Avrupa ülkelerinden destek aldı.
Doğu Avrupa çünkü Rusya’nın sıcaklığını hissedenler grubu kim? Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya.’

Yani o hat. Ukrayna’nın at üyesi değil. Büyük bir olasılıkla Baltık. O sırada İsveç ve Finlandiya zaten NATO üyesi değildi. Ve bu ülkeler yani Doğu Avrupa ülkeleri sınır ihlalinin ardından Suriye sınırı boyunca daha fazla hava savunma sistemi, daha fazla uçak ve daha fazla Patriot bataryası konuşlandırılması gerektiğine inanıyordu.
“BÖYLE NATO OLUR MU?”
Demek ki Polonya’sı, Çeki, Macarı bize sahip çıkmış. Demişler ki ‘Sadece desteklemek yetmez. Ne yapmamız lazım?’ Türkiye’ye Patriot, Türkiye’ye NATO uçakları gelmedi. Olanı çektiler. Niye? İşte burada yazıyor, isimler var: İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya.
Dışarıdan ‘Türkiye’nin yanındayız’ deselerdi içeride ‘Kardeşim bu nereden çıktı?’ buna girmiş. Fransa ve İtalya Türkiye’ye açık destek verilmesine de karşı çıkmış. Almanlar desteğe karşı değildi ancak daha temkinli bir yaklaşım istiyorlardı. E böyle NATO olur mu?
Ben daha önce ne söyledim size? ‘Bakın güvenmeyin’ dedim. ‘Bu NATO’nun 5. maddesi Türkiye için çalışmayabilir. Yarın bir gün biri der ki ‘Ya kardeşim ben Türkler için bu riske girmiyorum.’ Hadi bakalım ayıkla pirincin taşını.’
Onlara göre sınır ihlalini kınamak başka bir şeydi. Yalnızca 17 saniye süren bir ihlal nedeniyle bir uçağın düşürülmesini haklı göstermekse bambaşka bir konuydu.
Rusya buna karşılık olarak S-400 hava savunma sistemlerini Suriye’ye ve Amiral Gemisi Moskva’yı (biliyorsunuz Ukraynalılar 2 yıl önce batırdılar onu) Karadeniz’de Suriye kıyılarına konuşlandırdı. Aynı öğleden sonra Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier aradı.
‘Neler oluyor? Dünya tamamen rayından mı çıktı?’ dedi. Rus uçak şu şekilde düşürülmüştü diyor, anlatıyor. Stoltenberg aynı zamanda benzer görüş ayrılıklarının Ukrayna özelinde de olduğunu kayda geçiriyor. ‘Bu farklılıklar 2022’deki Rus işgali sonrasında ağır sonuçlar doğurmuş’ diyor Ragıp Soylu.
Ve Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko tarihi belirtilmeyen bir görüşmede NATO’nun Rusya’ya karşı Ukrayna’yı desteklemediğini, eski devlet başkanı NATO’nun Rusya’ya karşı Ukrayna’yı desteklemediğini, buna karşın Türkiye’nin 2019’da, bak savaştan ilk 3 yıl önce 2019’da doğrudan Kiev’e silah sattığını söyleyerek Stoltenberg’e sitem ediyor.

“TÜRKİYE’NİN GELİŞMİŞ BAYRAKTAR İNSANSIZ HAVA ARAÇLARINI TESLİM ETMESİNDEN MEMNUNDU”
‘Ukrayna’nın daha fazla silaha ve teçhizata ihtiyacı vardı. Umutsuzca insansız hava araçlarına, tanksavar silahlarına ve modern hava savunmasına ihtiyaç duyuyorlardı’ diyor yazıyor Stoltenberg.
Poroşenko, ‘Türkiye’nin gelişmiş Bayraktar insansız hava araçlarını teslim etmesinden memnundu ancak Amerika Birleşik Devletleri ve diğer NATO ülkelerinin Ukrayna’ya silah satmayı reddetmesinden hoşnutsuzdu’ diyor.
Demek ki Türkiye gelecek felaketi görmüş. En azından Karadeniz’deki dengelerini yakalayabilmek için açıkça bir destek sağlamış. Kime? Ukrayna’ya. O da Petro Poroşenko zamanında. Hoşça kalı




