Yeni doğan ve küçük bebek sahibi her annenin sıklıkla sorduğu ve çoğunlukla kafada kötüye kurup olmadık heyecanlar yaratığı konuları, başlıklar ve sorular halinde sizlere aktarmaya çalışacağım.
Akla gelen birçok sorunun sorulduğu sanal ortamlardan değil, sorumluluk alabilen, atılan imzanın yasal ve vicdani yükümlülüğünü taşıyabilen uzmanlardan bilgi almak her zaman en güvenilir yoldur.
B12 vitamin ve folik asit eksikliklerine bağlı kansızlıklar İçeriği Görüntüle
*Anne sütü alan bebeğin beslenmesinin yeterli olup olmadığı nasıl anlarım? Bebeğin günde en az 4-5 kez idrar yaparak bezini ıslatması, doğumdan sonra 10. günde doğum kilosuna ulaşması ve ayda en az 500 gram veya günde 15-30 gram kilo alması, günde en az yaklaşık 3 kez dışkı yapması sütün yeterli olduğunu gösterir. Anne sütü alan bir bebek günde yaklaşık 8 kez kaka yapabilir, ishal demek değildir. İlk 10 gün içinde bebeğin hekimi tarafından günlük tartı ile takibi çok kıymetli olacaktır. Kilo alım hızı, anne sütünün besleyiciliği ve sarılık gelişiminin yakın takibi için çok hayatidir. SİŞMAN BEBEK İYİ BEBEK DEĞİLDİR.
*Bebeğim sürekli ağlıyor. Acaba doymuyor mu? Bebeğin aşırı huzursuz olması, ağlaması çoğu zaman anne sütünün yetmediği şeklinde yorumlanarak erken ek formül mamalara başlanmasına neden olmaktadır. Oysa sağlıklı bebekler ilk üç ayda gaz sancıları veya diğer adıyla infantil kolik nedeniyle ağlayabilirler. İlk 3 ayda gaz sancıları çok sık rastlanan ve kendiliğinden düzelen bir durumdur. Bebeğin huzur bulmak için anne kucağını tercih etmesi anne kalbinin atışından güven alması doğaldır. Alması gereken kilo alımı ve gelişimi tamam ise her ağlamanın bir anlamı yoktur. Aç olduğu anlamı taşımaz.
*İnfantil kolik nedir tedavisi nasıl yapılır? Emzirme sonunda bebeğin dik ve yüzü omuza gelecek biçimde tutularak sırtına hafif masaj ile gaz çıkartmasına yardım edilmelidir. İnfantil kolik için tam anlamı ile etkili bir ilaç yoktur. Kucakta taşımanın, aşırı uyarıdan kaçınmanın, sık banyonun, karna sıcak havlu uygulamasının ve araba gezintisinin ağlama süresini azalttığı bildirilmektedir. Emziren annenin aşırı çay, kahve gibi uyarıcı maddeler içeren içecekler alması bebekte huzursuzluğa yol açabilir. Gerekirse hekiminin görmesi ve başka bir hastalığın bu tablodan sorumlu olmadığı ispatlanmalıdır.
*Bebeğin sürekli emmek istemesi doymadığı anlamında mıdır? Bebeklerde emme hareketleri iki şekilde olur. Bunlardan birisi beslenmeye yönelikken, diğeri ise bebeğin emme hissini tatmine yöneliktir. Örneğin bebek uyurken kısa süreli emme hareketleri yapabilir. Bu nedenle bazı bebekler memeyi boşalttıktan sonra bile uzun süre emmek isterler. Yani bebeğin emme hareketleri her zaman aç olduğunu göstermez. Bebeğin karnı doysa bile refleks olarak boş memeyi veya parmaklarını emebilirler. Aslında emme isteği olan bebek sağlıklı bir bebektir. Hekimin bu gibi endişeler içinde olan aileyi de rahatlatmak ve bebeğinde kilo alımını gözlemek için uygun aralıklarda kilo takibi yapması faydalı olacaktır.
