0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Sn. Meclis-i Mebusanın aziz ve muhterem vekilleri. Eminim meclise girerken, sahte diploma ve ortalığa dökülen nerden temin edildiği belli olan ama asla ser verilip sır verilmediği için binbir gece masalları gibi gizemini korur sanılan, ama Ali Bumburi dayının sakullisinden dökülen mal ve arazilere basmamak için eminim büyük çaba sarf ediyorsunuz. Bizim yeğenler hep cesurun bakışı korkağın kılıcından keskindir yeğen der. Ölümüzün körü. Öyle olsa, korkudan üzerlerine yaparlar ve muk kokusundan meclise girilmezdi. Sahte diplomalar, dün kuruşa kurşun atanların bugün paçalarından para dökülüyor.  Öve öve bitiremediğiniz sözde icraatlarınızı, halkın esiriyiz martavallarını bırakın ve gerçek bir icraata imza atın. Mesela bazılarının dokunulmazlıklarının kalkması gibi, mesela Nerden Buldun yasası gibi. Sayın vekilleri suç galiba birazda bizim. Ayna seçimlerimizi, seçimlerimiz bizi yansıtıyor.

**

Sn. Erhan Arıklı, teşbihte hata olmaz. Denize düşen yılana sarılır. Sende yılana değil ama Bertan’a sarılmak istedin. Eskiden göz, gez arpacık diyerek mitiralyoz ile daradığın Bertan Zaroğlu’na gel bana destek ver yoksa önce parti başkanlığını sonrada milletvekilliğini kaybedip son durakta ineceğimi düşünüp bindiğim otobüsten ilk durakta inip mahalleye gideceğim dedin. Bu düşünce ile SOS çağrısı yaptın. Ama suç Bertan’ın. Son durakta ineceğim diyerek otobüse binen ancak, ilk durakta otobüsten inme durumu ile karşı karşıya kalan  ancak inmeye çalışılırken ayağı kaydığı için otobüsün altında kalma tehlikesi yaşayan Erhan abisine bir el uzatmadı. Mesele ölmek değil başkan, asıl mesele iz bırakabilmektir. Diploman ile mal varlığın ile bu ülkede zaten iz bırakanlardansın.

**

Sn. Nazım Çavuşoğlu, Eğitim Nazırlığından Şıh’lığa terfi eden, Ümmetçiler ile eğitimi Kuran Kursları ve tarikatçılar ile Allah katına çıkartacak birisi olarak, sanırım Arıklı gibi ‘Tanrı Dağlarında’ pilav yemek yerine Kazakistan’a, Kazakistan’ın en ünlü yemeklerinden birisi olan ‘At Eti’ yemeğe gittiniz. Eğitim Nazırı olarak, mesele Üniversite ücretlerinin 1500 dolardan başladığı, diplomaları uluslararası kabul gören bir ülkede “Üniversite öğrencisi” avına çıkmak, değil, mesele  “Müslüman mahallesinde salyangoz satmak” demek de değil, mesele Kazakistan’da ‘Şıh ‘lıktan örnekler sergilemek, meselesidir. Ama esas mesele sahte diploma nasıl verilir Kazaklara öğretme meselesidir.    

**

Sn. Kudret Özersay, hocam bak sinirleniyorum. Sen, Meclis-i Mebusan’ın bazı mümtaz üyelerinin, konu iş yapmaya ve ekonomiyi anlatmalarına gelince, ağızlarına sahte diplomalarını veya Koç ile Sabancı’yı bile kıskandıracak mal varlıklarını tıkıyorsun.  Fırına yemek koyarken 40 kere düşünen ve ya, elektrikler giderse gaylesi yaşayan Analarımız ve eşlerimizin dışında bu  efendilerde ya koltuk altımızdan gider ve düşerken ayağımız çeşmeye dokanırsa ve musluk kapanırsa diye düşünüyorlar. Yapma hocam. Diyanellos Sigara fabrikasından bozma Meclis-i Mebusan’da bazı bakan ve vekillerin bir eli diğerini yıkar ve her ikisi de döner ayakları yıkar. Sen bir eli bağlarsan diğer el ve ayaklar Ye yememin Cumhuriyetinde müthiş iş yapan bol kepçe lokantasında çukur tabakları nasıl dolduracak dersin? Günahtır.  

