Haber: Pelin Yükselay
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, ülkede yaklaşık 42 bin dönüm narenciye bahçesi bulunuyor. 2024 sezonunda 132 bin ton olan narenciye rekoltesi, 2025 sezonunda 80 bin tona düştü. Bu, yaklaşık %40’lık bir kayba işaret ediyor.
Gündem Kıbrıs Gazetesi’ne konuşan Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, üretimdeki düşüşün temel sebebinin küresel ısınma ve buna bağlı olarak su kaynaklarının azalması olduğunu vurguladı. Özellikle Güzelyurt ve çevresinin, sulu tarımın yüzde 85’inin yapıldığı bölge olduğunu belirten Alioğlu, yağmur sularından beslenen yeraltı aküferlerin kuruması ve Türkiye’den gelen can suyunun narenciye bahçeleriyle buluşmaması nedeniyle büyük sıkıntı yaşadıklarının altını çizdi.
Alioğlu, konuyla ilgili şunları kaydetti:
“Narenciye üretimi bir önceki yıla göre yüzde 40 oranında düştü. Bunun ilk sebebi tabi ki tüm dünyayı etkileyen küresel ısınmadır. Ülkemizde su kaynakları azaldı. Ülkemizde sulu tarımın yüzde 85’i Güzelyurt ve çevresinde yapılmaktadır. Su kaynaklarında bu dönem büyük sıkıntı yaşadık. yağmur sularından beslenen yeraltı aküferleri kurudu. Bunun yanında Türkiye ‘den gelen can suyu da henüz bölgemizle buluşmadı. Üretimdeki düşüşün ilk temel sebebi budur.”
“Tarım Politikalarında eksiklik var”
Ülkede tarım politikasında eksiklikler olduğunu da belirten Alioğlu, bu eksiklikler yüzünden üreticinin tedirgin olduğunu ve üretime küsmek üzere olduğunu anlattı. Tarım Master Planı’nın hazırlandığını ancak henüz aktif hale getirilmediğini belirten Alioğlu, bütüncül bir tarım politikası olmamasının üreticiyi yalnız bıraktığını ifade etti.
“Üretici hükümetlere güvenmiyor”
Narenciye üreticisinin artık hükümetlere güvenmediğinin de altını çizen Alioğlu, tarımın günlük politikalarla yürütülemeyeceğine vurgu yaparak, şunları kaydetti:
“Kuraklık ve susuzluk bir yana, üretici ciddi bir güven bunalımında. Üreticiler artık hükümetlere güvenmiyor. Tarım hiçbir şeye benzemez, günü birlik politikalarla tarım yapamazsınız. Yetiştirdiğimiz ürün ne isterse olsun öncelikli olarak pazarlama noktasında planlamanız olmalı. Biz ürünü pazarlama noktasında sıkıntı yaşıyoruz. Süreç içerisinde hükümetlerin aktif rol üstlenip rekabetçi ortamı sağlamaları gerekiyor. İşte tam da bu noktada Cypfruvex’in devreye girip üretici ile tüccar arasındaki istikrarı sağlaması lazım.”
“Yüksek girdi maliyetleri, düşük satış fiyatları”
Narenciye fiyatlarının dünya piyasasıyla rekabet edemeyecek seviyede düşük olduğunu da belirten Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, üreticinin maliyetler karşısında ezildiğini söyledi. Alioğlu, “Dünyada narenciye fiyatı belli, bizde ise fiyatlar çok düşük kalıyor. Ada ülkesiyiz ve girdi maliyetlerimiz çok yüksek. Bizim istediğimiz gerçekten dünya piyasası araştırılarak fiyatlar belirlenmesi. KKTC’nin rekabet ettiği ülkeler Güney Kıbrıs, Türkiye Cumhuriyeti, Mısır, İsrail ve Fas gibi ülkeler… O coğrafyayı takip edip kaça ihraç ettiğini, ne gibi teşvikler sağladıklarını öğrenmek zorundasınız. Narenciye fiyatı belirlenmeli. Narenciye bu ülkede en büyük ihraç payına sahip üründür. Bu ihraç üründen ülkemizde de kazanan belli başlı paydaşlar var ancak temelde üreticinin çok da fazla para kazanmadığını görüyorsunuz” ifadelerini kullandı.
