0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Televizyon seyretmek için vakit çok erken diyerek sesini kıstım. Ve dönülmez akşamın ufkundayım vakit çok erken şarıkısını dinlemek için radyoyu açtım.  Tam çok hoşuma giden Juju makamındaki eserleri dinlerlen, şarkının ritmine kapılarak Acizmedileri örnek alan,  bazı siyasiler gibi  kafamı emme basma tulumba gibi sallamaya başladım. Birden televizyonda KKTC’nin Noteri  konumunda olan Müdde-i Umumu gördüm. Yine kafa ütüleyecek derken ‘JET’ hızı ile televizyonun sesini açtım. Sağolsun Hayalhaneden girdi, et ve tırnak haneden çıktı.

ATMA RECEP DİN GARDAŞIYIZ

 Biricik tasdik memurumuz, kıymetli Noterimiz  televizyonda, bir muhtarı bile irademiz ile seçemediğimiz, Merkez Bankasını, önemli kurumları geçtim, Sigara Fabrikasında bile sözümüzün geçmediği bağımsız, bağlantısız, egemen, KKTC For Ever dediğimiz prematüre bebeği  sonsuza kadar yaşatacağız demezmi? Vallahi de billahi de 40 arap başımda trampet çalmaya başladı. Atma Recep din gardaşıyız deyip sustum.

HÜKÜMET ANKARA’DA OLDUĞUNDAN KAYIP

Bazı insanlar vardır, çok ama çok özeldirler.Bazı insanlar vardır, büyü gibidirler, değdikleri hayatı cennete, bazıları ise süslü lafları ile cehenneme çevirirler. Her ülkede oto kontrol görevini hükümet ve sendikalar ile sivil toplum örgütleri yapar. Hükümetin gayışı koptuğu için mafiş denetimin karşılığında, isteyen sirtakki, isteyen çiftetelli ile twist oynar. İsteyen bir malı istediği fiyata satar. Ticaret dairesi mafiş kurban, hükümet yeşil altlı mum ile aranmasına karşın Ankara’da olduğu için kayıp.

DENETLEME KURULU ALLAH’A HAVALE EDİYOR

Tabi kurumları denetlemeden sorumlu Başbakanlık denetleme kurulumuz var. Onların ne siz sorun nede ben söyleyeyim. Arkadaşlar  müslümanlıklarını geliştirmek için  3 ay Hala sultan Camii’de din dersine gönderildikten sonra hala o atmosferden çıkamadılar. Huşu içinde dua edip önce Allah’a sonra Ana’ya yakarıyorlar. Kamudaki Rüşveti, ihale işlerini haksız kazançları Allah’a havale ediyorlar..

 VERGİ ADALETİMİ DEDİNİZ?

Yoğun betonlaşma hızla devam ediyor. Yeşil ve yeşil alanlar ile orman arazileri OUT, betonlaşma In oldu. Sahiller artık halkın değil zengin para babalarının otel ve villalarına peşkeş çekiliyor. ülkenin verimli topraklarının yarısına yakını şantiye alanı haline geldi. Harnup, zeytinlik, makilik ve her türlü yeşil alanda yoğun betonlaşma hızla devam ediyor. Peki hani o oto kontrol. Hani  bu konudaki denetim ve uygulamalar. İskele bölgesinde iki – üç inşaat şirketi malı götürmüş durumda. Bir villa 150-200 bin Stg. Arasında giderken normal bir daire 130-150 bin Stg.’de satılıyor. Bu inşaat şirketleri bir günde milyonlarca lira kazanıyor. Peki verdikleri vergiler ne kadar? Ama baktığınız zaman neredeyse Selimiye Camii’nde mendil açıp dileneceğiz deniliyor.

 KEMO’NUN DEDİĞİ GİBİ OLACAK

Bir zamanlar inşaat patlaması olmuştu Yine bir inşaat patlaması yaşıyoruz. Kıraç topraklar yerine inşaatlar verimli topraklara doğru son hızla gidiyor. Bu gidişle çok  yakın bir gelecekte KEMO’nun dediği gibi ne harnup nede  zeytin ağacını göreceğiz.  Onlara ancak tarih sayfalarında hah zeytin ve harup ağacı budur diyeceğiz. Oto kontrol ve denetim, ‘’ Mafiş kurban’’