**

Sn. Hasan Sarpten, tutturdun bir çam kese böceğidir gidiyorsun. Bu gidişle orman kalmayacak yeşil mahvolacak diyor ve Çam kese böceği konusuna çözüm bekliyorduk diyorsun. Bak sevgili Hasan, şu sıralar Tarım Bakanımız ile Orman Müdürümüzün orman arazilerini birilerine vermekle meşgul. Tek seferde yalnızca  167.83 dönüm verebildiler. Daha işleri çok. Kuyrukta ensesi kalın, gerdanı sarkık kişiler bekliyor. Lütfen gölge etme başka ihsan istemezler. Zaten vere vere orman kalmayınca sen hangi orman arazisinden bahsedeceksin. Sevgili Hasan, Portakalı soymadan içinin iyi olup olmadığını anlayamazsın. Biz güzel görünüşü muhteşem dedik, portakalları aldık. Soyunca içi çürük çıktı. Kabahat bizdemi yoksa portokallarda mı?

**

Sn. Bertan Zaroğlu, sana el uzatan gel kanatlarımın altına gir, kardeşçe parti içinde birlikte bu işi götürelim diyen Arıklı’ya hangi dağda gamaz gargası öldü de  dün beni yerden yere vururken, bugün neden tornistan ederek gel kanatlarımın altına gir diyorsun diye sormadığından eminim. Arıklı’nın teklifine ‘Nayır ‘ Nolamaz’ derken yine Arıklı’ya istifa ederken demediğini bırakmayan,Turan Büyükyılmaz’ın tükürdüğünü yalayıp Arıklı’nın şevketli kanatlarının altına neden girdiğini sormadığından da eminim. Bertan, abin Erhan Arıklı’nın bindiği uçağın iki motoru da stop etti. Mey day Mey day çağrısı yapıyor. Kalp denizdir, dil de kıyı. Deniz de ne varsa kıyıya o vurur. Denizin kıyıya attığı kiri görmezden gelemeyeceğini anlayış ile karşılarız tamam. Ama  Günahtır, sevabına bir el ataydın.

**

Sn. Erkut Şahali, Anagiller sülalesine mensup, emiralangiller derneği üyesi, İstatistik Kurumu Başkanı İrfan Tansel Demir’in, CTP Milletvekili Devrim Barçın’ın sosyal medyadaki açıklamasının altına yaptığı yoruma fena kızdın. Ve  “milletin vekiline ayar çekmeye kalkışan, millete ne yapmaz ki!” dedin. İlahi Erkut, daha ne yapmasını beklerdin be abim. Milleti hayat pahalılığı verilerinde biraz okşa diyorlar arkadaş öpüyor. Türkiye’de 6 nokta bilmem kaç çıkan hayat pahalılığı verileri bizde 3 nokta bilmem kaç çıkıyor. Bu verileri görende vay be ne ucuz memleket demekten geri durmuyor. Arkadaş tarafından öpüle öpüle ayakları artık tutmayan ‘Sıpa’ya döndük. Harf’ler ve sayılar anlaşılmamıza yetmedi bari  hâl’den anlasaydı.

**

Sn. Behcet Çelebi  Yüksek Öğrenim ve Dışilişkiler Dairesi Müdürü olarak KKTC Yükseköğretimini ve üniversitelerimizin tanıtımını yapmak için Kazakistan’a gitmiş olmanız oradan karlı fotoğraflar paylaşmanız müthiş başarı. Siz som ağızlıların kar ve tanıtım alakaya maydanoz sözlerine, ağızları ile değil bir yerleri ile kahkahalar ile gülmelerine aldırmayın. Onlar KKTC düşmanıdır. Sn. Çelebi hayırlara vesile olmasını diliyorum diyorsunuz. Kazakistan’da üniversitelerin yıllık 1500 dolar seviyesinde olduğu hevesinizi kırmasın. Biz sosyal medya kullanıcılarına, TV ve radyo yayını yapan programcılara siz oralardayken sahte diploma ve KKTC’deki pahalılık ile ev kiralarını dillerine dolamamalarını tembih ettik. Umut fakirin ekmeği, ye babam ye diyorlar. Rahat olun daha güzel karlı fotoğraflarınızı bekliyoruz.  

