0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Geçmişten bu güne bir yolculuk yapınız, geçmişteki Kıbrıs Türk halkının dayanışmasını, dostluğunu, mücadelesini, komşuluğu, saygı ve sevgiyi bu günkü durum ile bir mukayese ediniz ve elde ettiğiniz neticenin sebeplerini bir düşününüz!!! Ne kadar değişime uğradık, ne kadar farklı kimliklere büründük, ne kadar insanlığımızı kaybettik ve ne kadar baskı altında tutulmaya çalışılan bir halk olduk!!!! Zaman aleyhimize işlerken, geçmişteki umursamaz tavırlarımızın bedelini şimdilerde çok ağır ödüyoruz.

Hakaretler, bu topraklardan sürülmeler “sıkılamalar”, gavur dölü olduğumuza dair yorumlar ve daha nice hakaretler ile birlikte her gün yeni bir söyleme uyanmamız, kaderimiz mi yoksa elimizle ettik boynumuzla çekeceğiz mi? Hemen sorumun cevabını yine ben vereyim, “elimizle ettik boynumuzla çekeriz”. Suçlu arıyorsak karşımızdakini değil, ilk önce kendimizi ölçüp, tartmalıyız. Sonuç olarak, bulunacak ve verilecek tek cevap başımıza oy vererek seçip, hükümet adamı ettiklerimizdir. Bir Devlet adamı, kendini saydırmayı beceremez, karşısındakini dev aynasında görür, ona sürekli avuç açarsa, elbette karşısında duran da onu istediği şekilde kullanır, istediği kılığa da sokar. Bize yapılan dayatmalar, baskılar, hakaretler tam da bu sebeptendir.

Ve birçoğumuzun karıştırdığı, akıl edemediği, Anavatan sevgisi ile Anavatanda hükümet edenleri ayırt edememektir. Şüphesiz ikisi çok farklı şeylerdir. Lakin, bunu ayni gösterip, bizleri birbirine düşürmeyi her fırsatta kendine görev bilen, makam koltuğunun gerekliliğini bir kenara itip, sürekli sosyal medyada kendisine yapılan eleştiriler ve yorumlara karşılık verip, ağır bir dil ile ortalığı daha da kızıştıranın amacı bu ayırımı körüklemektir. Oyuna gelmeyiniz ve karşılık vermeyiniz. Bırakın söz sahibinde kalsın. İadesi günü geldiğinde sandıklarda yapılır. Zira, bizi öyle bir durumun içerisine çekme gayretindeler ki, Anavatan ile bizi birbirimize düşman etmek hedeflenmiştir.

Kaldı ki, basında çıkan bir haber ile ( doğruluk payı kesin olmamakla) “sıkılamak” isteyen de Kıbrıs Türk toplumuna ayar vermeye çalışarak sadece hükümet edenleri değil, toplumu da boyunduruk altına almayı hedeflemektedir. Oysa bizler İngiliz sömürgesi görmüş geçirmiş ve bu sömürgede bile özünü yitirmemiş, buna boyun eğmemiş bir neslin çocukları ve torunlarıyız.

Ayrıca, dilimizde “sıkılamak” diye bir kelime de kullanmıyoruz. Bizde ona “sıkarlamak” denmektedir. Farklılığımız daha buradan belli. Bizler ne küçük bir Filistin, ne küçük bir Suriye olacak yapıda bir halk değiliz. Tarih böyle olmadığımızı ve olamayacağımızı da göstermektedir. Talihsizliğimiz, seçtiklerimizin biat kültürüne yatgın olması sebebi ile vuku bulsa da, bunu değiştirmek halk olarak yine bizlerin elindedir.

Bizler biat kültürü bilmeyiz. Bizler karşılıklı sevgi, saygı, hoşgörü ve eşitlik ilkelerini benimsemiş bir halkız. Bunu kırmaya, yıkmaya ve zorlamaya kalkışmak, direnmeyi doğuracak ve bugün yaşadıklarımız daha da ortalığı alevlendirecektir. Geçtiğimiz günlerde Sayın #Denktaş’ın bir TV konuşmasını izledim. Orada bu “sıkılamak” mevzusu ile ilgili eğer gercek haber ise diyordu ki; “ Anavatanımız olarak kabul ettiğimiz bir ülkenin Cumhurbaşkanının bize had bildirmeye gelecek olması kabul edilemez ve çok yanlış bir tutum.

Bizler Anavatanımızın herhangi bir insanına dahi sevgi, saygı ve hoşgörü ile yaklaşırken, böylesi mevkide bir insanın bu söylemi çok yanlıştır. Biz haddimizi de biliriz, Anavatana sevgi ve saygımız da sonsuzdur. Kimse bizi bununla sınamaya kalkmasın. Geçmişteki Anavatanda seçilmiş tüm Cumhurbaşkanlarına karşı sevgimiz, saygımız ortadadır. Biz nasıl ki onları sevgi ve saygı ile kucakladıksa, ondan da beklediğimiz bu ülkede yaşayan herkesi kucaklayacak bir söylemle buraya gelmesidir, had bildirmeye değil”.

Bunun üzerine daha da yazmama gerek yok. Hepimiz adına gercek bir haber olması halinde, gereken cevabı Sayın #Denktaş vermiş oldu. Teşekkürler.

Vesselam