Sahibine Mesajlar – Kıbrıs Detay
DOLAR 39,8568 0.06%
EURO 47,2794 0.22%
ALTIN 4.281,590,14
BITCOIN 4211011-1,40%
İstanbul
27°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Sahibine Mesajlar

Sahibine Mesajlar

ABONE OL
Nisan 17, 2025 09:38
Sahibine Mesajlar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sn. Ünal Üstel, sizin Türkiye ile imzaladığınız şu İktisadi İşbirliği – Kalkınma anlaşması Ayşabaya göre El-Teslim, gölgenize sığınan bazı gazetecilere ve bizdeki ‘’High list’’ sınıfındakiler için ‘Gıcır’ durumundadır. Gıcırlar bu anlaşmayı 8 puntodan manşetten verirken, teskere bekleyen askerler gibi, geçim için cefa çekerek ay sonunu bekleyen ahali de mezür kesiyor. Cefayı çeken tırtıl, sefasını ise Kelebek sürüyor, Gatriyaba gibi ay sonunu getirmek için parmak sayanlara tokat yetmedi, tokat yumruğa mı dönüştü diye soruluyor. Sn. Üstel anlaşmaya baktığımızda ne ihale ne idare artık elimizde kalmadı. Muhtariyet bile yok. Belli sürede gelip denetleneceksiniz, şunu yap bunu yapma dedikleri zamanda emir onlarda emme basma tulumba gibi kafa sallamada bizde. Bir Uygur Atasözü bugün göz yumduklarımız yarın bize göz açtırmayacak olanlardır diyor.

**

Sn. Erhan Arıklı vallahi bizler halk olarak çok döndürek gördük dönerken muhteşemdiler. Yağmur sonunda gökyüzünde 7 rengi resmeden çokta ‘Gökkuşağı’ gördük. O Gökkuşakları da yıldız gibi parlıyordu. Ama döndürekleri ve gökkuşaklarını gölgede bırakan yeni Gökkuşaklar ve döndürekler eskilere parmak ısırtıyor. Hele bombanın pimini çekip ortaya attıktan ve ortalığı darmaduman ettikten sonra gelin ortalığı toparlayalım diyenlere şapka çıkarttık.  Bizde kartallar gibi uçabilirdik tabi. İçimizde birileri kanatlarımızı kırmasaydı. Bazı insanları kırmamak için  vereceğiniz her taviz sizi daha kırılgan. Karşınızdakini daha cüretkar ve hadsiz yapar diyor ünlü bir düşünür. Dinlemedik.

**

Sn. Bertan Özerdağ, Yüksek Mahkeme binasının temeli atılırken, sizi huşu içerisinde ellerinizi açarak dua ederken görmek bizleri mest etti. Bu arada duymamışsanız haberiniz olsun ‘’Adalet Bakanlığı’ kuruluyormuş. Bu ülkenin en yüksek tirajına sahip ‘Fısıltı Gazetesi’ manşet haberinde, bakan olarak sizin isminizi verdi. Sizi o makama layık görenlerin sadece bir tek şartı var. O koltuğa oturmanız halinde Türkiye’de ne varsa burada da olacak prensibini uygulamanızı istiyor. Vallahi iki kulluvallahi bir Fatiha okursanız koltuğa oturma işiniz oldu bilin.

**

Sn. Tahsin Ertuğruloğlu, gardaş dediğimiz baş tacı yaptığımız Türki Cumhuriyetleri, Güney Kıbrıs’ta elçilik açmaya başladı. Rum’a karşı, Çeneniz dikiş makinesinden daha hızlı çalışırken, 6’lı top ile salvo atışları peşi sıra yaparken, Beşparmak dağlarında elde piyade tüfeği Rum ararken sıra gardaşlara gelince gurguranıza pasadembo gabuğu mu kaçtı da sessizliğiniz sürüyor. Rum tarafının AB’yi her zaman silah olarak kullandığını söyledin. Sn. Ertuğruloğlu, sizin de Beşparmaklarına çıkarım dediğiniz gün elinizde silah vardı. Ama sizin elinizdeki ‘Gubur’ onlarınki bizim dik başlılığımız sayesinde daramalı tüfek.İnsan bazen büyük hayallerini küçük insanlarla ziyan eder. Ne yapalım insanlığın kaderi bu.

**

Sn. Yağmur – Yaprak Özyalçın, Osmanlı’da bir zaman Lale Devri vardı. O devir çal oynasın vur patlasın devriydi. Bir hamamcı olan Patrona Halil çıktı. Tarihe Patrona Halil olarak geçen bir isyan başlattı. Ne Lale nede devri kaldı. Tabi Lale Devri bitti. Ancak şimdi yeteneksiz ve beceriden yoksun. Ama bazı değerleri bilmeyen burnu kaf dağında, kendini 1,500 feet yükseklikte Ozon tabakasında gezindiğini sananlar beceriksizlikleri ülke dışında bile bunların şerrinden kurtulamıyoruz. Dubai’ye bile bunların sayesinde kapıdan çevriliyoruz. Bunlar kalın zincirler ile sarıp sarmaladığımız küfürlerimizin kilidi ile oynuyor. O kilit bir açılırsa Hanya’nın Girit’r Konya’nın Türkiye’de olduğunu görecekler