“Güzelyurt’ta sadece ekonomik değil, sosyal çöküş de yaşanıyor”
Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, narenciye sektöründe yaşanan üretim düşüşünün sadece ekonomik değil, sosyal bir krize de yol açtığını vurguladı. Özellikle Güzelyurt bölgesinde yaşanan gerilemenin, bölge halkını üretimden ve topraktan kopardığını belirtti.
“Narenciye plantasyon alanları yok oluyor, üretici üretim yapmaktan kopuyor” diyen Alioğlu, tarımsal faaliyetlerin gerilemesinin, Güzelyurt’un temel geçim kaynağını tehdit ettiğini söyledi. Alioğlu, “Güzelyurt tarımsal faaliyetle ayakta duruyor. Turizm yok. İnsanlar bu topraklardan geçimini sağlıyor” diye konuştu.
“Gençler göç ediyor…”
Ekonomik belirsizlik, yüksek girdi maliyetleri ve yetersiz destek politikaları nedeniyle genç nüfusun üretimden uzaklaştığını belirten Alioğlu, “Genç nüfus göç ediyor” diyerek bölgenin demografik yapısında yaşanan bozulmaya da dikkat çekti.
“Kıbrıs meselesi üreticiyi tetikliyor”
Kıbrıs sorunun bölge halkı üzerinde yarattığı baskıya da değinen Alioğlu, hükümetlerin zaman zaman kullandığı “Güzelyurt verilecek” söylemlerinin bölge halkını psikolojik olarak yıprattığını vurguladı. Siyasi belirsizliğin sadece yaşam alanlarını değil, üretim kararlarını da etkilediğini dile getiren Alioğlu, bu durumun üreticiye güvensizlik aşıladığını ve ciddi bir tarımsal kayba yol açtığını belirtti.
“42 Bin dönümde 2 milyar TL gider”
Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, 2025-2026 sezonu için üreticiyi bekleyen ekonomik tabloyu da ortaya koyarak önemli uyarılarda bulundu. Alioğlu, üretici için maliyetlerin rekor seviyelere çıktığını, bu koşullarda kar etmenin imkânsız hale geldiğini söyledi.
Kıbrıs’ta narenciye üretiminin yapıldığı 42 bin dönümlük arazinin yıllık tahmini giderinin yaklaşık 2 milyar TL olduğunu belirten Alioğlu, “Üretici bu gideri karşılayabilmek için ürününü kârlı bir şekilde satmak zorunda, ancak mevcut piyasada bu neredeyse imkânsız hale geldi” dedi.
Alioğlu, yıl sonuna kadar dönüm başına maliyetin 55 ila 60 bin TL’ye ulaşmasının beklendiğini belirterek, “Bu durumda üretici ürününü kaça satmalı ki masraflarını çıkarıp cebine kazanç koyabilsin?” diye sordu.
“Üretici bu kadar yüksek maliyetin altından nasıl kalkacak? Kaça satacak ürününü? Nasıl motive olacak?” diye soran Alioğlu, çözüm için hükümete çağrıda bulundu.
Tarım Bakanlığı’na Komisyon çağrısı…
Narenciye üreticisinin yaşadığı sıkıntıların çözümü için yapısal adımlar atılması gerektiğini belirten Alioğlu, Tarım Bakanlığı bünyesinde Narenciye Komisyonu kurulmasını önerdi. Bu komisyonun, üretimden pazarlamaya kadar her aşamayı denetleyip yönlendirmesi gerektiğini ifade etti.
Alioğlu: Narenciye milli servet, kaybediyoruz!
Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, narenciyenin sadece bir tarım ürünü değil, ülkenin en büyük ihracat kalemi ve sulu tarımın bel kemiği olduğunu vurguladı.
“Sizin en büyük ihraç kaleminiz narenciye. Bu ürün sadece meyve değil, toprakla bağımız, geçim kaynağımız ve milli servetimizdir,” diyen Alioğlu, hükümetlere seslendi “Siyasi koltuklar değişebilir ama bu topraklar kaybolursa geri dönüşü yok” ifadelerini kullandı.
