0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Sn. Ersin Tatar, bu ülkeye Veziriazam olarak liderlik etmiş Dr. Fazıl Küçük ve Osmanlı’nın kurucusu Osman Bey’in yerli versiyonu, KKTC’nin kurucusu Rauf Denktaş’ı bir ‘Uç Beyi’ olarak sollayıp geçtiniz. Bir uç beyi olarak maşallah kısa bir sürede bir kütüphane yaratacak kadar kitap yazdınız. Ülkeyi Ana idare ederken sizinde işiniz çok. Cenaze, sünnet ve evlenme törenleri derken o etkinlik senin, bu etkinlik benim dolaşıp duruyorsunuz. Kolay iş değil, KKTC ilelebet yaşayacak diyorsunuz. Yaşatalım ama bugün kur, 1 ABD Doları = 30 TL. 1969 yılındaki devalüasyonla, günümüzdeki kuru mukayese edersek, bugünkü değerin üzerine, 6 sıfır yani milyon daha eklemeliyiz. Bu sisteme göre 2030’da bugünkü değerin üzerin 6 değil 12 sıfır eklemeliyiz. O zaman dizlerimizin üzerinde değil sürünen KKTC For Ever’in şerefine fon deep yapalım.

**

Sn. Ünal Üstel, bizim Ayşaba seni Şampiyon Melekleri anma töreninde konuşma yaparken İlkokul 4’ncü sınıfta okuyan torunu Resmiyecik ile izlemiş. Resmiyecik babaanne bu konuşan adam kimdir diye sormuş. Okuyup konuşamıyor, Yazık günahtır. Sevabına gelsin ona okuma öğreteyim. Kekeleyerek okumasın demiş. Ayşaba’da kurultay heyecanıdır diyor. Ama bizim başbakan okumadan 2, yazıdan 1 konuşmadan da sıfır çekti. Eylül’e kadar sabredelim, bunları yüzüne vurursak garibim utanacak, giderken mahcup gitmesini istemeyiz. Ah be Gatriyaba ah sana bin defa darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz dedik. Bu yüzden yanlışlar peşimizi bırakmıyor ki, ayaklarımız doğru yolu bulsun.

**

 Sn. Erhan Arıklı, biz Karadeniz’de yaylalarında çok horon teptik. Tanrı Dağlarında pilava kaşık salladık. Neron Roma’yı yakmış. Anasını satayım biz o koltuk için değil Roma’yı, YDP’yi de yanında bonus olarak yakarız düşüncenizin hayranıyım. İnanın Kudret Hoca’ya da Talip Atalaya’da müthiş sinirleniyorum. Hele ikide bir senin mal varlıklarını tefe koyup çalan o Serdinç Maypa’ya ‘uyuz’ oluyorum. O Ayşaba’nın Tilki’yi mümin sanıp, çiftliğin başına vekil olarak atadıysanız, kümes elden gidince ağlamayacaksınız sözüne bitleniyorum. Mal varlığın ile dünyanın en zengin insanı ‘ Elon Musk’ı burun farkı ile geçmeni hazmedemediler. Rahatsız etmeseler bu hız ile onu katlayıp cebine koyacağını göremiyorlar. Bunlar servet düşmanı. Bunlar KKTC’yi  bir rekordan ettiklerini göremiyorlar.

**

Sn. Fikri Ataoğlu, bir zamanlar Şener Levent ile ilgili ‘Casusluk’ iddiasında, Denktaş Bey belgeleri bende gördüm demişti. Millet senin ananın ak sütü gibi zemzem suyu ile yıkanmış diploman için ‘Sahte’ yakıştırması yaptı. Halbuki senin diploman ile ilgili girdiğin sınavları Ayşaba, diploma törenini de Gatriyaba gördü. Fikriciğim, Arıklı’nın, bazı konuşmalarında seni adres göstermesine bu hükümet uzun süre gitmez demesine aldırma. DP Tsunamiler ile boğuşuyor demesini ırgalama. Bak Asiye teyze bile Keçi koyuna güldü diyor. Yakışıklım bazı ünlü düşünürler, bir kadın güzelse kork, güzel ve yalnızsa daha da kork; güzel, yalnız ve kırılmışsa hemen ölü taklidi yap diyor. Bende, siyasi bir ortak, narksis ve bencil ise kork. Kıskanç ve ortağını çekemezse daha da kork. Ama hep bana, yine bana derse topuklar düte vurarak kaç derim

