0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

KKKTC’de yaşam sürenlerin her yıl düzenli olarak 3-4 kez Güngör çöplüğünde çıkan yangın veya katı atık maddelerinin yakılması sonucu çıkan zehirli dumandan nasibini alması kaçınılmazdır. Çare üretemeyenlerin elinde göz göre göre zehirleniyoruz. Keza Dikmen çöplüğü de öyle. Güngör Katı Atık Düzenli Depolama Tesisi adeta kaderine terk edilmiştir. Tesis Maliye Bakanlığı uhdesinde Yap-İşlet-Devret modeli ile çalıştırılacaktı. Ancak, ihaleye çıkılması ve bu ihalenin bir türlü neticelenmemesi sonucunda tesisteki sıkıntılar artarak devam etmiştir.

Geldiğimiz noktada neredeyse atıl vaziyette olan tesiste her an, her türlü problemden kaynaklı yangın çıkması çok olası bir durumdur. Nitekim, geçtiğimiz günlerde çıkan yangın neticesinde bizler yine zehirli dumana maruz kaldık. Yangından sonraki akşam sabah saatlerinde uykumun içerisinde korkunç bir yanık kokusu ile uyandım. Nefes alıp-verirken adeta yanık kokusunu içime çekiyor gibiydim. Esen rüzgarın yönünden, bölge olarak bizler de nasibimizi aldık. Kronik bir rahatsızlığım olmamakla birlikte, nefes almakta zorlanırken, bir an kalp hastaları, üst solunum yolu hastaları aklıma geldi. Ölümle burun buruna olduklarını düşündüm.

Eğer, KKTC’de yaşıyorsanız, taşıdığınız canın değeri çok ucuzdur. Sizi çöplük içinde yaşatıp, zehirli hava solumaya mecbur bırakıyorlar. Siz istediğiniz kadar kendinize kaliteli bir hayat standardı yaratmak için canla başla uğraşıp durun. Sonuçta, Devletin de bu konuda vatandaşına karşı yapmak zorunda olduğu yükümlülükleri vardır. Cumhurbaşkanı Ersin #Tatar: Eşit, Egemen Devlet diye ayak direttiğiniz hususta, biz hangi konularda eşitliğe ve nasıl bir egemenliğe sahibiz? Devlet tanımını biliyor musunuz? Biliyorsanız açıklayınız, bilmiyorsanız da öğrenip ona göre “Devlet” tanımına uygun bir yapıya sahip miyiz? Etraflıca tetkik ediniz.

Başbakan Ünal #Üstel: Göreve geldiğiniz bir günden “icraat da icraat” diye her fırsatta basına açıklama yaptınız. Hani nerede o icraatlar? Hangi sorunları çözdünüz? “Gailemiz halkımızdır” derken bizi göz göre göre zehirlenmeye maruz bırakıyor ve bu konu hakkında parmağınızı oynatmıyorsunuz? Aslında oynatmak için fikir ve yaptırım gücü gereklidir. Oysa, bu maharetler sizi çok çok aşar. Turizm ve Çevre Bakanı Fikri #Ataoğlu: Denizleri lağım suları, insan dışkılar, çevreyi de pislik ve çöp götürüyor. Siz, hal böyle iken mi iki milyon turist getirteceksiniz?

Bırakın artık bu bol keseden atıp tutmayı da, biraz da olsa turizm ve çevreye dair gözle görülür bir şeyler yapın. Yapamazsanız da, bırakın artık yıllardan beri boş yere işgal ettiğiniz o makamı. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan #Arıklı: Dağyolu’ndaki istimlak sorununu çözemediğinizi bir Tv programında itiraf ettiniz. Ve dahi, “bu hükümetin sağlıklı devamı mümkün değildir” açıklamasını da dile getirdiniz. Aslında, gerçek olan şu ki; sizlerle hiçbir yere varılamayacağı, hükümet olarak iki elinizle bir gözünüzü dahi çıkaramayacak kadar beceriksiz olduğunuz, memleketin gidişatından bellidir. Bence hepiniz bu yolda miyadını doldurmuş ve artık tedavülden kalkması gereken ucuz ve kalitesiz bir üründen farksızsınız. Aslında, KKTC’nin kendisi çöplük. Ve bu çöplükte, hükümet edenler her yeri zehir zemberek etmişlerdir. Vesselam.