DOLAR 41,4979 0,24%
EURO 48,4695 0,45%
ALTIN 5.005,500,11
BITCOIN 4555574-1.89912%
Lefkoşa
°

SABAHA KALAN SÜRE

Gut hastalığı ve beslenme: Sessiz düşmandan korunmanın yolu

Gut hastalığı ve beslenme: Sessiz düşmandan korunmanın yolu

Diyetisyen Orhan Özdengiz, Gündem Kıbrıs Gazetesi okurları için yazdı…

ABONE OL
Eylül 12, 2025 09:30
Gut hastalığı ve beslenme: Sessiz düşmandan korunmanın yolu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Günümüzde yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte pek çok metabolik hastalık toplumda daha sık görülür hale geldi. Bunlardan biri de, halk arasında “kralların hastalığı” olarak bilinen gut hastalığıdır. Tarihte kralların ve soyluların sofralarındaki kırmızı et, şarap ve ağır yemeklerle ilişkilendirilen gut, artık sadece imparatorların değil, günümüzün sıradan insanlarının da kapısını çalıyor. Sessizce ilerleyip aniden ortaya çıkan eklem ağrılarıyla hayat kalitesini düşüren bu hastalık, doğru beslenme alışkanlıklarıyla büyük ölçüde kontrol altına alınabilir.

Peki, gut hastalığı nedir? Neden ortaya çıkar? Ve en önemlisi, doğru beslenme bu hastalıkla mücadelede nasıl bir rol oynar?

Gut Hastalığı nedir?

Gut, vücudun ürik asidi yeterince atamaması ya da fazla üretmesi sonucu kanda bu maddenin birikmesiyle oluşan metabolik bir hastalıktır. Normalde ürik asit, pürin adı verilen bazı maddelerin yıkımı sonucu ortaya çıkar ve böbrekler yoluyla idrarla atılır. Ancak böbrekler yeterince çalışmazsa ya da vücutta fazla pürin alımı olursa, ürik asit kanda artar ve eklemlerde kristaller halinde birikir. İşte bu kristaller, gut atakları olarak bilinen ani ve şiddetli ağrılara sebep olur.

Çoğunlukla ayak başparmağı ekleminde başlayan bu ağrı, zamanla diz, dirsek, el bileği gibi diğer eklemlere de yayılabilir. Gece yarısı aniden başlayan, dayanılmaz şekilde zonklayan bir ağrı ve şişlik, gutun en bilinen belirtisidir.

Kimler risk altında?

Gut, her yaşta görülebilse de özellikle 40 yaş üzeri erkeklerde ve menopoz sonrası kadınlarda daha sık rastlanır. Bunun dışında;

• Aile öyküsü olanlarda

• Yüksek tansiyon, obezite, diyabet gibi hastalıkları olanlarda

• Alkol tüketimi fazla olanlarda

• Kırmızı et, deniz ürünleri, sakatat gibi pürin açısından zengin besinleri sık tüketenlerde

• Böbrek hastalarında

görülme riski daha yüksektir.

Modern yaşamda hazır yiyeceklerin, aşırı et ve alkol tüketiminin artması, gut vakalarının da hızla çoğalmasına yol açmaktadır.

Gut ve beslenmenin ilişkisi

Gut hastalığının kökeninde pürin metabolizması olduğu için, beslenmenin hastalıkla doğrudan ilişkisi vardır. Yanlış beslenme alışkanlıkları, gut ataklarını tetikleyebilir. Tersine, doğru beslenme planı hem atakları önler hem de kandaki ürik asit seviyesini kontrol altında tutar.

Burada amaç tamamen ürik asidi sıfırlamak değil; vücudun tolere edebileceği seviyede tutmaktır. Bunun için hem kaçınılması gereken gıdalar hem de tüketilmesi önerilen besinler vardır.

Kaçınılması gereken besinler

Gut hastalarının beslenme planında ilk kural, pürinden zengin yiyecekleri sınırlandırmaktır. Bunların başında şunlar gelir:

• Kırmızı et ve sakatatlar: Dana, kuzu eti, ciğer, böbrek, dalak gibi sakatatlar yüksek pürin içerir.

• Bazı deniz ürünleri: Hamsi, sardalya, uskumru, karides, midye gibi besinler atakları tetikleyebilir.

• Alkol: Özellikle bira ve kırmızı şarap, ürik asit seviyesini yükseltir.