**

Sn. İsmail Tek, büyüklerime karşı açık sözlüyüm; çocukluktan beri hapiste yattım, dışarıya alışamadığım doğru. Bu psikoloji benim hep üzerimde vardı, ‘Dışarıdaki hayata alışamadım, cezaevindeki hayatı arıyorum. Bir olay yapıp içeriye girme düşüncesiyle, husumetlim değil. Tanımıyorum dediğiniz, nedensiz ve sebepsiz Yetkin Güner’e saldırıp, sırf içeri girmek için 7 yerinden bıçaklayarak öldürdün. Abim keşke elini kana bulamasaydın. Elini kolunu sallayarak sorma gir sormadan çık hanı KKTC açık hava hapishanesine gelseydin. Yooo acaba diye düşünme bak kuzenimi rüyamda gördüm. Canım sıkıldı bıçakladım diyen aklı evveller bile geliyor.

**

Sn. Hamit Bakırcı, ormanlık alana kıymak olmaz. Hele hele ülkenin güzelliği ve rengi olan canlı ağaçları, ölülere yer yapacaksınız diye kesip öldürmek hiç olmazdı sağ duyulu insanların engellemesi ile olmadı.. Eşekleri vurup öldürmek, ağaçları kesip yok etme gibi galiba canlılara karşı alerjiniz var. Eşekler tamam. Ağaçlar tamam gibi. Ama denizdeki balıklar hala yaşıyor. Oraya da bir el atsanız diyorum. Ben Karpaz insanın hayranıyım. Aman balıklardan sonra alacağınız kararlar ile onları da zinhar harcamayın. Sn. Bakırcı bazı insanları karşımıza onlara benzemeyelim diye çıkarır. Bu imtihandır.  Bazı insanları da değerimizi görmemiz için çıkarır. Buda imtihanın hediyesidir.

**

Sn. Salih Koyutürk ve Sn. Aziz Nizamoğlu, eskiden halkın güvenliğini düşünmeden hareket edenler, Osmanlı Ordusunun mehteran takımı gibi iki öne bir geri yürüyerek yollarda cirit atıyordu. Bu durumda bile onlara yetişemeyen sadece bakmakla yetinen birçok polisimiz vardı. Jenerasyon değişti. Özellikle Girne ve Güzelyurt’ta değil Mehteran Takımı suçlu ise sinek bile geçemiyor. Yani gücünü şube amiri Salih Koyutürk ve Müdürleri Aziz Nizamoğlu’ndan alan Girne Trafik ekiplerinin maşallahı var. Yollarda kuş uçurtmuyorlar. Halkın selameti ve güvenliği için gecelerini gündüz yaparak uğraş veriyorlar. Sn. Koyutürk ve Sn. Nizamoğlu, toplum sevgi ile kaynaşır. Adalet ile yaşar. Dürüst çalışmak ile ayakta kalır. Ama siz ve sizin gibi görev aşığı düzgün insanlar ile sonsuza kadar yaşar.

**

Sn. Kudret Özersay,  memleketi eşeleyip ortaya çıkarttığın pislikleri inan kamyonlar ile bile temizleyemiyoruz. Ne Savcılar, Ne Mahkemeler ülkeye sürülen kara lekeleri ellerinde leke sökücüler ile bile sökemiyor. Ülkenin Uluslaralanında bile teyit edilen 3 dili vardır. Türkçe, Rumca ve İngilizce dışında pek çoğumuzun henüz öğrenemediği dördüncü dil olan insanca diye bir dil daha var. Ancak bu dili bazı kişiler konuşamıyor. Bir şey değil. Bu dili ağır ağırda olsa sen bunlara öğretiyorsun. İnşallah sayende hırsızlık ve dolandırıcılıktan arınmış olarak mutluluk düşlediğimiz gibi. Bir birimize karşı saygı ve sevgi özlediğimiz gibi. Yarınlar da hayal ettiğimiz gibi olacak.

Sn. Ender Denktaş Vangöl, Türkiye’de KKTC ile ilgili gelişen olaylar ve Türki Cumhuriyetlerinin Güney Kıbrıs’ta elçilik açması ile ilgili öyle bir laf söyledin ki, millete Allah dedirttin. Kimse ölü taklidi yapmasın diyerek, Bakanlıklar yolunda, gerk gerk ederken küçük dağları biz yarattık havasında emme basma tulumba gibi kafa sallayan hükümet bireylerinin balonuna toplu iğneyi batırdın. Ve havalarını söndürdün. Ender hanım. Ölü taklidi yapmayın dedin ama siyasi mevta olanlar zaten ölüdür. Bir süre sonra helvalarını yiyeceğiz.

**

Fıkra

Acıkmış olarak eve dönen Mehmet annesine,
“Akşama ne var?” diye sorunca, annesi;
“Saymakla bitmez oğlum” dedi.

Mehmet;”Güzel, nelermiş bunlar?” deyince,

annesi gülümseyerek,
“Pirinç pilavı!” dedi.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r