0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kişi kendini dev aynasında görüyorsa, değil Cumhurbaşkanı adayı olmak, dünyayı kendisi yarattı sanır!!! Bu yüzden son günlerde basında yer alan “bende aday olabilirim” cümlesine çok takılı kalmamakla birlikte, bu konuyu yazmayı elzem gördüm. Bir kere Cumhurbaşkanı adayı olmak sıradan bir insanın harcı değildir. Bunun için ülke sorunlarını yakından takip eden, halkın nabzını sürekli yoklayan, coğrafyamızın tarihini çok iyi bilen, toplum menfaatlerini gözeten, ülkeyi daha iyi bir yere taşımayı hedefleyen, yabancı lisanı olan, dış dünya ile ilgili oldukça bilgisi olan, okumuş, kültürlü ve çağın yeniliklerini sürekli takipte olup, bunlardan faydalanmayı hedefleyen, geçmişten bu güne anlaşmaları madde madde su gibi ezbere bilen, vizyon ve misyon sahibi, lider ruhlu bir insan olmayı gerektirir.

Bu kadar donanımlı konuya yatkın, benim gözümde tek bir kişi vardır. O da Kudret #Özersay’dır. Şimdi yine yazımı buraya kadar okuyanlar geçmişte yaptığı hataları sıralayacaklar. Bunları geçin ve aşın artık. Her siyaset adamının hataları olmuştur. Hatta çalıp-çırpan da çok olmuştur. Ama Kudret hoca bu konuda temizdir. Ve son zamanlarda yaptığı çıkışlar ile memleketteki usulsüzlükleri ve yolsuzlukları yargıya taşıyarak toplum nezdinde itibar kazanmıştır. Bu yüzden Cumhurbaşkanlığına aday olan kişilerin, kendilerini bir kez daha iyi düşünmeye davet eder, genel kültür ve ne derece vizyon sahibi oldukları hususunda, kendileri ile yüzleşmelerini salık veririm.

Memleketin şu anki Cumhurbaşkanına bir bakın. Ne kadar “halk adamı” olduğunu söylese de toplum için ne yaptı ki? Asgari ücret konusunda emekçiyi aldığı ücretle sınayan bir insan değil midir ki!!! Cumhurbaşkanı olduktan sonra ne kadar süre bu memlekette durdu, ne kadar yurt dışı gezi yaptı, bunun hesabını bir ortaya çıkarırsak, bu görevi hakkı ile ifa edip etmediği hususunda da görüş sahibi oluruz. Keza, bunu hepimiz biliyor ama telaffuz edemiyor.

Örtülü ödenek konusuna hiç değinmiyorum. Cumhurbaşkanı olmak demek, edebiyat yapmak demek değildir. Hele ki birilerinin piyonu olmak, iradeyi ve idareyi satmak hiç değildir. Bir ülkenin refahı, toplumun mutluluğu, Devletin gelişmişliği, bekası ve itibarı, nüfusu, toprak bütünlüğü, dış işlerinde belli bir yeri ve bu konuda saygınlığı olması tamamı ile Cumhurbaşkanı makamını taşıyan kişiye bağlıdır.

Bu vesile ile “adayım” diyenlere buradan göndermemi yapmış olayım. Toplumun da bu konuda artık gözü-kulağı açık ve akılcı bir yaklaşımla hareket etmesi gerekmektedir. Kötü tecrübe ile ne hallere geldik, ortadadır. Bir yenisini ne bu ülke, ne bu Devlet, ne de bu toplum kaldırmaz!!!!

Vesselam