Fransa’da monarşinin devrilişinin üzerinden asırlar geçmiş olsa da, Cumhuriyet topraklarında hâlâ hüküm süren üç kral bulunuyor. Ancak bu krallar, ne Bourbon ne de Orléans hanedanının mirasçıları. Onlar, Paris’ten 16.000 kilometre uzakta, Pasifik Okyanusu’ndaki Wallis ve Futuna adalarında halkı yöneten, adaleti sağlayan ve hatta Fransız devletinden maaş alan geleneksel liderler.
Fransız Devrimi’nin üzerinden 200 yıldan fazla zaman geçmişken, Fransa’nın üç kral tarafından yönetilen topraklara sahip olduğu fikri kulağa imkansız gelebilir. Ancak bu krallıklar, Güney Pasifik’teki Fransız denizaşırı toprağı olan Wallis ve Futuna’da varlığını sürdürüyor. Yerel aristokrasi tarafından seçilen bu krallar, toprakları yönetiyor, aile ve arazi anlaşmazlıklarında adaleti sağlıyor ve geleneksel törenlere başkanlık ediyor.
Bu krallıklara ulaşmak ise Paris’ten iki aktarmalı, yaklaşık otuz saatlik bir uçuşu göze almayı gerektiriyor.
1961’de Fransa’ya bağlandı
1961’de Fransa’ya bağlanarak denizaşırı toprağı statüsü kazanan Wallis ve Futuna, özel bir anayasal hakka sahip. Fransız Anayasası’nın 75. maddesi, bölgenin geleneksel şeflikler ve krallar tarafından yönetilmesine izin veriyor. Bu sayede Wallis adasındaki Uvea Krallığı, Futuna adasındaki Sigave ve Alo Krallıkları, Fransız Cumhuriyeti tarafından resmi olarak tanınan son üç monarşi olarak varlıklarını koruyor.
Ancak bu kralların yetkileri sınırsız değil. Birkaç klanın desteğini kaybetmeleri veya yetkilerini kötüye kullanmaları durumunda görevden alınabiliyorlar. Ayrıca yerel siyasi kararlarda veto hakları bulunmuyor.
Bu sistemin en şaşırtıcı yanlarından biri ise kralların maaşlarının doğrudan Fransız devleti tarafından ödenmesi. Yakın tarihli bir parlamento raporuna göre, Wallis kralı Patalione Kanimoa’ya ayda 5.527 avro (yaklaşık 195.000 TL), Futuna’daki krallara ise 3.725 avro maaş ödeniyor. Krallara bağlı bakanlar ve köy şefleri de 500 ila 900 avro arasında ödenek alıyor.
Kralların en önemli yetkisi ise toprak yönetimi. Bölgedeki tüm topraklar ailelere ait ve liderler, ihtiyaç durumunda toprak tahsis etme veya geri alma hakkına sahip. “Ataların ruhunun yeryüzündeki temsilcisi” olarak görülen krallar için en temel görev ise geleneklerin korunmasını sağlamak.
Fotoğraf temisli olarak kullanıldı