EL SEN OTO KONTROL GÖREVİ Nİ YAPIP GÜVEN TAZELEMELİYDİ

Oto kontrol mekanizması sivil toplum örgütleri ile sendikaların da olmassa olmazıdır. Örneğin Kıb-Tek’te şaibeli denilen istihdamlarda El-Sen denetleyici konumda olmalıydı. Hatta haksız olarak işe alınmayanlar adına dava açmalıydı. İşte o zaman bir sendika olarak oto kontrol görevini tam anlamı ile yapmış olacaktı. Ancak El –Sen başkanının oğlu sınavı geçmemesine karşın Kıb-Tek’e istihdam edilirse bu oto kontrol nasıl olacak dersiniz. Eleştirilere verilen cevaplar kem küm ile geçiştirilmeye çalışılırsa bu El –Sen’e olan güveni erozyona uğratmayacak mı? Kaldıki güvenin ne kadar kaldığı son eylemde görüldü.

KIB-TEK YÖNETİMİNİ SUÇLAYARAK YAĞ GİBİ ÜSTÜNE ÇIKTI

Yapılan hata ve yanlış sonrasında istifa bir erdem olarak görülür. Ama ya istifa yada genel kurul denildiği noktada El Sen başkanı benden önce istifa edecek çok kişi var demesine, hatta oğlumun müracaatından haberim vardı ama bana komplo kurulu diyerek Kıb-Tek yönetimini ve hükümeti zan altında bırakıp yağ gibi suyun üzerine çıkmasına uyuz oldum. Ben bu noktada ayrılmak isteyen çiftin karşısına oturan ve beyaz külotuna kadar bacakları görünen Melihat’a, hakimin içi geçerek anlat guzum Melihat, tuuu yüzüne Mehmet fıkrasında dediği gibi, anlat Çağlayan başkan anlat. Tuuu yüzüne yönetim demek istiyorum. Tabi birileri yerse.  Çağlayan başkan madem haberin vardı oto kontrol görevinizi yerine getirip, bu komployu önleyici tedbirleri neden hayata geçirmedin? Ve Gocagarının naneyi yedikten sonra kapıya sürgün ve kilit astığı gibi sende olayı laflar ve cümleler ile komplo teorisi üzerine kurdun?

MENFAATİNİZ OLDUĞUNDA ARSLAN AKSİ OLDUĞU ZAMAN KEDİ YAVRUSU

Şimdi eğri oturalım ama doğru konuşalım. Bu noktada, El-Sen’in yönetiminde  ve Kıb-Tek’in çalışanları arasında bildiğim çok dürüst insanlar var. Peki yaşananlar bu dürüst bu insanlara haksızlık olmuyormu? Peki  El Sen’in oto kontrol mekanizması görevini bu dakikadan sonra inandırıcı bir şekilde yapabileceğini bize kim iddia edebilir? Çağlayan Cesurer veya Ahmet Tuğcu’nun açıklamalarına bundan sonra kim inanır? Vatandaş her açıklama sonrasında beyinlerde hadde be masal anlatmayın. Siz kendi menfaatiniz olduğu zaman Arslan, vatandaşın menfaati olduğu zaman miyav diyen kedi yavrususunuz demeyecekmi?

ELEKTRİK FATURALARINDAKİ ARTIŞ HALKIN ENSESİNE Mİ ASILACAK?

Geçtim 141 kişi alındı. Daha sonra 16 kişi daha bu sayıya ilave edildi. Kıb-Tek nedense kendisinin yapması gereken hemen hemen  tüm işlerini Özel şirketlere yaptırıyor. Direk dikme, kablo çekme ve buna benzer işleri özel bir şirket yapıyor. Arada bu mammadan Kıb-Tek yerine kurumun içine çöreklenen çeteler ile  özel şirket faydalanıyor. O noktada El Sen nerede? Madem bu kadar istihdam niye diye sormamız gerekmezmi? İşe alınan insanlara ödenecek maaşların artacağı yük yine halkın boynuna asılmayacakmı? Elektrik faturalarındaki rakamlar yukarı doğru seyir izlerken ceryan biz vatandaşları fena tepmeyecekmi? Ve özel şirketlere yaptırılan bu işlerde mamayı onlar yerken çok düşündükleri Kıb-Tek’in bu mammadan faydalanması için El Sen’in oto kontrol görevini yapması gerekmezmiydi? Söyleyecek çok ama dinleyen yok.