News
Sıcakların basması ile birlikte her tarafta börtü böcek kendini göstermeye başladı. Bahçeli evlerde çekirgeler şimdiden uçuşmaya, arılar ve sinekler her yerde kendini göstermeye başladı. Tabi ki diğer haşereler de bu ayla birlikte kış uykusundan uyanıp etrafa yayılmaya başladı. Etraf demişken de, birçok yerde otlar diz boyunu çoktan aşmış durumdadır. Belediye her yıl bu gibi işleri Temmuz-Ağustos ayında yapıyor. Ancak asıl temizlik bu aylarda başlamalıdır. Etraf kuru otlardan temizlenmeli, gerekli ilaçlamalar yapılmalıdır.
Fakat, malumunuz üzere Belediyeler bu işleri ihaleye çıkarak şirketlere yaptırmaktadır. Devletten sonra Belediyeler de hizmet alımını adeta alışkanlık haline getirmiştir. Çöp toplama işini dahi artık özel şirketler yapmaktadır. Peki ama, Belediye üzerine vazife olan hizmetleri, neden ihaleye çıkarak özel şirketlere yaptırıyor? Bu işleri yapacak eleman mı yok? Yoksa birilerinin nemalanmasına fırsat mı yaratılıyor?
Dünyanın başka bir yerinde böylesi bir hizmet anlayışı var mı, bilemiyorum. Olsa da herhalde KKTC’deki gibi bir düzen ve sistem yoktur diye düşünmekteyim. Çünkü, artık burada öyle bir sistem yaratılmış ki, birilerine pay çıkarmak adına her konuda hizmet alımı yapılmakta, kurum ve kuruluşlar bu yolla yükünü hafifletirken, paha yükünü de vatandaşın ensesine bindirmektedir. Ne düzen, ne sistem ama ha!!!! Keza dere yataklarının iyileştirilmesinde de ayni durum söz konusudur.
Hatta, orada daha kesin bir çözüm üretilerek, dere yatakları doldurulmuş, arazi konumuna getirtilip, birilerine verilmiş ve üzerine büyük büyük inşaatlar kaldırılmıştır. Birçok üçüncü ülkelerde de, Belediye hizmetlerinin ayni şekilde ihale usulü ile şirketlere verildiğini biliyoruz. Ancak, bu ülkeler büyük ve mali açıdan zengin ülkeler. Yani geliştirmiş oldukları bu sistem ile toplumu maddi açıdan bir külfete uğratmamakla birlikte, her türlü Belediye hizmetlerini de tam teşekküllü yerine getirmektedirler.
Oysa, bizim bu sistemi kaldıracak öyle bir Belediye bütçemiz yok ki!!! Tüm bu hizmetlerin bedeli toplumun ensesinden çıkarılmaktadır. E tabii her konuda hizmet alımı yapılırsa Bütçede açık da doğması, bizim su faturalarına zam da gelmesi kaçınılmaz oluyordur. Bu ülkede, vatandaş her türlü hizmetten yoksun ama bu alamadığı hizmetin bedelini de ödemekten muzdarip bir haldedir.
Şu günlerde çevrede bahar temizliği şart. Yine birilerinin bol keseden cebi para görecek, yine ahbap-çavuş ilişkisi devrede olacak ve yine yapılacak olan masraf da vatandaşın cebinden çıkacak. Biz tüm bunlara da razı gelirdik, yeter ki temiz bir çevre, düzenli olarak ilaçlama ve dere yataklarındaki sıkıntıların da giderilmesi tam hizmet olarak bize dönmüş olsaydı. Ya da, çevreyi kirleten vatandaşlara emsal teşkil etmesi bakımından kabarık bir ceza kesilseydi.
Elbette çevre temizliği konusunda sadece Belediyelere yüklenmek yanlış olur. İnsanlarımızın da bu konuda duyarlı olması, yolda giderken sigara izmaritlerini ve su şişelerini camdan dışarı fırlatmaması, piknik alanlarında, pisliğini olduğu yerde bırakmaması, köpeğini gezdirmeye çıkaranların, köpek pislerini çevreye bırakırken naylon poşetle bunları sahibi tarafından alınıp çöpe atılması, mahalle aralarında bira şişelerinin atıl vaziyette bırakılmaması, çöplerin düzenli bir şekilde ağzı sıkı sıkıya bağlanarak çöpe atılması, herkesin kapısının önünü temizlemesi, her bireyin görev ve sorumlulukları arasında olmalıdır. Bahar temizliği sadece evlerimizin içinde değil, yaşam alanlarımızda da olmalıdır. Vesselam.