**

Sn. Fide Kürşat, 2020’de sabah programını sunan hanım kızımız  Özlem Çimendal’ın konuğuydun. Yerinde sorularına nokta atışları ile cevap verdin. Kirden pastan murdarhaneye döndürdükleri memleketin Sahte diploma  hanesinden girdin, höpürdetmenin bolca yaşandığı cepleyşindan çıktın. Bak sevgili Fide eğer birisi seni aldatmışsa bu onun suçudur. Eğer o kişi seni pek çok kere aldatmışsa bu senin suçundur. Biz yalancı çobanlar tarafından aldatıla aldatıla kevgire döndük. Tamam halk olarak biz suçluyuz. Ama höpürdetme şampiyonlarından hesap sormak için mecliste dokunulmazlık zırhını kaldırmak için önerge vermeyen. Mal bildirim yasasını değil, Nerden buldun yasasını geçirmek için kolunu kımıldatmayan, Tufan Hoca’yı Doğuş, Devrim,Salahi Şahiner’i tenzih ederim,  konuşma rekorunu egale eden siz vekiller suçun hissedarlarından değilmisiniz?  Gülün dikenin himayesinde yaşadığını sananlar, yakında dikenin itibarının gülün himayesinde olduğunu anlayacak

**

Sn. Emrah Yeşilırmak, be abim inan bu bizim Serdinç Maypa’ya çok gıcık oluyorum. Hatta daha da ileri gideyim ‘Uyuz’ oluyorum. Neymiş efendim sen Lefke Avrupa Üniversitesinde Yüksek Lisansta kayıtlı öğrenciymişsin. Ama DAÜ’den aldığın 2 yıllık diploma ile yüksek lisansa müracaat edemezmişsin. Müracaatı, Güzelyurt Sağlık ve Toplum Bilimleri üniversitesinin 4 yıllık diploması ile yapmışsın. Bu diplomada enti püftenmiş. Bak sen Serdinç’e koskoca Milletvekili için neler söylüyor. Hatta   Meclisin web sitesinde milletvekillerinin özgeçmişlerinde, senin Güzelyurt’taki üniversiteden diploma aldığın yazıyormuş. Ben olsam trankriplerimi çıkarır anlına dayarım. 4 senelik sınıf arkadaşlarımı da bir bir yazar onu rezil ederim. Yap be Emrah. Yap ki, Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu anlasın. Yap ki, Koskoca KKTC’nin hükümetinin büyük iktidar ortağının Milletvekiline bir daha bulaşmasın.

**

Sn. Güven Benghan, Karayolları ve Posta Dairesi müdürlerinin görevden alınacağı yönündeki iddialara sert tepki gösterdiniz. “Arıklı’nın parti içi çekişmeler ve menfaatler için yaptıklarıda mide bulandırıyor” dediniz. Güven başkan, siyasi hesaplar ve kurultay gailesi uğruna devletin kaynaklarını babasından miras kalır gibi fütursuzca kullanılmasını hükümet ortakları, muhalefet partileri görüyor ve izliyor. Ancak tümümüzün midesi bulanmasına rağmen, kusup mideyi rahatlatamıyoruz. Utanmayı atıp, sayın Şehzademizi aradım konuştum. Mide bulantımızdan dolayı morali çok bozuktu, üzüntülerini dile getirdi, bizim makam sevdamız yok bizim tek derdimiz halkımıza hizmettir dedi. Mide bulantılarımız hanedanın son temsilcisini derinden yaraladı. Gönül o koltukta sevgiyi bulmuşsa kuru dal bile çiçek açar dedi. Ama bizim  tamamıyle kurttuğu dallardan söz etmedi.

**

Sn. Ahmet Soykurt, ince bir barsağı mideye dönüştürme işlemi ile başladığınız cerrahi operasyonlarınıza yine KKTC’de ilk defa yapılan ameliyatlar ile devam ediyorsunuz. Sosyal Medyada  millet sana alkış tutarken, bu ülkede yaptıkları ile insanların kalplerinde taht kuran ve sürekli kalplerinin en müstesna yerindeki sevgi alanındaki kapsama alanından çıkmayan Cenk Conkbayır, Erol Uçaner, Şebnem Aydın gibi üst düzey doktorlar ile o kapsama alanından çıkmıyorsunuz. Aman dikkat edin. Sezar’ı nasıl Brütüs arkasından hançerlediyse, sizin camiadaki Brüstüslerde pusuda bekliyor. Aman seni ve diğer başarılı doktorları arkadan hançerlemesin.

Fıkra

Suna’nın başı ağrıyordu. Doktor çağırdılar.

Doktor hap vererek dedi ki:
– Bu hap şimdi senin baş ağrını geçirir.

Peki onu kolay yutabilecek misin?
Kolay yutmasına yutarımda,

hap mideme girdikten sonra

başıma giden yolu nereden bulacak?