0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Birçoğumuzun eskiye özlemini, eski günleri yad edişini ve eskide olan ne varsa burnumuzda buram buram tüttüğünü sosyal medyada yazarak dillendirmesine son zamanlarda çokça tanık olmaktayım. Eminim sizler de çevrenizdekilerden bu gibi paylaşımları ve serzenişleri görüyor ve duyuyorsunuzdur. Hem özlüyor söylüyoruz, hem de sadece lafta bırakıyoruz. Çünkü, artık yılların yorgunluğu, zaman zaman da umutların yitirilmesi, ülkenin her geçen gün kötüye gitmesi bizleri derinden üzüyordur.

Ama unutmamalıyız ki, üzüntüler olmazsa sevinçler de olmaz. Bugün sosyal paylaşım sitelerinde birçok gruplar kurulmakta ve düzene inat eleştiriler yağmakta, yazılar paylaşılmaktadır. Dikkat ettim, her geçen gün hem bu gibi gruplar çoğalmakta, hem de insan kitlesi artmaktadır. Haksızlıkta dibe vurduğumuz, kimliksiz bırakılmaya çalışıldığımız, yozlaştırılmak için uğraşılan, adaletin kör, sağır ve dilsiz bırakılmaya çalıştığı şu günlerde en çok ihtiyacımız olan birlik ve beraberlik içerisinde mücadele etmektir.

Evet, herşey eskide kalmış olsa bile, gelişen yeni dünyaya ayak uydurmak zorunda kalsak bile, bazı değerler vardır ki, hiç eskimez. Vicdan gibi, dostluk gibi, yardımlaşma gibi, sevmesek de saygı göstermek gibi, merhamet gibi…. Ve buna benzer insanoğlunun içinde barındırdığı köklü duygular, illaki değişim yaşamamalı diye düşünmekteyim. Birçoğumuz zaten bu duyguların kaybolduğunun farkında olduğu içindir ki, eskiye özlem duyar.

Elbette, aramıza gelen yabancı kültürlerin, yabancı kimliklerin de bu konuda yardımı olmuş ve bizler değişim yaşamışızdır. Ama asıl olay nedir bilir misiniz sevgili okurlarım, onlar buraya gelip yerleştikleri için bizim kültürümüzü alacaklarına, bizi kendilerine benzetmeye çalıştılar. Başarılı da oldular. Bir avuç kaldık, özünden dönmeyen, özüne sadık olan ve eskiden ne ise, şimdi de aynisi kalan.

İşte bu sosyal medyada mücadele adına oluşturulan birçok platform ile, belki yavaş yavaş örgütlenir ve bizlere yapılan dayatmalar, haksızlıklar ve kimlik asimilasyonu için yavaş yavaş klavye başında başlayan kahramanlıklarımızı yollara, sokaklara taşır ve eski günlerdeki atalarımızın mücadelesini anımsayarak örnek alır ve vatanımızın bölünmesine, topraklarımızın yabancılara peşkeş çekilmesine, kimliksiz bırakılmaya çalışılmamıza ve yobazlığın kök salmasına bir dur demek için yeni dünyada eskiyi örnek alıp, bir kıvılcım yakarız.

Her şey eskide kalsada, eskiler bize yeni yol için ışık tutmalı, örnek olmalı ve harekete geçmemizi sağlamalıdır. Bazılarınızın “artık olmaz” diye yorum yaptığını duyar gibi oluyorum. Bu hayatta hiçbir şey için geç değildir. İnsanoğlu, kendisine yaşanabilir bir dünya yaratmak için oldurmayı hedeflemeli ve bilmelidir. Vesselam.