Ünlü gazeteci ”Suriyelilere 100 bin ev yaptık ama tek bir yangın uçağımız bile yok” – Kıbrıs Detay
DOLAR 40,5756 0.05%
EURO 46,8567 -0.39%
ALTIN 4.341,390,44
BITCOIN 4777197-0,19%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Ünlü gazeteci ”Suriyelilere 100 bin ev yaptık ama tek bir yangın uçağımız bile yok”
  • Kıbrıs Detay
  • Genel
  • Ünlü gazeteci ”Suriyelilere 100 bin ev yaptık ama tek bir yangın uçağımız bile yok”

Ünlü gazeteci ”Suriyelilere 100 bin ev yaptık ama tek bir yangın uçağımız bile yok”

ABONE OL
Temmuz 28, 2025 16:42
Ünlü gazeteci ”Suriyelilere 100 bin ev yaptık ama tek bir yangın uçağımız bile yok”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Gazeteci Sabahattin Önkibar, iktidarı yerden yere vurdu. Yangın söndürme ekiplerinin tişörtlerle sahada çalıştığını belirten Önkibar, “Suriyeli sığınmacılar için 100 bin ücretsiz konut inşa ettik. Ama gece görüşlü yangın söndürme uçağı veya helikopterimiz yok” dedi.

Günlerdir süren orman yangınları, Türkiye’de devletin çöktüğünü mü gösteriyor? Yetersiz bütçe, eksik ekipman ve liyakatsizlik iddiaları arasında yangınlar büyümeye devam ediyor. Peki, bu felaketin sorumlusu kim?

YouTube video editörü Gazeteci Sabahattin Önkibar, son videosunda Türkiye’deki yangınlarla ilgili açıklamada bulundu. Önkibar, açıklamalarında yangınlara müdahale ile ilgili ortada bulunan eksiklik ve yetersizlik noktasına dikkat çekerek yangınla mücadelenin yetersizliğine dikkat çekti.

1-004.jpg

Türkiye, 2025 yazında tarihinin en büyük orman yangını felaketlerinden birini yaşıyor. Ülkenin dört bir yanını saran alevler, sadece ormanları değil, devletin yönetim kapasitesini de tartışmaya açtı. İktidarın yangınlara müdahale sürecindeki eksiklikleri, liyakatsizlik iddiaları ve yetersiz kaynak tahsisi, kamuoyunda büyük bir öfkeye yol açıyor. Eskişehir, Sakarya, Bilecik, İzmir ve daha birçok ilde devam eden yangınlar, devletin afetle mücadeledeki acziyetini gözler önüne seriyor.

DEVLETİN HAZIRLIKSIZLIĞI

Türkiye, 1 Ocak 2025’ten bu yana 3.015 yangınla mücadele ediyor; bunların 1.295’i ormanlık alanlarda, 1.720’si ise orman dışı alanlarda meydana geldi. Son bir haftada 576 orman yangını kaydedildi. İzmir, Manisa, Antalya, Mersin ve Eskişehir gibi illerdeki yangınlar, yüksek sıcaklık, düşük nem ve şiddetli rüzgârın etkisiyle hızla yayılıyor. Ancak eleştiriler, yangınların büyümesinde sadece doğa koşullarının değil, devletin hazırlıksızlığının da etkili olduğu yönünde.

2-005.jpg

Eskişehir’de yaşanan trajedi, bu krizin en acı yüzünü ortaya koydu. Seyitgazi ilçesinde başlayan ve Afyonkarahisar’a sıçrayan yangında, 5 orman işçisi ve 5 AKUT gönüllüsü hayatını kaybetti. Yangına müdahale eden ekiplerin, rüzgârın ani yön değiştirmesiyle alevler arasında kaldığı belirtiliyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu ölümleri “sorumsuzluk” olarak nitelendirerek,

Türkiye’nin “kolay ölümler ülkesi” haline geldiğini savundu.

YETERSİZ BÜTÇE VE EKİPMAN EKSİKLİĞİ

Orman yangınlarıyla mücadelede en çok eleştirilen konulardan biri, devletin bu alana ayırdığı bütçenin yetersizliği. 2025 yılında yangından korunma ve malzeme alımı için yalnızca 65 milyon TL (yaklaşık 1,5 milyon dolar) ayrıldığı belirtiliyor. Aynı dönemde, temsil ve ağırlama giderleri için 697 milyon TL harcanması, önceliklerin yanlış belirlendiği yönünde tepkilere yol açıyor.

Orman Genel Müdürlüğü’nün personel sayısında da ciddi bir azalma söz konusu. 2022’den bu yana personel sayısı 2.300 kişi azaldı ve 29.000 kadro boşta. Yangın söndürme ekiplerinin tişörtlerle sahada çalıştığı, yangın elbisesi gibi temel ekipmanlardan yoksun olduğu iddiaları, basına yansıyan görüntülerle destekleniyor. Daha da çarpıcı olan, gece görüşlü yangın söndürme uçağı veya helikopterinin bulunmaması. 2022’de dönemin Orman Bakanı’nın “Gece görüşlü 10 helikopter haftaya envanterde olacak” açıklamasına rağmen, bu sözlerin yerine getirilmediği ortaya çıktı.

