0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yazıma başlarken şunu belirtmekte fayda görüyorum “ırkçı değilim, benim için insanı değerler önemli” diyeceğim amma geniş bir yelpazeden bakınca da bu şekilde düşünmek biraz iyimser kalıyor.
Geçtiğimiz bir akşam uzun yıllar sonra sinema keyfi yapmak istedim. Eskiden çok giderdim ama ne zaman devasa ekran televizyonlar evlerimize girdi, ben de sinemaya gitmekten vaz geçenlerden oldum. Ancak, yine de o patlamış mısırın kokusu, o kalabalıkta izlenen filmin zevki bir başka oluyor.
Pazar akşamı olmasına rağmen çok bir kalabalık yoktu. Sanırım eskiden sinemaya olan ilgi daha çoktu. Ya da, yaz aylarında gençler dışarıda kafelerde oturmayı daha çok tercih ediyor.
Salonun açılmasını beklerken elimde bir kase patlamış mısır, tadına vara vara yiyorum ve gelen genç nesili inceliyorum. Kızlar rahatlık açısından olsa gerek artık her yerde şort giymeyi tercih ediyorlar. Lakin, bu şortların tarzı edepten uzak bir kesim.
En şaşırdığım olay ise iki tane genç kızımızın kolunda iki siyahı gençle içeriye girmesi oldu. Doğruca mısır alıyorlar ve onlar da benim gibi salonun açılmasını bekliyorlar. Her hallerinden sevgili oldukları belli!!!!
Burada ırkçılık veya tutuculuk yapacak değilim. Bilakis aydın görüşlü ve olaylara geniş bir pencereden bakan birisiyim. Bunu zaden takipçilerim yazılarımdaki analizlerimden anlamışlardır.
Lakin, bu gençliğin nereye gittiğini, gelecek düşüncesi olup olmadığından, aile kurmak isteyip istemediklerinden emin değilim. Sanki, hayatı rastgele, düşünmeden yaşıyorlarmışcasına bir tarzın içerisindeler.
Konu edepse, insan biraz kılık kıyafetine özen göstermelidir diye düşünmekteyim. Denize gider gibi sinemaya gelmek, bana ister istemez teşhirciliğe meraklı olduklarını düşündürdü. İnsan kendi vücudundaki özel bölgelerini pazara çıkarmamalı, kendine ve geleceğine saklamalı diye düşünüyorum. Kısa giyinmek var, açık saçık giyinmek var. Ahhh bu magazin dergileri ve TV’ler ne kadar kötü örnek oluyor bu genç nesile!!! Ama yok, insan içindeki ruhu dışarıya yansıtır diye düşünmekteyim ve bu yüzden bu magazin ve TV’lerin çok etkili olacağını sanmıyorum. Tabii, bunun için oturmuş karakter, hayattan beklenti ve gelecek için meslek ve yuva hayali kurmak gibi faktörler de çok önemli!!!!
Sonra biran düşünüyorum, Kıbrıs Türk halkın çocukları bu renk karışımı ile nasıl bir gelecek kurabilirler? Nasıl cesaret edebilirler? Çünkü, tamamı ile iki farklı kültür, lisan, din, örf ve anane!!!! Bu memleket kimlere emanet edilebilir? Gelecek kuşaklar, kendi soylarına bizleri anlatabilecek bilgiye haiz olabilecekler mi? Ya da soy, nasıl bir ırkın birleşimi ile yeniden şekillenecek? Bilemedim.
Dedim ya, konumuzun ırkçılık ile bir alakası yok ama düşünülüp tartışılması gözlemlenmesi gereken bir konu diye düşünmekteyim. Çünkü genetik, insan hayatında çok geniş bir yelpazeyi etkileyen bir faktör olmakla birlikte, insanlık için önem arz etmektedir.
Vesselam