Hasipoğlu “Bölge Savaşı füzelerin gölgesinde Nükleer bir boyut kazanmıştır” – Kıbrıs Detay
DOLAR 39,7456 0.14%
EURO 45,8019 -0.19%
ALTIN 4.311,560,35
BITCOIN 4001065-0,96%
İstanbul
26°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Hasipoğlu “Bölge Savaşı füzelerin gölgesinde Nükleer bir boyut kazanmıştır”
  • Kıbrıs Detay
  • Genel
  • Hasipoğlu “Bölge Savaşı füzelerin gölgesinde Nükleer bir boyut kazanmıştır”

Hasipoğlu “Bölge Savaşı füzelerin gölgesinde Nükleer bir boyut kazanmıştır”

ABONE OL
Haziran 22, 2025 20:23
Hasipoğlu “Bölge Savaşı füzelerin gölgesinde Nükleer bir boyut kazanmıştır”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Oğuzhan Hasipoğlu, İsrail – İran gerilimine ABD’nin de fiilen müdahil olmasıyla gelişmeleri endişeyle takip ettiklerini belli belirtti.

Hasipoğlu şöyle devam etti:

Buna karşılık İran, Birleşmiş Milletlerden ABD’nin İran’a saldırısının “incelenmesi ve kınanması” gerekçesiyle BM Güvenlik Konseyinden (BMGK) “acil oturum” talep etmiştir. Savaştaki füzelerin hedefinin nükleer tesis boyutuna gelmesi , içinde bulunduğumuz coğrafya için daha da endişe verici bir boyuta dönüştürmüştür

“BM Güvenlik Konseyi Barış Gücü değil, İzleme Konseyi”

Birleşmiş Milletler’in (BM) barış gücü olmaktan artık çıkarak bir izleme konseyine dönüştüğünü vurgulayan Hasipoğlu, “ ABD, Rusya gibi büyük devletlerin daimi üye olup Veto haklarının olmasından dolayı Güvenlik Konseyinden mazlum halkları koruyacak, yaptırım içeren, önleyici kararlar çıkamamaktadır. Güçlünün haklı olduğu, hiçbir Batılı ya da Müslüman ülkenin kınamanın ötesine geçmediği BM ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantılarıma şahitlik ediyoruz.Bunu daha önce Bosna’da, en son en acı şekilde Gazze’de Filistinlilerin yaşadıklarıyla ve bu yapıların karar alamadığını görüyoruz” dedi

Bugün itibariyle BM’nin , ABD – İsrail müttefikliğinin yaptığı saldırıları da izlemekle yetindiğini ve asli görevini yapamadığını ifade eden Hasipoğu , İsrail ile İran arasındaki çatışmaların da 10. gününe girdiği şu günlerde izleyici koltuğunda oturmaya devam ettiğini belirtti .

“Kıbrıs Türk halkı da nasibini aldı”

Hasipoğlu şöyle konuştu:

Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık . 1974 öncesi Rum saldırıları karşısında BM’nin izleyici rolü ve alınan güvenlik konseyi kararları ortadadır. Keza, 1979 yılından itibaren başlayan federasyon müzakerelerinde, Rum tarafının uzlaşmaz tutumuna ek olarak , BM’in yapısal bozukluğundan dolayı çözüm de sağlanamamıştır . 1974 öncesinde Rum mezalimliğine tanıklık eden BM, Sonraki federasyon görüşme süreçlerinde ise çözüm anlamında masaya getirdiği tüm plan ve önerilerine Evet diyen Kıbrıs Türk halkına hak ettiği değeri ve statüyü vermek yerine , Hayır diyen tarafın ödüllendirmeye devam etmiştir. Diğer bir ifade ile BM müzakere süreci ile ilgili bir nihai tesbit yapmaktan kaçınmış , hep Rum tarafının istediği şekilde bir çözüm arayışı içerisinde olmaya çalışıp, Rum tarafının içerisinde bulunduğu Konfor alnının muhafaza etmesine çanak tutmuştur . Halbuki görüşme süreçlerini hamisi konumunda olan BM, Rum tarafının retçi tavırları sonrasında gerekli kararları alıp, Rum tarafını rahatsız edebilseydi, belki de bizlerin arzu ettiği çözüm modeli bugün hayat bulmuş olacaktı .

