0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Saldırganlığa kısaca bir tanım yapacak olursak “öfkenin dışa yansıma şeklidir” diyebiliriz. Daha geniş bir açıklamam ile bunu anlatacak olursak, “kişinin kendi gerçeklerini tanımadan, gereksiz amaç ve beklentiler içerisinde olursa, bunların gerçekleşmediği durumlarda, kendince engel olarak gördüğü nesne ve kişilere karşı saldırgan olur. Saldırganlığın nedenleri arasında, “öfke, engellenme, taklit, korku, yüksek testosteron ve pekiştirme gibi nedenler yatmaktadır.

Tüm bu yazmış olduklarım, bilimin açıklamış olduğu bilgilerdir. Malumunuz üzere meclis içerisinde ülke sorunlarını çözümlemek için seçilmiş bir bakan, her fırsatta Kıbrıs Türküne saldırmakta, her fırsatta toplum olarak bizleri yerden yere vurmakta ve ağıza alınamayacak küfürler savurmaktadır. Bu durum ne tuttuğu makama yaraşır bir durum, ne de insanlık açısından normal bir davranış olarak değerlendirilmektedir.

İnsan psikolojisinde, sergilemiş olduğu davranışların kökenine inmek, yaşamış olduğu tramvaları araştırmak ve kendi iç dünyasında kendi kendisiyle nelerin hesabını yaptığını çözümlemek gerekmektedir. Erhan efendi okuyup isminin önüne “prof” ünvanı almış ama maalesef kendi kendinin profesörü olamamıştır. Olamamıştır ki, sürekli öfke ile etrafındaki insanlara hakaret etmektedir. Öfke kontrolünde sınıfta kalmıştır. Kıbrıs Türküne duymuş olduğu bu kin ve öfkenin sebebi derinlemesine incelenmesi gereken bir konudur.

Turizm Bakanlığında çalıştığım yıllarda kendisi de Azerbaycan temsilciliğinde görev yapmakta idi. Ve zaman zaman ülkeye geldiğinde gerek bilgi alış-verişi için, gerekse sorunların çözümlenmesi için Bakanlığı ziyaret ediyordu. Duruşu son derece kibar ve üslubu da ayni düzeyde idi. Dahası, saatlerce Bakan ve müsteşar kapısı önünde bekletilir, ancak hiç öfkeye kapılmazdı. Büyük bir sabırla beklemeye devam ederdi. Elbette üzerinden yıllar geçti. Bir şekilde Bakan koltuğuna oturdu.

Şimdiki ruh durumuna baktığım zaman ister istemez diyorum ki, “gerçekten bir insanı tanımak için makam vermek gerekir” cümlesi ne kadar da doğru söylenmiş bir cümle. Sanki, şimdi o yılların acısını toplumdan çıkarırmışcasına hareket etmektedir. Zamanında dikkata alınmayıp, makam kapıları önünde bekletilmeyi hazmedememiş olmak, ya da talepleri karşısında es geçilmiş olmak, onda belli ki derin yaralar açmıştır. “Ben size gösteririm be Kıbrıslılar” dercesine dört koldan saldırıp küfrettikçe, hem makamına, hem kendi kendine ne kadar da saygı duymadığını bizlere her fırsatta gösteriyor.

Milleti temsil eden, Mecliste yer alan, toplumun oyları ile bir yerlere gelmiş olan Erhan efendi, dönüp kendisini seçenleri de töhmet altında bırakarak, sınırsız bir limitle küfrü dilinden eksik etmiyor. Bu yüzden, bir dahaki sefere, neye ve kime göre oy vereceğinizi iyi düşünüp taşınınız. Ve bir kez daha tanık olmuş olunuz ki, makamlar insanlara itibar kazandırmaz, insanlar makamlara itibar kazandırır. Ve şimdi hem bu makam, hem de bu insan toplum nezdinde itibarsızdır.