0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

 Nihayet bir seçim daha sonlandı. Halkın %30’u oy kullanırken %70’i “Boykot” edip sandığa gitmedi. Daha önceki yazılarımda Boykot’u desteklediğimi ve bir vekilin meclise girmesi ile mevcut düzenin değişmeyeceğini yazmıştım.

Kimileri bu görüşlerimi tasvip etmiş, kimileri de “Boykot” kararıma verip veriştirmişti. İlk kez, seçmen siyasilere güçlü bir mesaj vermiş oldu. Siyasete ve siyasetçiye güvenmediğini, inanmadığını, bir vekilin meclise girmesi ile bu sistemsizliğin değişmeyeceği inancını sandıklara gitmeyerek göstermiş oldu.

Sakın ola CTP bunu bir başarı olarak algılamasın. Yüzde yetmişlik bir oran, hiç de yabana atılacak bir rakam olmadığı gibi, yüzde otuz katılımın üzerinden alınan bir oranla ortaya cikan rakam bir başarı hikayesi de olamaz. Zira, katılan seçmen sayısı ve katılımcı oranı gün gibi ortadadır. Hele ki UBP, “seçim bayram tatiline denk geldi” safsatalarına hiç sığınmasın. Burada tüm parti başkanlarının, toplumun verdiği mesaja dikkat etmesi ve bundan sonraki yol haritalarında bu mesajın ışığında yol almaları gerekmektedir. Yani, ders çıkarmak, ders almak farz olmuştur.

Ha alırlar, ya da almazlar bu onların sorunu. Burada, özellikle yüzde yetmiş oranı içerisine giren vatandaşları, en nihayet doğru yolu görebildikleri için yürekten kutluyorum. Aslında, geç kalınmış bir ders olsa da, dilerim bir sonraki seçimlerde, toplum olarak daha yüksek bir oranla, daha sert bir mesaj verebilme erdemine nail olurlar. Zira, son zamanlarda çok ağır bedeller ödeyen, geçim derdi çeken, usulsüzlükleri gördükçe adaletin ağır aksak işlemesinden ziyadesi ile nasibini alan bu toplum, siyasetçilerin basiretsizliğinden el aman çekmiş durumdadır.

Bunu da sandığa gitmeyerek tescillemişlerdir. Ve daha da önemlisi bu ara seçimde harcanan meblağın ne kadar boş ve savurganlıktan ibaret olduğunu söylemeden de geçmeyeceğim. Değdi mi? Hiç şüphesiz ki CTP dışındaki tüm partiler sonuçtan memnun kalmamışlardır. Ve dahi, birilerinin şunu çok iyi anlaması gerekir ki, herkes bildiği işi yapmalıdır.

Her profesör olan, her iş adamı olan vekil olabilecek, seçim kazanacak diye bir kural olmadığı gibi, kaybetmenin üzerine bir bardak soğuk su içmeyi de bilmelidirler. Efendim, lafı fazla uzatmadan, bu kez halk gereken mesajı siyasilere açık ve net bir biçimde göstermiştir. Bu vesile ile, ben her ne kadar da “bir vekilin meclise girmesi ile mevcut yapıda bir değişim ya da iyileştirme olmaz” desem de, sonuçta galip gelen adayı, gelecek günlerde halkın menfaatine icraatlara yönelmesini temenni ederek, başarılar diler, kutlarım. Vesselam.