0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Merhaba sevgili okurlarım,

Öncelikle yazılarıma gösterdiğiniz ilgi ve takip için çok teşekkür ederim.

Bazen bilgisayarın karşısına oturuyorum ve hangi konu üzerine yazı yazacağım hakkında düşünüyorum. Düşünüyorum, çünkü memlekette her an yeni olaylar yaşanmakta ve bu vesile ile konular çoğalmaktadır. Hepsi birbirinden önemli konular!!! İnanın, bazen takip etmekte bile zorlanıyorum desem yeridir.

Geçtiğimiz günlerde Girne’de tır faciası ile meydana gelen trafik kazası sonrası anneme giderken olay yerinden geçtim. Refrüj içerisine atılan boş su şişeleri mi istersiniz, sigara izmaritleri mi istersiniz, kazanın kalıntıları mi istersiniz, kırık araba parçaları mı istersiniz!!!!! O nasıl bir kaza idi ki refrüjün kenar demirini biçmiş resmen!!!! Ve buna rağmen insanlarımız hiç akıl koymuyor kafasına. Ayni yerde, trafik ışıkları olmasına rağmen, jet hızında araç kullanımı devam etmektedir. İnsanların hep bir yere ulaşmak için acelesi var. Trafik ışıklarında yeşilin yanmasını beklerken bile arkadan korna sesi ile sizi deli eden araç sürücüsü mü istersiniz, yarı beline kadar dışarıya çıkıp “hade sür” diyen mi istersiniz, araç içerisinde telefonda bağıra çağıra kavga eden mi istersiniz!!!! Nasıl bir zaman diliminde, nasıl insanlarla yaşadığımı düşündükçe, kalabalık mekanlardan ve insanlardan uzaklaşıyorum. Eminim, içinizde benim gibi düşünenler çoktur.

Ve yine geçtiğimiz günlerde bir arkadaşla konuşuyorum lise çağındaki kızını okula yazdırma parası iki bin beş yüz TL ödemiş. Olan var olmayan var. Ve en önemlisi Devlet dediğiniz sistemde, 18 yaşına kadar eğitim ücretsizdir. Bizde ise eğitim ticarethanedir. Devlet de kendi kurumları içerisinde zaten tam bir ticarethane, komisyon arenası, toprak pazarı ve mevki dağılımı ile yol almaktadır.

Düşünüyorum da bu saatten sonra orta eğitimde olan bir çocuk için bu ülkede nasıl bir gelecek olabilir ki? Uyuşturucu yaşının 13-14 yaş grubuna indiğini söyleyen uzmanlara, Devlet yetkilileri suskun kalıyor. Ama “gelecek genç nesillerindir” diyerek de atıp tutuyorlar.

Evliliklere bakıyorum, bu yıl evlenen seneye soluğu mahkemede alıyor. Evlilikten çok boşanmalar hızla artmaktadır. Olan, ortada kalan çocuklara oluyor. Boşanma sebepleri araştırılıp, çözüm odaklı bilgiler ile bu durumu minumuma indirme düşünülmüyor. Sex yaşı ilkokul çağına kadar inmiş bir toplumda elbette evlilikler de böyle sıradanlaşarak kısa zamanda mahkeme koridorlarında sonlanıyor. Zira, arzular, istekler ile sevgi, şefkat ve ilgi konuları, aile yapısındaki bozukluklardan dolayı yanlış evliliklere sebep oluyor.

O zaman bu memleket kimlere emanet? Bence tren raydan çıkalı çok oldu. Emanet edilecek ne bir kahraman, ne bir yetkili yok ama ihanet dört bir yanda kol geziyor bu ülkede!!!!

Bir de düşünmeden konuşan ve bu memleket düzelsin isteyenler var. İyi de bu memleketi bu hale getiren halk değil midir?

Bakınız bakalım meclis koltuğuna gönderdiğiniz insanlar hep ayni insanlar değil midir?

Her seferinde bir şeyler düzelecek diye gidip ayni kişilere oy verdiniz de ne değişti?

Kokuşmuşluk, sistemsizlik, haksızlık, ahlaksızlık bu memlekette o kadar çok yol almış ki, dur durak bilmeksizin ilerleyen bu olaylar ile hangi güç ve kudret bunu durdurabilir ki!!!!

Bence herkes biraz kendinde suç aramalı, biraz aynalarla konuşmalı, biraz vicdanının sesini dinlemeli, biraz sevmeyi öğrenmeli, biraz gerçekçi olmalı ve biraz da toplumsal ahlak kuralları ile yoğrulmalıdır. Ve trafikte de sakin yol almayı kesinlikle artık herkes öğrenmelidir.

Düşününüz lütfen sevgili okurlarım….

Vesselam