• Fazla şekerli içecekler: Fruktoz oranı yüksek gazlı içecekler ürik asit üretimini artırır.

• Yoğun et suyu ve işlenmiş et ürünleri: Sucuk, salam, sosis gibi ürünler risklidir.

• Katıyağ, tereyağı, margarin.

• Krema, kaymak.

Tüketilmesi önerilen besinler

Gut hastalarının sofralarında ise daha çok düşük pürinli, antioksidan zengin ve alkalileştirici besinler yer almalıdır:

• Sebze ve meyveler: Özellikle kiraz, vişne, çilek gibi kırmızı meyveler ürik asit düşürücü etkiye sahiptir. Brokoli, ıspanak, kabak gibi sebzeler rahatlıkla tüketilebilir.

• Tam tahıllar: Beyaz ekmek, makarna, erişte, şehriye, pirinç, mısır ekmeği tercih edilmelidir.

• Süt ve süt ürünleri: Özellikle az yağlı yoğurt ve süt, ürik asit dengesini olumlu yönde etkiler.

• Yeterli su: Günde en az 2-2,5 litre su içmek, ürik asidin böbreklerden atılmasına yardımcı olur.

• Bitkisel protein kaynakları: Mercimek, nohut gibi baklagiller sınırlı miktarda tüketilebilir, ancak atak dönemlerinde dikkatli olunmalıdır.

Beslenmede dikkat edilmesi gereken noktalar

1. Aşırıya kaçmayın: Gut hastaları için porsiyon kontrolü çok önemlidir. Az ama sık beslenme tercih edilmelidir.

2. Kilo kontrolü sağlayın: Fazla kilo, eklemlere yük bindirir ve ürik asit metabolizmasını olumsuz etkiler. Dengeli bir diyetle sağlıklı kilo kaybı önerilir.

3. Alkolü sınırlayın: Özellikle bira ve şarap, kesinlikle azaltılmalı, mümkünse tamamen bırakılmalıdır.

4. Bol sıvı tüketin: Su dışında bitki çayları da destekleyici olabilir.

5. Tuz ve işlenmiş gıdalardan kaçının: Böbrek sağlığı için düşük tuzlu beslenme tercih edilmelidir.

Gut Hastalığında yanlış bilinenler

Toplumda gut ile ilgili birçok yanlış bilgi dolaşmaktadır. Bunlardan bazılarını düzeltmek gerekir:

• “Sebzeler gutu tetikler.” → Yanlış. Ispanak, bezelye gibi sebzelerde pürin bulunsa da, bunların ürik asit üzerindeki etkisi çok sınırlıdır.

• “Gut sadece zenginlerin hastalığıdır.” → Yanlış. Her sosyoekonomik grupta görülebilir.

• “İlaç kullanmaya gerek yok, sadece diyet yeterlidir.” → Yanlış. Diyet çok önemlidir ama bazı hastalarda ilaç tedavisi de şarttır.

Gut Hastalığında yaşam tarzı değişiklikleri

Beslenme gutun yönetiminde en önemli basamaktır. Ancak sadece yediklerimize değil, yaşam tarzımıza da dikkat etmemiz gerekir. Modern çağda hareketsizlik, düzensiz uyku, stres ve yoğun iş temposu pek çok hastalık gibi gutu da tetikleyebiliyor.

• Düzenli egzersiz: Aşırıya kaçmadan yapılan yürüyüş, yüzme veya hafif tempolu egzersizler, hem kilo kontrolüne yardımcı olur hem de eklem sağlığını destekler. Aşırı efor gerektiren sporlardan ise kaçınmak gerekir, çünkü bu tür aktiviteler ürik asidi artırabilir.

• Stres yönetimi: Kronik stres, vücudun inflamatuvar yanıtını artırarak gut ataklarını kolaylaştırabilir. Meditasyon, yoga ve nefes egzersizleri bu süreçte faydalı olabilir.

• Uyku düzeni: Gece boyunca yeterli uyumak, metabolizmanın dengelenmesi ve atakların azalması açısından önemlidir.

Yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi ve beslenmeyle birleştiğinde, gut hastalığının kontrol altına alınma şansı oldukça yüksektir.

İçeceklerin önemi

Gut hastalığında sadece yiyecekler değil, içecekler de önemli rol oynar. Çünkü vücudun ürik asidi nasıl işlediği, sıvı tüketimiyle doğrudan ilişkilidir.

• Su: Böbreklerden ürik asit atılımı için en temel unsurdur. Her gün düzenli olarak 8-10 bardak su içmek şarttır.

