0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Terör örgütü PKK’ya karşı sert tavrıyla bilinen hatta milli çözüm sürecine ilk günlerde mesafeli duran Aydınlık gazetesi, KCK elebaşı Bese Hozat’ın açıklamalarını, “KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat: Emperyalistlerin hedefi İsrail’in hegemonyası” başlığıyla manşetten gördü. “Gazze, Lübnan, Suriye bitti. Geriye iki aşama, İran ve Türkiye kaldı.” ABD ve İsrail’in ayrı devlet vaadiyle Kürtleri kandırmaya çalıştığı, silah bırakma sürecine karşı çıkanlara da “Stratejik üstünlüğü İsrail’e verelim mi, ne diyecek bu lafazan kalemşörler? ‘Ülkemiz Türkiye’ diyoruz ifadelerinde bulunuldu

Terör örgütü PKK‘nın sözde çatı oluşumu KCK’nın elebaşı Bese Hozat kod adlı Hülya Oran, örgütün yayın organı Medya TV’ye röportaj verdi.

PKK’ya karşı sert tavrıyla bilinen hatta milli çözüm sürecine ilk günlerde mesafeli duran Aydınlık gazetesi, Hozat’ın açıklamalarını, “KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat: Emperyalistlerin hedefi İsrail‘in hegemonyası” başlığıyla manşetten gördü.

ÖCALAN’I ELEŞTİRENLERE SERT TEPKİ

PKK’nın silah bırakma ve fesih süreci ile bölgede yaşanan son gelişmeler hakkında örgütün yayın organı Medya TV’ye uzun bir röportaj verdi.

PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın İmralı Heyeti’yle yaptığı görüşmelerdeki bazı değerlendirmelerin son günlerde gündem olduğunu hatırlatan Hozat, Öcalan’ı eleştirenlere sert tepki gösterdi. “Okusunlar. Tarih boyunca Yahudilerin Kürtlere ilgisi gerçekten çok fazla olmuştur.” diyen Hozat, “Yahudilerin, Güney Kürdistan’da da bu federasyonlaşma süreci, Güney Kürdistan’da verilen mücadele, Saddam diktatörlüğüne karşı Irak’ın kuzeyinde Kürtlere çok desteği olmuştur. Bunu biz söylemiyoruz, tarih yazıyor. Gerçektir bunlar.” ifadelerini kullandı.

Öcalan, söz konusu görüşmelerde İsrail ve ABD’nin Orta Doğu’daki planlarına dikkat çekti, “Gazze, Lübnan, Suriye bitti. Geriye iki aşama, İran ve Türkiye kaldı.” demişti. PKK içindeki bazı isimler ile PYD’nin de İsrail’in kontrolünde olduğunu söyleyen Öcalan, ABD ve İsrail’in ayrı devlet vaadiyle Kürtleri kandırmaya çalıştığını ifade etmişti. Öcalan, silah bırakma sürecine karşı çıkanlara da “Stratejik üstünlüğü İsrail’e verelim mi, ne diyecek bu lafazan kalemşörler? ‘Ülkemiz Türkiye’ diyoruz, burayla hareket ediyoruz, e sen niye karşı çıkıyorsun?” yanıtını verdi.

“90’DA BAŞLAYAN SÜRECİN DEVAMI”

Bese Hozat, İsrail-İran savaşına ilişkin de dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. “Şu anda bölge büyük bir cehennemin içinde. Cayır cayır yanıyor her yer. Bu ateş Türkiye’ye sıçrar.” diyen Hozat, şunları kaydetti:

“Şu anda İran’la birlikte sıra Türkiye’ye gelmiştir. O tartışmalar kesinlikle doğrudur. Başladı işte; Gazze, Lübnan, Suriye, şimdi İran; artık sıra Türkiye’dedir. Bölge yeniden dizayn ediliyor. Bu, bölgenin dizaynıyla alakalı bir süreçtir.

“Bütün bunlar yeni olmuyor. Aslında bu süreç Körfez Savaşı’yla başladı. 90’larda başlayan bir süreçtir. Adım adım gelişti. Irak müdahalesi, Afganistan müdahalesi, işte Gazze’ye saldırı, sonra Lübnan saldırısı, Suriye’de 2011 ile birlikte gelişen iç savaş, yıllardır süren savaş… Şimdi İran’da gelişen tüm bunlar, 90’larda başlayan bir sürecin devamı.”

