LARNAKA’DA BİR GÜN – Kıbrıs Detay
DOLAR 38,6389 0.03%
EURO 43,9540 -0.01%
ALTIN 4.202,51-1,46
BITCOIN %
İstanbul
21°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

LARNAKA’DA BİR GÜN

LARNAKA’DA BİR GÜN

ABONE OL
Nisan 5, 2025 09:23
LARNAKA’DA BİR GÜN
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Uzun bir aradan sonra bayramın ikinci günü arkadaşımla Larnaka’ya gittik. Tabii ki uzun bir kuyruk sonrası Kuzey’den Güneye geçtik. Sonrası kaymak gibi yollarda seyahat etmek, çevredeki yeşillikleri izlemek ve etrafın temizliği, içimizi ferahlattı. Larnaka’ya vardığımız zaman sahil şeridinde park yeri bulmaya çalıştık. Burada, arabalar çizgilere göre park edilmiş, çok düzenli bir görünüm vardı. Şanslıydık ki tam merkezde aracımıza park yeri bulduk.

Sahilde şezlonglar çıkmış, millet mayolu güneşlenmekte ve denize girmekteydiler. Biraz deniz kenarında yürüyüp banklarda oturduk. Kıbrıslı Türkler sanırım bu tatil gününde Larnaka’yı fethe çıkmıştı. İnsanlar sahil şeridinde dolanırken havanın ve manzaranın tadını çıkarmakta, herkesin elinde can dostları tasmalı gezinmekte idi. Bunların köpekleri de bir başka eğitimli, etrafa pislemek veya gelene geçene havlamak gibi bir derdi yok bu canların!!! Onlar da çevre güzelliğinde dolaşmanın keyfini çıkarmaktalar.

Herkes kendi havasında, kimse kimseye bakmıyor, rahatsız etmiyor, Avrupa işte , Avrupalı zihniyeti ve eğitimi tamamı ile kendini göstermekte!!!! Biraz etrafı izledikten sonra sahil boyundaki restoranlardan birine oturup, öğle yemeğimizi yedik. Her restoranın önünde menü ve fiyat listesi asılı durmaktaydı. Girdiğimiz restoranda biz oturduktan beş dakika sonra yan masaya çocuklu iki aile gelip yerleşti. Türkler her yerde illaki kendilerini belli edecekler. Yüksek sesle konuşmalar mı istersiniz, çocuklarda bir şımarıklık, sormayın!!!! Ebeveyinlerde ise “etrafı rahatsız etmeyelim” diye biri düşünce kesinlikle yok !!!

Bu kirli ses görüntüsüne kulaklarımızı tıkayıp, denizin iyot kokusunu içimize çekerek hafif esen rüzgarda yemeklerimizi yiyip, kahvemizi yudumladık. Garsonların güler yüzlü ve ilgili olması, ayrıca İngilizce lisan bilmesi beni ister istemez bizdeki durum ile mukayese etmeye zorladı. Bu konuda şüphesiz tamamen sınıfta kalırız, tıpkı diğer konular gibi!!!! Hava o kadar güzeldi ki, bahar her hali ile kendini belli ediyordu. Deniz çarşaf gibi sessiz, sakin ama su buz gibiydi. Yine de sadece maviyi izlemek, derinlerini hayal etmek bile insana ayrı bir huzur veriyor. Daha sonra buradan ayrılıp “Metropolis” diye her markanın bulunduğu devasa bir alış-veriş merkezine gittik. Bizde böyle bir yer yok,

sanırım yıllarca da olmayacak!!! Burada biraz dolaşıp alış-veriş yaptıktan sonra geri Kuzeye doğru yol aldık. Sınır kapısındaki kuyruğu ne siz sorun, ne ben söyleyeyim. Tam iki saatte Kuzeye geçebildik, yani Avrupa’dan Taşra’ya vasıl olduk. Bu sınır kapılarındaki bekleyişe rağmen, Güney’de gezmek, kendimizi bir Avrupa ülkesini ziyaret etmiş gibi hissetmek ve farklı bir hava solumak güzeldi. Fakat, işin özünde bir elmanın iki yarısı olmamıza rağmen, Güney’in Avrupa standartlarında, Kuzey’in de Taşra gibi olması ne acı değil mi, sevgili okurlarım!!!!

Vesselam

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP
    300x250r
    300x250r