**

Sn. İrfan Tansel, İstatistik kurumu başkanı olarak,Boşbakan ile emirlerine sonuna kadar bağlı olmanız nedeniyle, bütün numaraların sizde olmasına karşın piyangonun size çıkmadığına çok şaşırdım. Hükümetin görmeyen gözleri, cebini koruyan değneği oldunuz. Türkiye’de yüzde 6.70 olarak açıklanan Ocak ayı hayat pahalılığının, tüm ürünlerin Türkiye’den gelmesi ve üzerlerine navlun ve kar bedellerinin eklenmesine karşın, hayat pahalılığının Kıbrıs’ın kuzeyinde yüzde 3.84 olarak ilan edilmesini çözümü zor çok bilinmeyenli denklem gibi çözemedim.  Çok bilinmeyenli denklemin çözdüğüm tek problemi halkla alay ve dalga geçildiği kısmıydı. Ne diyordu bir zamanların Şekibe abası? Hah hatırladım. İstifa da bir erdemdir diyordu.

**

Sn. Hazal Ergüçlü maşallah Süleyman Ergüçlü gibi bir babanın kızı olduğunu her fırsatta ıspat ediyorsun. Yeteneğin sayesinde merdivenleri ikişer ikişer çıkarken, Kıbrıslı Türkün de gururu oluyorsun. Dilber olarak Gemileri Yakarım türküsü ile oynadığın oyun milyonlarca kişi tarafından beğenilip, birçok ünlü şarkıcı tarafından gündemlerine alınırken, cümle üretemedikleri için hakaret etmeyi, alışkanlık haline getiren, siyasette dinazorlaşmış, beyinleri erozyona uğramış Milattan önceki tarih döneminde kalan ‘Mikrofonları değil, siyaset anlayışları bozuk’ dinoların seni eleştirmesine aldırma. Sevgili Hazal bu tipler beleş bağlanan WI Fİ olsalar bile ben bunlara bağlanmayı zül sayarım.

**

Sn. Talip Atalay, bakıyorum fincancı katırlarını fena ürküttünüz. Ürken fincancı katırları porselen tabak nede çay takımı bıraktı. Vatan Millet diyerek herkese saldıran, milliyetçilikte mangalda kül bırakmayan insanların, TV programlarında ülkedeki pahalılıktan, yokluktan, üretimdeki tıkanıklıktan, özellikle çiftçi,hayvancının iflas noktadında olduğundan bahsedeceklerine, holding sahibi olduklarından ve yalnız bir şirketlerinden 3.5 milyon dolar elde ettiklerinden bahsetmeye başladı. Bunları başımıza taç yapanlara içimden”beter olun” diye suratlarına haykırmak geçiyor. Sn. Atalay, Bazı insanların resimlerine bakıyorum, o kadar güzeller ki, hep resimlerde kalsınlar istiyorum. Çünkü karakterler objektife girmiyor.

**

Sn. Kasım Kuni, polislerinizin birçok konudaki, özellikle Narkotik ekiplerinin başarıları yadsınmaz. Ama trafik kontrollerinde anlayış dersinden sıfır çeken bazı polisleriniz için ayni terimi kullanmam doğru olmaz. Hayat, biz planlar yaparken, KKTC’deki hükümetin başımıza ördüğü çoraplardır. Ancak örülen çorapların düğümünü atanda anlayış yoksunu bazı polislerdir. Sanırım bunlardan Güzelyurt Polis Müdürlüğünde bolca bulunmaktadır. Örneğin her sabah ve her akşam üzeri çıktıkları yolda sigorta ve ehliyet haricinde arabasının muayene günü  3-5 gün geçen bir sürücüye anlayış göstertme yerine ‘Sana ceza keseyim de gör’ denilmesine söyleyecek söz benim kelime lugatımda yok. Hele ego kokan davranış hiç yok. Babadan kızına ya da oğluna miras kalan devlet makamına, siz bileğinizin hakkı ile geldiniz ve Seviliyorsunuz. Türkan Şoray, Yeşilçam’ın kanunlarını, taş bebek Gönül Yazar’da tarihini yazdı. Ancak davranış ve hitaptan yoksun bazı polisleriniz polisin başarılarının nasıl aşağı çekileceğini yazıyor.

