2

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

KKTC olarak isimlendirdiğimiz coğrafyanın adını bir türlü yerli yerine oturtamıyoruz. İnnik minnik tatarinnik ya şundadır yada bunda diyerek ismini sürekli değiştiriyoruz. Önce Cemaattik. Ve cemaat meclisimiz vardı. Sonra Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi olduk.

DALDAN DALA KONDUK

Cemaatten Otonoma geçtikten sonra bunu Federe Devleti kurana kadar sürdürdük. 1 Ekim 1974 tarihinde kurduğumuz Otonom Kıbrıs Türk Yönetimini,  13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devletini kurunca tarihin tozlu raflarına kaldırdık. Kıbrıs Türk Federe Devletini kurunca Kıbrıs Cumhuriyetinin mührünü de kullanarak her türlü sportif faaliyetler ile ticari faaliyetlerimizi sürdürdük. Bu durum de Facto olarak nitelendirilen ve Türkiye haricinde kimsenin tanımadığı 15 Kasım 1983 tarihinde kurduğumuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine kadar devam etti.

HANİ KKTC’Yİ SONSUZA KADAR YAŞATACAKTIK

Sonsuza kadar yaşatacağız nutukları atılan KKTC’yi kurduktan sonra özellikle 1990’dan sonra Abad kararları ile halk ambargolar altında ezildi. Dövizin eline göre bulduğu TL’yi evire çevire döverek ağzını burnunu kırması sonrasında tabiri caizse süründü. Türkiye hükümetlerinin TBMM’den resmi olarak ‘Tanıyoruz’ kararı olmadığı için sözde tanıyoruz dedikleri KKTC’nin ismini yine değiştirerek ayrı bir devlet kuracağız deniliyor.

TUZU DA KOKUTUNUZ

Tamam, da kokmasın diye KKTC’yi tuzlayıp samarella gibi bir kenara mı koyacağız? Be efendiler bırakın Samarella’yı tuzu da kokuttunuz. Bir devlet kurduk adına da KKTC dedik eyvallah. Ama devlet dediğinin kendi parası var. Bayrağı var. Milli Marşı var. Daireleri var. Ekonominin röntgenini çeken bankaları ve onu idare eden Merkez Bankası var. KKTC’de olduğu gibi Ananın değil kendi kendini idare eden bir yapısı var.

BİZDEKİ DEĞERLERE DE BAKIN

Evkaf’ın su meselesine gelirsem  yeni kuracağımız Kıbrıs Türk Devletinin kendi parası olacak mı? Milli Marşı hazır mı? Merkez Bankasını yönetecek Yönetim Kurulu Başkan ve Yardımcısı Türkiye yerine yeni kuracağımız devletin vatandaşlarından mı  olacak? Bizde öyle bankacı yok derseniz, gözünüzdeki FAGO’yu çıkartın ve Vakıflar Bankasını yöneten Cengiz bey, sanırım şimdi Nova Bank’ı yönetiyor Bülent Bey ve AS Bank’ı başarılı bir şekilde yıllarca yöneten Taştan Bey gibi değerlere bakın derim.

KAMUYU BİLE İDAREDEN ACİZSİNİZ

Geçtim, hadde ordu ve komutanları özeldir. Ama sigara fabrikasını bile siz yönetmiyorsunuz. Hatta tekerlek rulemaları yendiği için Asena’yı bile kıskandıracak göbek sallamaları ile yampuri giden ‘Kamu’yu bile idareden acizsiniz. YDP Genel Sekreteri Talip Atalay bile doğru ve yanlışı karıştırmak çok tehlikelidir. Çok kötü sonuçlar doğurur. Gerçekliği gizliyoruz ve kaybediyoruz. İnanılmaz insanlar birileri tarafından korunuyor dokunamazsınız. Kriminal suçlu adam devam ediyor. Bir taş koyalım ve o inşa cezasını çeksin diyor. Vallahi doğru. Halk olarak biz doğruyu karıştırıp yanlış yaparak sizleri seçtiğimiz için bedelini ödüyoruz.

BİZE KÜÇÜK KESE BÜYÜĞÜ !..

 Başbakan, Ali dayının berber dükkânının açılışında mantini keserken, stop yapmadan free feel giderken, alışageldiği Ana’ya şükrandan başlayarak istikrardan söz ediyor. Ülkeyi uçuracağız diye nutuk sallarken Galata kulesinin tepesinden lodos rüzgârıyla uçarak Üsküdar’da Doğancılar meydanına inen zamanının meşhur bilgini Hezarfen Ahmed Çelebi gibi uçuracağım diyor. Ama bol keseden vaat dağıtırken halk olarak galiba bize en küçük kese geliyor. Büyük keseyi sormayın zaten siz onu biliyorsunuz.