“ULUS DEVLETLER KÜRESEL SERMAYENİN ÇIKARINA ZARAR VERİYOR”

ABD ve İsrail’in bölgedeki saldırılarının 3. Dünya Savaşı’nın bir aşamasını olduğunu kaydeden Hozat, şöyle devam etti:

“Bu tamamen bölgeye, uluslararası güçlerin, kapitalist hegemonik sistemin bölgeye dönük geliştirdiği müdahalenin çok önemli bir aşaması oluyor. Yani 3. Dünya Savaşı’nın çok önemli bir aşaması olarak bu süreci değerlendirmek lazım. Ondan kopuk değil. Bölge yeniden dizayn ediliyor. Kapitalist emperyalist küresel sermayenin, hegemonik sermayenin çıkarları temelinde bölge yeniden dizayn ediliyor. Bölgedeki siyasal sistem yeniden biçimlendiriliyor.

“Dolayısıyla bölge yeniden dizayn edilirken, küresel hegemonik sermayenin çıkarları temelinde yeni bir biçim verilirken, bu sisteme kapalı, içe dönük, statükocu, faşist ulus-devlet sistemleri dağılıyor. Çünkü bu devlet yapısı, bu hegemonik sermaye sistemine hizmet etmiyor, onun çıkarına zarar veriyor. O yüzden dağıtıyorlar.

“Şimdi bunun bir ayağı da İran’dır. İran’a müdahaleyi de bu kapsamda değerlendirmek lazım. İran’a müdahale, öyle sadece ‘Nükleer üretim yapıyor, nükleer silah üretimi var.’ söylemiyle, bundan kaynaklı bir müdahale değildir. Bunlar gerekçedir. Irak’a da aynı gerekçeyle müdahale ettiler.”

“SIRA TÜRKİYE’YE GELECEK”

İsrail’in bölgenin hegemonik gücü yapılmak istendiğini vurgulayan Bese Hozat, şu ifadeleri kullandı:

“Esas müdahale sisteme dönük bir müdahaledir. Ve sıra Türkiye’ye gelecek. Çünkü bu tür sistem yapıları artık küresel emperyalist hegemonik sistem açısından bir yüktür. Küresel sermayenin önünde bir engeldir. Böyle görüyorlar. İşte Libya’da başladı, Suriye, Irak, şimdi İran. O açıdan bu olaya geniş bir pencereden, ufuktan bakmak gerekiyor.

“Şimdi Amerika da resmen savaşa girdi. Baştan itibaren zaten Amerika, İngiltere, İsrail ile başlayan bir Orta Doğu müdahalesi var. Bütün bu müdahale sonucunda da kapitalist modernitenin çekirdek gücü olan İsrail, bölgenin hegemonik gücü yapılmak isteniyor. Bir hegemonik güç olarak İsrail bölgede inşa edilmek isteniyor. Bu açık. Dolayısıyla İsrail’in tüm bölge genelinde de etkisi giderek artacak. ABD, İngiltere, Batı’nın etkisi giderek daha fazla artacak. Ve Orta Doğu’daki devletler, siyasi sistemlerin hepsi küresel sisteme entegre edilecek. Hedef budur. Sistemin içine çekilecek. Ve bunun etkisi Irak’a da olacak.

“Irak zaten büyük bir kaos içindedir. Bir türlü çıkmadı. Bu kaos daha fazla Irak’ta derinleşecek, öyle görülüyor. İç çatışmalar başlayabilir. Diğer alanlar da öyledir. Türkiye, barış ve demokratik toplum sürecini doğru değerlendirmezse, pratik adım atmazsa Türkiye de bundan çok çok büyük etkilenecek ve gerçekten artık o süreç İran’dan sonra Türkiye’de de başlayacak. O yüzden bu süreç önemlidir.”

“BEN GELİP SİYASET YAPMAK İSTİYORUM”

PKK’nın fesih ve silah bırakma sürecinde gelinen son aşama hakkında da bilgiler veren Hozat, şunları söyledi: “Biz hareket olarak yapmamız gerekeni yaptık. Her türlü adımı attık. Önder Apo’nun çağrısına olumlu cevap verdik. 1 Mart’ta ateşkes ilan ettik. Ardından 5 Mayıs’ta PKK’nin 12. Kongre’sini topladık. PKK’yi feshettik. Silahlı mücadeleyi sonlandırma kararı aldık. Biz şu anda Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi sonlandırmışız. Türkiye’ye karşı silahlı mücadele vermiyoruz.

“Şimdi buna karşı Türkiye, Türk devleti adım atmalıdır. Silahlı mücadeleyi Türkiye’ye karşı vermeyen bir güce dönük ne yapacak? Bu süreci Türkiye nasıl karşılayacak? Adım atması gerekiyor. Artık bu güç diyor ki, ‘Ben artık Türkiye’ye karşı silahlı mücadele yürütmeyeceğim. Silah kullanmayacağım. Ben gelip siyaset yapmak istiyorum. Demokratik siyaset yapmak istiyorum.’ O zaman Türkiye, demokratik siyaset hakkını tanıyacak bu insanlara.”

Odatv.com