0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, tüm spor dallarında Türkiye takımlarının KKTC takımlarıyla dostluk maçı yapma cesaretini bile gösteremedikleri belirterek, Kıbrıs Rum tarafının cesur kararlar alıp KKTC’yi resmen tanımasını beklemenin abesle iştigal olduğunu ifade etti.

Dördüncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, tüm spor dallarında Türkiye takımlarının KKTC takımlarıyla dostluk maçı yapma cesaretini bile gösteremedikleri bir ortamda, Kıbrıs Rum tarafının cesur kararlar alıp KKTC’yi resmen tanımasını beklemenin abesle iştigal olduğunu söyledi.

Akıncı, çözümü gerçekten hedefleyenlerin, her iki toplumda tabandan gelen ve çözüm derken aynı şeyi anlayan güçlü bir sivil toplum hareketinin oluşmasına çalışması gerektiğini vurguladı.

Mustafa Akıncı, konuyla ilgili sosyal medyadan paylaşımda bulundu.

Akıncı’nın paylaşımı şu şekilde:

“Tüm spor dallarında Türkiye takımlarının KKTC takımları ile dostluk maçı yapma cesaretini bile gösteremedikleri bir ortamda, Kıbrıs Rum tarafının cesur kararlar alıp KKTC’yi resmen tanımasını beklemek abesle iştigaldir. Bu olamayacağı gibi, üniter bir devlette azınlık haklarına razı olmak da elbette söz konusu olamaz. Geriye kalan, yıllar içinde masada oluşan büyük birikimin sonuca götürülmesidir. İçte iki devlet; Anayasanın öngöreceği geniş yetkilerle zaten yerini alacaktır. Dışta ise tek uluslararası kimlikle tek temsiliyet sağlanacaktır.

Merkezi yönetimde ortak devletin birliğini sağlayacak sınırlı yetkiler olacak ve kararlar siyasal eşitlik ve etkin katılım çerçevesinde alınacaktır. İşin özü budur ve bu, federal bir yapılanmadır. Olası formül bu olmakla birlikte; kuşkusuz yıllar içinde Rum liderliğinin sergilediği olumsuz tavrı da unutamayız. Gerek 2004 referandumunda gerekse 2017 Crans Montana’da yaşananlar biliniyor.

Bu nedenle de yakın bir gelecekte karşılıklı kabul görecek bir çözüm yönünde ışık görünmüyor. Akıp giden zaman da ne yazık ki çözüm olasılığını daha da azaltıyor. Çözümü gerçekten hedefleyenler, her iki toplumda tabandan gelen ve çözüm derken aynı şeyi anlayan güçlü bir sivil toplum hareketinin oluşmasına çalışmalıdırlar.”