3-005.jpg

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun “Hava karardı, söndürmeye yarın devam edeceğiz” sözleri, yangınla mücadelede gece müdahale kapasitesinin sıfır olduğunu doğruladı. Bu durum, yangınların kontrol altına alınmasını zorlaştırırken, kamuoyunda “gösteri yapılıyor” algısını güçlendirdi.

SEFERBERLİK ÇAĞRISI VE TSK TARTIŞMASI

Yangınlarla mücadelede Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) devreye sokulmaması, iktidarın afet yönetimindeki yaklaşımına yönelik eleştirilerin başında geliyor. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, TBMM’nin acilen toplanması ve “milli seferberlik” ilan edilmesi gerektiğini vurguladı. Davutoğlu, yangınların sadece sıcaklık veya bireysel hatalarla açıklanamayacağını, “rant ihtirası ve kurumsal zaafların ihmalin ötesinde ihanet boyutuna ulaştığını” savundu.
Özel sektörün yangınla mücadelede daha aktif rol alması gerektiği de tartışılıyor. Ancak, hükümetin bu yönde adım atmadığı, bunun yerine sosyal medya üzerinden algı yönetimi yaptığı iddia ediliyor. X platformunda paylaşılan gönderiler, halkın damacanalarla yangın söndürmeye çalıştığını, ancak organize bir devlet müdahalesinin eksik olduğunu gösteriyor.

SAVURGANLIK VE DIŞ POLİTİKA ELEŞTİRİLERİ

Yangınlarla mücadelede kaynak eksikliği tartışılırken, iktidarın yurtdışına yaptığı harcamalar eleştiri konusu. Suriyeli sığınmacılar için 100.000 ücretsiz konut inşa edilmesi, Filistin, Somali, Sudan ve diğer ülkelere milyarlarca dolarlık yardımlar, S400 alımı için 2,5 milyar dolar ödenmesi ve Londra bankerlerine bir ayda 4 milyar dolar faiz ödenmesi, kaynakların yanlış kullanıldığı iddialarını güçlendiriyor. Osmangazi Köprüsü’nün 1,5 milyar dolarlık maliyetinin 14 milyar dolar olarak fatura edilmesi de bu savurganlık örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.Ayrıca, iktidarın dış politikada tutarsız olduğu eleştirileri de gündemde. İsrail’in Gazze’deki eylemlerini soykırım olarak nitelendiren bir bildiriye Türkiye’nin imza atmaması, 25 ülkenin destek verdiği bu girişime katılmaması tepki çekti. Benzer şekilde, Irak, Libya ve Suriye’deki yıkımlarda Türkiye’nin ABD ve İsrail’le iş birliği yaptığı iddiaları, kamuoyunda rahatsızlık yaratıyor.

TOPLUMSAL VE MANEVİ ÇÖKÜŞ İDDİASI

Yangın krizi, sadece maddi değil, manevi bir çöküşün de göstergesi olarak değerlendiriliyor. Türkiye’de ateist ve deist sayısının AKP döneminde 10 kat artarak 10 milyonu aştığı iddia ediliyor. Tarikat ve cemaatlerin etkisiyle İslam’dan uzaklaşan bir kesimin olduğu, iktidarın söylem ve eylemlerindeki tutarsızlıkların bu durumu körüklediği belirtiliyor. Genç nüfusun işsizlik, düşük ücretler ve yüksek kiralar nedeniyle umutsuzluğa kapıldığı, aile kurma oranlarının düştüğü ve nitelikli gençlerin yurtdışına göç ettiği de vurgulanıyor.

HESAP VERME VE İSTİFA TARTIŞMASI

Türkiye’de son 23 yılda yaşanan felaketlerde hiçbir bakanın istifa etmemesi, iktidarın sorumluluk almama kültürüne işaret ediyor. Bolu’daki otel yangını, hastanede yeni doğan bebeklerin ölümü, LGS sorularının çalınması ve tren kazaları gibi olaylarda da istifa gelmemişti. Orman yangınları sonrası Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın istifa etmesi gerektiği yönünde çağrılar yükseliyor, ancak iktidarın bu taleplere yanıt vermesi beklenmiyor.

Türkiye, orman yangınlarıyla mücadele ederken, devletin yönetim kapasitesi, kaynak kullanımı ve liyakat tartışmalarıyla karşı karşıya. Yangınların sadece doğa felaketi değil, aynı zamanda bir “devlet krizi” olduğu yönündeki eleştiriler, kamuoyunda yankı bulmaya devam ediyor. Vatandaşlar, sosyal medya üzerinden dayanışma çağrıları yaparken, hükümetten acil ve kapsamlı bir seferberlik bekliyor.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r