**

Sn. Aydın Dalman, geçen gün Özgür Gazete Teknecik santralinin etrafındaki çirkeften mamül, gölcükleri yayınladı. Mis gibi görüntüler,hastalıklara buyur gel diyordu. Ünlü düşünür Paulo Coelho; “En kusursuz cinayet; birinin yaşama sevincini öldürmektir” demişti. Siz her ay gönderdiğiniz 4- 5 bin liralık elektrik faturaları yaşama sevincimizi boğazlarken, sinirden kalp krizi geçirerek kusursuz cinayetin alt yapısını hazırlıyorsunuz . Bu elektrik faturaları Harç bitti, yapı paydos  diye kapıyı çalarken “İflas” bağıra bağıra geliyor. Gerçi elektrik ücretini başka isimler altında alıyorsunuz ama almasanız bile 150 bin aylığınız ile bu rakamlar sizi ırgalamaz. Aksa’ya ödeme döviz şu bu filmin film arası reklamlarından başka birşey değil. El-Sen’i binadan atmaya çalışmanız filmin fragmanı. Ama başrolünü El-Sen’in oynadığı esas film pek yakında KKTC sinemalarında başlayacak.

**

Sn. Emre Efendi Vasilya’da her tepe ile dağın ve derenin bir adı vardır dedin. Ve GASSİ’ye göz diktiklerini dile getirdin. Sevgili Emre, bak abiciğim bunların kötü niyeti yok. Orasını imara açıp, özel mülkiyet ile imara açacaklar. Sonra buralara villalar ve yüksek yüksek binalar yapıp cukkayı dolduracaklar. Bunda ne kötülük var abim. Buraları Girne’ye ve İskele Bölgesine dönüştürüp beton ormanı yapacaklar. Turizmi patlatacağız nidaları ile en üstten en alta kadar rant kapısını gındırmayacaklar kapıyı duvara kadar dayayacaklr. Emre adamların ekmeklerine kan doğrama. Bırak dünyalıklarını yapsınlar be abim. Ağaç, orman yeşillik nedir ki? Mühim olan insanlık değil cuggayı doldurmak be abim. Sevgili Emre, Loforiyolar’ müzelik oldu. Yolda kalacaklar. Bu efendiler sayenizde davul zurnayla tavşan avına gidilmeyeceğini öğrenecekler.

**

Sn. Adnan Mercan, meyhanenize gelen bir müşterinizin “2 bin TL’lik hesabı 200 Euro ile ödediğini, para üstünü verince müşterinizin saymaktan yorulduğunu söylediniz. Ben bir tane verdim siz  çanta dolusu verdiniz diyen müşterinize biz böyle yapmakla insanların beyinlerini çalıştırıyoruz. Para sayarken hem parmak hemde beyin cimlastiği yaptırıyoruz neden demediniz? Sn. Mercan, emme basma tulumba gibi her söylenene kafa sallayan emiralangiller sülalesi mensupları ile gıccacığın işe girmesi, oğlancığın sözleşmesinin yenilenmesi için bir daha bunlara oy vereyim derneğine mensup şahıslar sayesinde elimiz ile ettik cebimiz ile çekiyoruz  “Kendi geleceklerimizi kendimiz hazırladık, yetmedi sonra da buna kader dedik”

**

Sn. Ayşemdan Akın, bu ülkeyi münhasır medeniyete taşıyacak emiralangiler sülalesi ile ‘Yes Sir’ derneğine mensup emme basma tulumbası kafa sallayıcıların nasırlarına fena basıyorsun. Acıtıyorsun yapma. Bak acımasız nasıra basma durumu sonrasında tarikatcıların bedduasına mazhar olacak ve Allah katında yerin olmayacak. Hiçbir Şeyh ve Şıh’ın duasında yer almayacaksın. Sayende Meclis-i Mebusan’ın içinden çıkan ve bütün derslerden çakarken yalnız ‘Zam nasıl uygulanır’’ ile ‘Anaya nasıl biyat edilir’ derslerinden geçen, Umumiye-i Bakanları kızdıracaksın. Onlarda  Zam dersi geldi bizde halka çaktık diyecekler. Sevgili Ayşemden, inan aralarında şerefin kadar konuş desem, ömür boyu susacak insanlar var.

**

Fıkra 

Küçük Ahmet, bakkala öfkeyle sordu:
– Neden hep küçük yumurta veriyorsun?
– Taşıması , kolay olur da ondan.
Ahmet eksik para verip yumurtaları alıp giderken bakkal seslendi:
– Ama sen eksik para verdin.
Küçük çocuk arkasına dönüp gülerek: ” Para daha çabuk sayılır da…

**