* Annenin beslenmesi ile bebeğin gazlı olması arasında bir ilişki var mıdır? Annenin kafeinli içecekleri fazla tükettiği durumlarda bazı bebeklerde huzursuzluk görülebilir (özellikle yeni doğan döneminde). Bunun yanı sıra annenin, kendisinde gaz yapabilen yiyecekleri yemesi sonrası bağırsaklarında oluşan gaz annenin kanına karışmaz ve böylece annenin sütünü de etkilemez. Eğer bir anne yediği belirli bir yiyecek sonrası çocuğunda huzursuzluk veya gaz olduğunu gözlemlerse o yiyeceği 1 hafta gibi bir süreyle diyetinden çıkarabilir. Bir haftanın sonunda tekrar aynı yiyeceği yemeye başladığında bebekte huzursuzluk veya gazın tekrarlayıp tekrarlamadığını gözlemleyerek bir fikir edinebilir. Annelere asitli acı ve baharatlı gıdaları diyetlerinden çıkarmaları, hamilelik öncesi normal yaşamda anneyi rahatsız eden gıdaların hamilelik ve emzirme dönemlerinde de tüketilmemesi önerilmektedir.
*Bebek gelişiminde nelere dikkat etmeliyiz? KABACA VE YAPMASI ZORUNLU EN AZ YETENEK olarak bir bilgi verecek olursak: BEBEKLER…
1. Ay: Göz teması kurar. Anneye gülmeye başlayabilir
2. Ay: Anneyi tanır. Anneye güler. Anneyi orta hatta kadar izler. Başını kaldırmaya başlar (45 derece).
3. Ay: Agulama sesleri çıkarır. Ellerini birleştirir. Orta hattan sonrası da izlemeye devam eder.
4. Ay: Otururken başını dik tutar. Bacaklarına ağırlığını vermeye başlar.
5. Ay: Yardım ile oturabilir. Yatakta öncelikle yarım dönmeye başlar.
6. Ay: Baba mama gibi özgül olmayan kelimler söyleyebilirler. Yatakta tam döner. Yardımsız oturabilir (7 aya kadar yapabilir). Elini azgına götürür.
7. Ay: Erişemeyeceği oyuncağa uzanır. İki eline iki ayrı nesne alabilir.
8. Ay: Tutunarak ayakta durabilmeye başlar. Kendi başına oturmaya geçer.
9 Ay: Konuşma seslerini taklit etmeyi becerebilir. Anne veya babaya özgül olarak çağırabilmeye başlar (14 aya kadar yapabilir). Yere düşen ponponu arar.
10. Ay: Eşyaya tutunarak yürüyebilir (12 aya kadar yapabilir). İsteklerini ağlamadan belirtebilir (13 aya kadar yapabilir).
12. Ay: Eşyaya tutunup yürümeye başlar. Kısa süreli ayakta durabilir (14 aya kadar zamanı var). Bye bye yapmalıdır. İsteklerini ağlamadan belirtebilmelidir. Anne, baba veya mama kelimelerini söylemesi beklenir (özgül olmayabilir 15 aylıkta özgül olarak söyleyemiyorsa sorun olabilir).
Belirtilen gelişme basamakları kaba hatları ile aktarılmıştır. Bebekten bebeğe değişebileceği gibi erken doğum, genetik yapı ve gelişim aşamalarının ilerleyişi ile farklılıklar görülebilir. Görülen her farklılık ciddi bir durum olmayabilir. Bu gelişme basamaklarında bir gerilik veya bir farklılık varsa lütfen hekiminize başvurunuz. Çok yönlü inceleme yapılmasına ihtiyaç duyulacaktır.
BU SEBEPLE SAĞLIKLI BEBEKLERİN AYLIK BESLENME VE GELİŞİM TAKİBİNİN ÖNEMİ ÇOK BÜYÜKTÜR. ÖNERİLEN VE İDEAL OLAN SADECE AŞI YAPILMASI İÇİN AYLIK TAKİP YAPILMASI DEĞİL BESLENME VE GELİŞİMİN YAKIN TAKİBİ İÇİN DÜZENLİ AYLIK KONTROLLERİN YAPILMASIDIR.
Saygılarımla
Doç Dr Kudret Çağlar