0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ne siyaset ama ha!!!! Millete üç kuruşluk artış yap, bunu, daha maaşlara yansıtmadan dön zamlar ile geri al. Yani kaşık ile veriyorlar, kepçe ile alıyorlar. Bunların, siyasetten anladığı bu kadar işte. Nasıl, memnunun musunuz bu beceriksizlere oy verenler? Hele ki 3-4 gün ara ile akaryakıta yapılan zammın hızına yetişmek ne mümkün.

Hayır yani, bisiklet alıp, işimizi bisikletle görelim diyeceğim, ülkede bisiklet yolu yok. Trafik canavarları günün her saati trafikte dolaşmakta. Hele şu üçüncü ülke vatandaşları motorlar ile dağıtıma çıkıyorlar ya, eyvah eyvah!!! Bunları gördüğünüz yerde durun, kontak kapatın. Ne trafik ışığı dinlerler, ne trafik kuralı takarlar, jet hızı ile araçların arasında “belly dance” yaparlar.

Ülkedeki başı bozukluktan, sistemsizlikten artık her market kendi fiyatını kendisi belirler. Denetim yok. Öyle Başbakanın yaptığı açıklamalara aldanmayınız. Zaten, yaşı gereği bir söylediğini birkaç saat sonra unutuyordur. Memleketimizde, neredeyse artık kanser hastaları kadar Alzheimer hastası olduğunu biliyor muydunuz?

Neyse biz konumuza dönelim, Türk Lirası ile artık yol alınmayacağını hepimiz biliyoruz. Ülke ekonomisinin yerlerde süründüğünü, üretimin yok olmakla burun buruna olduğunu, ithalat ve ihracaat dengesindeki büyük farkı ve elbette döviz karşısında çaresiz kaldığımızı her gün basında yer alan haberlerden ve etrafımızda gelişen olaylardan dolayı çok iyi biliyoruz. Bu gidişatın bir sonunun da olmadığını biliyoruz.

O son çoktan vuku bulmuştur. Bu siyaset ile hiçbir çözüm olunamayacağı gibi, bu para birimi ile de her geçen gün alım gücünün düşerek tabiri yerinde ise para birimimizin “zibil” olduğunu yaşayarak tecrübe edinmiş bulunmaktayız. Para birimimiz her ne kadar Türk Lirası olsa da, memlekette her şey döviz oldu. Ev, araba, arsa, eğitim giderleri ve kiralar, direkt döviz olarak işlem görmektedir. İthal malların ülkeye girişi döviz bazında olduğundan, Türk Lirasına çevirince astronomik rakamlar etiketlerin üzerinde bizleri hayrete düşürür oldu ve uzaktan bakmaya itti.

Yeni yeni işçilik fiyatlarında da döviz devreye girdi. E be efendiler bu Türk Lirasın kullanımı bizlere “değer değil keder oldu”, görmüyor musunuz? Ahhh, elbette görüyorsunuzdur da, sizin tuzunuz kuru. Maaşlarınız dolgun, avantalarınız çok, izaz-ikramlarınız gırla, komisyonlarınız ise döviz olarak ceplerinize girmekte, yaşasın lüks hayat. Sizlerin zaten meslek olarak baktığı bu siyaset adamı anlayışı içerisinde yer alan zihniyette “gaileniz toplum değil, gaileniz cep doldurmaktır”. Öyle vatan toprağı derdi çeken, bu toprakları parsel parsel satmaz, din edebiyatı yapan da bol cariyeli bir hayat sürmez. Sizler de tıpkı Türk Lirası gibi bizler için “değer değil, keder” sıfatı taşımaktasınız.