• Bitki çayları: Kuşburnu, papatya veya adaçayı gibi çaylar destekleyici olabilir. Ancak aşırıya kaçılmamalıdır.

• Kahve: Yapılan araştırmalar, ölçülü miktarda kahve tüketiminin ürik asidi hafifçe azaltabileceğini göstermektedir. Ancak kafein hassasiyeti olanların dikkat etmesi gerekir.

• Gazlı ve şekerli içecekler: Fruktoz oranı yüksek içecekler gut ataklarını tetikleyebilir. Bu nedenle tamamen sınırlandırılmalıdır.

• Alkol: Özellikle bira ve şarap, ürik asit metabolizmasını bozduğu için kesinlikle önerilmez.

Gut ve Obezite ilişkisi

Bakan Dinçyürek: Sağlıkta yeni vizyonla KKTC’yi geleceğe taşıyoruz İçeriği Görüntüle

Obezite, gut hastalığı için önemli bir risk faktörüdür. Vücut kitle indeksi yüksek olan kişilerde ürik asit seviyeleri de yükselme eğilimindedir. Ayrıca fazla kilo, eklemler üzerinde ekstra yük oluşturur, bu da atakların daha ağrılı geçmesine yol açar.

Dolayısıyla gut hastalığının tedavisinde sağlıklı kilo kaybı çok kritik bir adımdır. Burada hızlı ve şok diyetlerden kaçınılmalıdır. Çünkü ani kilo kaybı, vücutta ürik asidin hızla artmasına ve atağın tetiklenmesine neden olabilir. Bunun yerine, yavaş ama kalıcı kilo kaybı hedeflenmelidir.

Gut Hastalığında modern tıp ve diyet işbirliği

Bugün gut hastalığının tedavisinde çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar, ürik asit üretimini azaltabilir ya da böbrekten atılımını artırabilir. Ancak hiçbir ilaç, tek başına mucize yaratmaz. Tedavinin başarılı olabilmesi için mutlaka doğru beslenme alışkanlıklarıyla desteklenmesi gerekir.

Burada diyetisyenlerin ve hekimlerin işbirliği çok önemlidir. Kişiye özel hazırlanan bir beslenme programı, hem ürik asit seviyesini kontrol altında tutar hem de kişinin yaşam kalitesini artırır.

Gut hastaları için pratik öneriler

• Sofranızda renkli sebzelere ve meyvelere yer açın.

• Her gün en az 2 litre su içmeyi ihmal etmeyin.

• Kırmızı et yerine beyaz eti tercih edin.

• Alkolü hayatınızdan çıkarın.

• Günde en az 30 dakika yürüyüş yapmaya çalışın.

• Atak dönemlerinde istirahat edin ve eklemleri zorlamayın.

• Doktorunuzun önerdiği ilaçları düzenli kullanın, kendi kendinize tedavi uygulamayın.

Sonuç: Sağlıklı beslen, gut ataklarını uzak tut

Gut hastalığı, kontrol altına alınmadığında eklem deformasyonlarına, böbrek taşı oluşumuna ve yaşam kalitesinde ciddi kayıplara yol açabilir. Ancak doğru beslenme, düzenli sıvı tüketimi ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla bu hastalık büyük ölçüde yönetilebilir.

Unutulmamalıdır ki, gut sadece bir eklem hastalığı değil, aynı zamanda metabolik bir uyarı sinyalidir. Bedenimizin bize “Dikkat et, yanlış besleniyorsun” dediği bir durumdur. Soframızı doğru düzenleyerek hem bu uyarıyı dikkate alabilir hem de daha sağlıklı ve ağrısız bir yaşam sürebiliriz.

Gut hastalığı, yaşam kalitesini düşüren ama doğru önlemlerle yönetilebilen bir sağlık sorunudur. Tarihte kralların sofralarında görülen bu hastalık, bugün modern çağın yanlış beslenme alışkanlıklarının ve hareketsiz yaşamın bir yansıması haline gelmiştir.

Beslenmemizi düzenleyerek, su tüketimini artırarak, düzenli egzersiz yaparak ve hekim-diyetisyen işbirliğinde sağlıklı bir yaşam sürerek gutu kontrol altına almak mümkündür. Unutmayalım ki, sağlıklı bir bedenin temeli doğru beslenmeden geçer. Gut hastalığı da bu kuralın en somut kanıtlarından biridir.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r