Yeni haftada hava nasıl olacak? İçeriği Görüntüle
Kıbrıs sahnesinde yeni bir oyun kurma çabalarıdır gidiyor…
Oyuncu yine aynı: Bay Hristodulidis…
Bu kez rolü “Batı’nın güvenilir partneri” olmak. Ancak perde arkasında oynanan sahne, Kıbrıs’ın güvenliğini bir kez daha zorlayacak türden…
Hristodulidis’in NATO’ya Girme Tutkusu gerçekçi mi yoksa başka bir politik gösteri mi?
Hristodulidis’in “Mümkün olsa yarın NATO’ya başvururum” çıkışı, kendi ülkesi adına yalnızca bir sözde güvenlik hamlesi değil; aynı zamanda bir mesaj…
Mesajın hedefi açık: Türkiye’ye ve Kıbrıs Türk halkına sözde “denge” hatırlatması…
NATO üyeliği yalnızca bir ittifaka girmek değil, askeri ve siyasi bir kimlik değişimidir…
Şunu da hatırlamakta ve hatırlatmakta fayda var: Güney Kıbrıs, Türkiye’nin olumlu oyu olmadan NATO’ya falan giremez…
Hristodulidis, seçim döneminde “NATO üyeliği Kıbrıs’a katkı sağlamaz” diyen aynı lider…
Şimdi de aradan çok da zaman geçmeden, o söylemin tam tersini savunuyor…
Bu, ilkesel bir dönüşüm değil; politik bir zikzak…
Dünya politika tarihinde zikzak yapan liderlerin sonu hiç iyi olmadı…
…
Geçtiğimiz hafta dünya basınına yansıyan haberler arasında, Birleşmiş Milletler’in “Ekonomik” nedenlerden dolayı dünyadaki Barış Gücü asker sayısını yarı yarıya azaltacağı yer alıyordu…
Bu listede Kıbrıs da var…
Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs’taki barış gücü personelini azaltma kararı teknik bir mesele gibi görünse de, Ada’nın dengelerini kökten değiştirebilir…
Hristodulidis’in yeniden hortlayan NATO sevdası, Türkiye’nin adadaki barış ve huzur ortamını sağlayan garantörlüğünü İsrail’in ağzına sakız etmesi ve İsrail ile yapılan askeri işbirliği anlaşmaları, diğer yandan Rum yönetiminin ABD ve SAFE programı üzerinden alacağı silahları da göz önünde bulundurursak çok da müneccim olmaya gerek yok:
Hristodulidis’in Kıbrıs’ta yeni bir güvenlik mimarisi tasarladığı kesin…
Nutuk attığı gibi sözde “Ada’yı askersizleştirme” hedefinde olmadığı gibi, tam tersine silahlanma politikasına tam gaz devam ediyor…
…
Hristodulidis’in NATO hayali, halkının güvenliğini değil, kendi siyasal hırsını besliyor…
Hristodulidis, Kıbrıs’ın geleceğini NATO’nun haritasına sığdırmaya çalışıyor…
Ama Kıbrıs’ın haritası öyle Hristodulisid’in düşündüğü gibi yalnızca koordinatlardan ibaret değil; iki eşit halkın, iki kimliğin, iki gerçekliğin ortak kaderidir…
Bu yüzden asıl mesele NATO’ya girmek değil, Kıbrıs’ın gerçekleri üzerinden reel politikalar üretebilmektir…
Adanın gerçeklerini kabul etmeden hayal dünyasında yaşamanın alemi yok…
…
Zaten, Güney Kıbrıs’ta yapılan anketlerde Hristodulidis ve politikaları yerlerde sürünüyor…
NATO çıkışı, İsrail’in desteği ile palazlanma çabaları, büyük nutuklar da hep bu yüzden…
Hristodulidis bir bataklıkta ve çırpındıkça daha da batıyor…
Bir sonraki seçimde mahalleye…