Bir zamanlar yapbozun birleşmiş iki parçası gibi olan Afrika ve Arabistan’ın, tıpkı bir fermuarın açılması gibi kuzeydoğudan güneye doğru yavaşça ayrıldığı belirtiliyor. Sürece yoğun volkanizma ve sismik hareketlerin eşlik ettiği ifade ediliyor. Bilim insanlarına göre bu ayrışma tamamlandığında, yaklaşık 5–10 milyon yıl sonra Afrika iki ayrı kıta görünümüne kavuşacak.
Bu yeni jeolojik düzende Afrika’nın batı tarafında Mısır, Cezayir, Nijerya, Gana ve Namibya gibi ülkelerin çoğunlukta olduğu daha büyük bir kara parçası bulunurken; doğuda Somali, Kenya, Tanzanya, Mozambik ve Etiyopya’nın büyük bir kısmının yer aldığı daha küçük bir kıtasal blok oluşacak.
Keele Üniversitesi’nden jeolog Prof. Peter Styles, “Bu bulgular, gezegenimizin yüzeyinin nasıl sürekli değiştiğine dair önemli bir pencere açıyor” diyerek araştırmanın önemini vurguladı.
ESKİ VERİLER YENİDEN ANALİZ EDİLDİ
Araştırma ekibi, Doğu Afrika Rifti’nin bulunduğu Afar bölgesine odaklanarak 1968 ve 1969 yıllarında havadan toplanan manyetik verileri dijitalleştirdi ve modern teknolojilerle yeniden değerlendirdi. Ayrıca Kızıldeniz ve Aden Körfezi gibi bölgelerden elde edilen tarihî veriler de çalışmaya dahil edildi.

Levha tektoniği kuramına göre, bugün bildiğimiz kıtalar geçmişte çok farklı birer bütünün parçalarıydı. Zaman içinde dev tektonik plakalar birbirinden ayrılarak okyanus kabuklarını ve yeni denizleri oluşturdu. Bu sürece deniz tabanı yayılması adı veriliyor.
Doğu Afrika Rifti de bu parçalanmanın günümüzdeki en büyük kara örneklerinden biri. Yaklaşık 4.000 kilometre uzunluğundaki bu yarık, Ürdün’den başlayarak doğu Afrika boyunca Mozambik’e kadar uzanıyor. Uzmanlar, kıtanın gelecekteki bölünmesinin bu hat boyunca ilerleyeceğini, hatta Malavi ve Turkana göllerinin içinden geçeceğini düşünüyor.

DÜNYA’NIN EN NADİR JEOLOJİK KAVŞAKLARINDAN BİRİ
Afar bölgesi, Dünya’da üç tektonik çatlağın birleştiği ender noktalardan biri olarak biliniyor: Etiyopya Ana Çatlağı, Kızıldeniz Çatlağı ve Aden Körfezi Çatlağı burada buluşuyor. Bilim insanları bu bölgede kıtasal parçalanmanın en erken evrelerinin gözlemlendiğini belirtiyor.
Manyetik verilerin analizi, eski deniz tabanı yayılma izlerinin Aden Körfezi’nden başlayarak batıya doğru Afar Çöküntüsü’ne kadar uzandığını ortaya koydu. Bu da Afrika ile Arabistan arasındaki ayrılmanın düşündüğümüzden çok daha önce başlamış olabileceğini gösteriyor.
Dünya’nın manyetik kutupları her birkaç bin veya milyon yılda bir yer değiştirdiğinde, kabukta tıpkı bir ağacın halkaları ya da ürün barkodları gibi manyetik izler bıraktığı biliniyor. Bu izler, araştırmacılara kıtasal hareketlerin geçmişi hakkında değerli bilgiler sunuyor.
BÖLÜNME YAVAŞ İLERLİYOR
Swansea Üniversitesi’nden Dr. Emma Watts, kıtanın bölünme sürecinin halihazırda devam ettiğini ancak bu hareketin yarığın kuzey kesiminde yılda yalnızca 5–16 mm arasında olduğunu söyledi. Watts, bu nedenle sürecin tamamlanmasının birkaç milyon yılı bulacağını belirtti.
Aden Körfezi zaten Afrika’yı Yemen’den ayıran bir su kütlesi olarak ayrışmanın gerçekleştiği yerlerden biri. Benzer süreçler Etiyopya’daki Erta Ale yanardağının bulunduğu bölgede de gözlemleniyor.
KARANLIKTA KALMIŞ VERİLER GÜNYÜZÜNE ÇIKIYOR
Journal of African Earth Sciences’da yayımlanan araştırmanın yazarları, 1968 Afar Araştırması’na ait manyetik verilerin modern yöntemler sayesinde yeniden bilimsel kullanıma kazandırıldığını belirtiyor. Çalışmanın, kıtaların ayrılması ve yeni okyanusların oluşumunun ilk aşamalarını anlamak açısından önemli bir adım olduğu ifade ediliyor.
Araştırma ekibi, elde edilen bulguların gelecekte Afar bölgesinin jeolojik evrimine ilişkin daha kapsamlı değerlendirmeler yapılmasına katkı sağlayacağını vurguluyor.