“Sulu tarım ihmal kaldırmaz”
Narenciyenin sulu tarıma dayalı bir üretim şekli olduğunu hatırlatan Alioğlu, bu alanlarda yıl boyunca düzenli bakım yapılmasının şart olduğunu söyledi. Sulama, gübreleme, budama ve ilaçlama gibi işlemler ihmal edildiğinde, toprak veriminin düştüğünü anlatan Alioğlu, “Toprak size şöyle der: Bana ne verirsen, ben de sana onu veririm. Yani bakım yapmazsanız, ürün alamazsınız. Bu kadar net” diye konuştu.
“Hükümetler geçici, kayıplar kalıcı”
Alioğlu, hükümetlerin değişmesinin sektörde kalıcı sorunları çözmediğini, günübirlik yaklaşımların ise tarım sektörüne telafisi zor zararlar verdiğini dile getirdi.
Alioğlu, şöyle devam etti:
“Hükümetler gelir geçer, bakanlıklar devredilir… Ama biz her yıl toprağımızı, üreticimizi ve geleceğimizi kaybediyoruz. Bu sadece ekonomik bir kriz değil; milli servet kaybıdır.”
“Üretici sahipsiz kalmamalı”
Alioğlu, narenciye üretiminin desteklenmesi, üreticinin maliyet yükünden kurtarılması ve devletin pazarlama, ihracat, fiyat belirleme gibi konularda devreye girmesi gerektiğini belirtti. Narenciye bahçelerinin sadece üretim alanı değil, istihdam, ihracat ve kırsal yaşamın garantisi olduğunu vurgulayan Alioğlu, bu alanların yok olduğu takdirde, Güzelyurt gibi bölgelerin tamamen göç vermeye mahkûm kalacağının altını çizdi.
Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, sektörde yaşanan ciddi krizlere dikkat çekerek, üreticinin büyük maddi ve moral kayıplar yaşadığını açıkladı. Özellikle son yıllarda ortaya çıkan yeşillenme hastalığı ve ihracat sorunlarının narenciye üretimini olumsuz etkilediğini söyledi.
Alioğlu uyardı: Üretim daha da düşecek
Alioğlu, geçtiğimiz yıl ihracatta yaşanan krizin üreticiyi derinden sarstığını da belirtti. “Yeşillenme hastalığı yüzünden iki ülke kendi iç pazarlarını koruma amaçlı tedbirler aldı. Bu işin ilerleyen yıllarda da etkileri olacak diyen Alioğlu, iki yıl öncesinden başlayan sorunların üreticinin moralini yıprattığını ifade ederek, verimin seneye daha da düşeceği yönünde uyarıda bulundu. Alioğlu, “Üretici bahçelerine yeterince bakamaz duruma geldi. 2025 ve sonrasında verimin daha da düşeceği kesin” ifadelerini kullandı.
Türkmenköy ve Beyarmudu’nda cuma günü elektrik kesintisi İçeriği Görüntüle
“Ödeme sorunları üreticiyi zora sokuyor”
2024-2025 sezonunda hasat döneminde, CPRUVEX’in üreticilere olan yaklaşık 100 milyon TL’lik ürün bedeli ödemesinin 2 buçuk ay geciktiğini de anlatan Alioğlu, konuyla ilgili sözlerini şöyle noktaladı:
“Yaklaşık 2,5 ay önce kesilen ürünün bedeli ancak 2,5 ay sonra ödendi. Üstelik hayat pahalılığı nedeniyle bu paradan da kayıplar yaşandı. Üreticiler, parasını zamanında alamadığı için bahçelerine bakım yapamadı. Üreticiler bahçelerini ayakta tutabilmek adına bankalara ve tefecilere yüksek faizle borçlandı. Bu şartlarda üreticinin ayakta kalması çok zor. Ödemeler gününde yapılmalı, üreticilere destek sağlanmalı. Dünyanın belki de en güzel ülkesinde, üreticinin bu halde olması içler acısı.”
GENEL
26 Eylül 2025SAĞLIK
26 Eylül 2025TRAFİK KAZALARI
26 Eylül 2025ADLİ OLAYLAR
26 Eylül 2025KAVGA
26 Eylül 2025KAVGA
26 Eylül 2025GENEL
26 Eylül 2025