NEDEN ASKERE SAĞLANAN POLİSE DE SAĞLANMIYOR

KKTC’de Adil bir düzen kuramayan ve Adil amcayı kalpten tahtalıköye gönderen hükümetin yeni kuracağı devlette sinirden kalp krizi geçiren Adalet ablayı yaptıkları ile sevindirerek yoğun bakımdan çıkmasını sağlayacağını hiç sanmam. Çünkü alışmış kudurmuştan beterdir. Örneğin Anayasa ayni yere bağlı iki kuruluşa eşit davranılır diyor. Peki, GKK’ya bağlı polise askere davranıldığı gibi eşit davranılıyormu? Yuh artık diyeceğim noktada asker 50 yaşında emekli olurken maaşını ve ikramiyesini de alıyor. Ama polis emekliye çıkınca al ikramiyeni 55 yaşını doldurunca maaşını da alırsın deniyor. Ve bu arkadaşlar buna eşitlik deniyor. Breh breh gıdıkla beni de güleyim.

CİNLER PERİLERE EK ŞEYTAN  VE MELEKLER DAHİL EDİLECEK Mİ?

Ne bileyim yeni devlette, Dışişleri Bakanımız, Beşparmak Dağları fatihi Piyade Tüfeği uzmanı Tahsin Ertuğruloğlu her gün gözünü açar açmaz siftah bismillah deyip, BM’ye sövecek mi? Güney’in şişhanesinden girip, küfürhanesinden çıkacak mı? Eğitim Bakanımız Nazım Çavuşoğlu cinler perler ile doldurduğu ders kitaplarının içine bu defa Şeytan, Cebrail ve Melekleri de dâhil edecekmi? Edecekse kendine karşı çıkan öğretmenlerimize ben uygun gördüm öyle olacak diyecek mi? Bakanlığın içinde at koşturan birilerine ek olarak beygir osurtan takımını da dâhil edecekmi?

DEVLETİ DÜŞÜNEN MEMURLAR TAYİN EDİLECEK Mİ?

Ehliyet Dairesinde, normal mesai saatlerinde bazı memurlar iş yapmıyor. Hafta sonları gelip çifte mesai almak için Çekmecelerine koyuyor diyerek bakana şikâyette bulunan Ayşe Hanım gibi sorumlu memurları iş karıştırıyor diye başka daireye tayin etmelerde olacak mı? Posta Dairesine yeni atanan Fatma Baysal, ürünleri pazarlama konusunda iyi işler yapmaya çalışırken birilerinden güç alarak bir birleri ile didişen memurların bir mektubu Lefkoşa’dan Lefke bölgesin 3 ayda gitmesinin önüne geçerek postanın randımanlı çalışması sağlanacak mı?

ANAYASA’DAKİ 10. MADDE ÇIKARTILACAK MI?

Yeni kurulacak devlette şirketine para aktarmadığı için Müdürün boğazına sarılan bakanlar olacak mı? Veya Ne bileyim o devlette Polis GKK yerine Başbakanlığa bağlanacak mı? Meşhur 10. Madde Anayasa’dan çıkartılıp Askeri vesayet yerini sivil vesayete devredecek mi? Kurulacak devlette, mesela Cumhurbaşkanı ile Başbakan TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bahsederken yine  ‘Cumhurbaşkanım Erdoğan’ diyecek mi?

PİRİLİ VE LİNGİRİ OYNANACAKSA BEN ALMAYAYIM

Yeni kurulacak devletin arenasında yine pirili ve lingiri oynanacaksa boş verin ben almayım. Bazı siyasilerimizin cips paketi gibi %70i hava olduğu gibi yeni kurulacak devletin de %70 hava olacaksa fasulye pişirin yiyelim. Sonra da neyse boş verin

Fıkra

Dilencilik

Muhi ile Maho İstanbul’a dilencilik yapmak için gelmiş iki arkadaş,

şehrin farklı yerlerinde dileniyorlar,

Muhi günde 8 – 9 lirayı zor toplarken

Maho her gün 10 liralık kağıt paralarla dolu bir bavul ile dönüyor evine

– “Nasıl yapıyorsun?” diye merak ediyor

Muhi, “Biz üç kuruşu zor toplarken?”

– “Dileniş sloganın yanlış” diye cevap veriyor Maho

– “İşsizim, karım ve 6 çocuğum var.

 Bi sadaka lütfen’ diyorsun Olur mu?”

Yanlış burda ” “Peki sen nasıl dileniyorsun?”

‘Ağabey’ diyorum, Vallah memlekete dönecem 10 liram eksik!”