Hakan Fidan’ın Son Açıklaması

UBP Genel Sekreteri Hasipoğlu, Türkiye Dışişleri Bakanı Fidan’ın IIT mesajını da değerlendirdi

Hasipoğlu, “ Dünya, özellikle de bölgemiz, iyice ateş çemberine dönerken, Kıbrıs Türk Halkı’nın yegane güvencesinin ve en büyük destekçisinin Anavatan Türkiye olduğuna, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın son açıklamalarıyla bir kez daha tanıklık ettik. Hakan Fidan’ın KKTC’nin gözlemci üye olarak yer aldığı İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk Halkı’na yer vermesi son derece önemli ve anlamlıdır. Kıbrıs Türk Halkı’nın yaşamakta olduğu izolasyon çemberinin aşılması gerektiğine vurgu yapan Sayın Hakan Fidan, doğrudan temas çağrısıyla da Anavatan Türkiye’nin milli dava Kıbrıs Konusu’ndaki politikasını da dünya kamuoyuna hatırlatmıştır.
Bu vesileyle, haklı davamızın her platformda yankı bulması için sözünü sakınmaktan çekinmeyen Anavatan Türkiye’mize ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a yürekten teşekkür ediyor, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, KKTC ve Kıbrıs Türk Halkı ile ekonomik, siyasi, kültürel ilişkilerini daha da artıracağına inanıyoruz” dedi

“Rum tarafı tüm adanın güvenliğini riske sokuyor “

Hasipoğlu, “ Rum liderliği ve bilhassa Hristodulidis’in son dönemde bazı ülkelerle yaptığı askeri anlaşmalar, silahlanma faaliyetleri ve tek taraflı eylemleri, Kıbrıs Adası’nın tamamını ciddi bir tehlike altına sokmuştur. Şimdilerde ise Amerika – İsrail yuvalanmasına sahasını açarak tüm adayı riske sokmaktadır. Kıbrıs Türk Halkı olarak, Rum tarafının bizleri ortak düşman olarak gören İsrail’den farklı bir zihniyette olmadığını çok iyi biliyoruz. Bundan sonra sıra size gelecek zihniyetinin bir tezahürü olarak, bizi bu adada azınlık olarak gören, eşit kabul etmeyen ve ilk fırsatta, tıpkı Gazze’deki Filistinliler gibi, kendi ana yurdumuzda yok etmeye çalışan acımasız bir zihniyetle karşı karşıyayız” dedi

Hasipoğlu , GKRY’nin limanlarını başta ABD, İsrail ve Fransa olmak üzere birçok ülkeye açtığına dikkati çekerek, “Kıbrıs Adası, tam bir barut fıçısı ama bizim halkımızın güvencesi güçlü Türkiye Cumhuriyeti’dir.” diye konuştu.

Füzelerin bir bir indiğine Mağusa bölgesinden şahitlik eden biri olarak, savaşı bu kadar yakınımızda hissetmek kaygı vericidir . Özellikle Crans Montana başta olmak üzere , geçmiş federasyon görüşme süreçlerinde , Rum tarafının ‘ Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin ve askerinin olmayacağı bir sistemde ısrar ederek masayı devirmesinin sebebini o dönemlerde idrak edemeyenler, şimdi garanti sisteminin önemini daha da iyi anlamalıdırlar. Rum – İsrail zihniyeti; bizleri azınlık gören, bundan sonra da sıra size gelecek zihniyetidir . Bu yüzden geçmişte olduğu gibi bu süreçleri tekrar başlatmak isteyenler, son yıllarda yaşanan savaşları ve soykırımları iyi analiz edip , içselleştirmeleri gerekmektedir . Son yıllarda yaşanan gelişmeleri de dikkate alarak Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamlılığı UBP’nin kırmızı çizgisi olduğunu bir kez daha belirtir, söz sahibi olduğumuz müddetçe, halkımızın varlığı ve güvenliği için savunmaya devam edeceğimizi vurgularız.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r