"Ülkede daha fazla iç güvenlik denetimi şart"
İç Güvenlik Kurulu, Başbakan Ünal Üstel başkanlığında toplanarak, ülkede son dönemde ciddi biçimde artan suç olaylarını ve buna karşı alınabilecek önlemleri masaya yatırdı. Hükümet kanadı, “Gereken yapılacaktır, huzurumuzu kimsenin bozmasına müsaade edilmeyecektir” mesajı verirken, sokaktaki vatandaşlar endişeli.
Karşıyaka'da bulunan cansız beden Hatay'da kaybolan balıkçı çıktı İçeriği Görüntüle
Haber: Pelin Yükselay
Ülkemizde son dönemde artan hırsızlık, uyuşturucu, şiddet ve tetikçilik olayları, toplumsal endişeyi en üst seviyeye taşıdı.
Yaşanan gelişmeler üzerine İç Güvenlik Kurulu, Başbakan Ünal Üstel başkanlığında toplanarak ülkedeki güvenlik zafiyetini masaya yatırdı.
Hükümet kanadı, “Huzurumuzu kimsenin bozmasına izin vermeyeceğiz” açıklamasıyla kamuoyuna güven vermeye çalışırken, halkın sesi sokaklardan çok daha karamsar yükseldi.
Gündem Kıbrıs Gazetesi’ne konuşan vatandaşlar, artan suç dalgasının temelinde denetimsiz nüfus artışı, gevşek muhaceret politikaları ve kötüye giden ekonomi olduğunu dile getiriyor.
“Ülke sorma-gir hanına döndü, herkes elini kolunu sallayarak geliyor” diyen vatandaşlar, hükümeti sınır kapılarında sıkı kontrol, caydırıcı cezalar ve güvenlik güçlerinin sahada daha görünür olması konusunda acil önlem almaya çağırıyor.
Vatandaşlar ne dedi?
Bülent Canbolat: Hükümet ilk olarak ciddi bir muhaceret politikası uygulayacak ve gelen her insanı adaya almayacak. Adaya gelen her bir birey araştırılmalı. Neden geldi, nerede kalacak, ne kadar kalacak, parası var mı, sabıkası var mı? Bu soruların hepsi olumlu bir yanıt bulacak ve kişi adaya öyle girecek. Bu uygulanmadığı takdirde asla sorunun önüne geçemeyiz. Teknoloji çok gelişti, yazılım programlarıyla giriş kapılarında, limanlarda çok basit bu sorgulamayı yapabiliriz. Olaylar çok arttı, hırsızlık, uyuşturucu, tetikçiler adada. Ben gencim ve gelecek göremiyorum bu ülkede. Kendimi güvende hissetmiyorum ve tedirginim. Hükümet ciddi anlamda artık önlem almalı.
Vedie Sakallıoğlu: Hükümet, hükümet değil. Bakın suçların önüne ancak iyi bir ekonomi ile geçebilirsiniz. Bu ülkede insanlar aç. Bir kesim var zengindir, bir kesim var fakirdir. Artık bu ülkede orta sınıf yoktur. Parasızlık çeken insanlar da bir yerden sonra suça meyil ederler. Tetikçilik yapar para kazanır, kuryelik yapar para kazanır, suçların artmasında birincil neden kötü giden ekonomidir. Bana göre başka da hiçbir sebebi yoktur. Pahalılık almış başını gitmiş, asgari ücret olduğu yerde sayıyor. Ev alamıyorsunuz ev fiyatları çok yüksek, kiraya çıkamıyorsunuz kiralar uçuyor. Çocuk yapıyorsunuz eğitim masrafları çok yüksek. Tüm bunlar karşısında sıkışan insan suça meyil eder. Önce ekonomi düzeltilsin. Daha kötü olacağız ve çıkış yolumuz da kalmayacak. Ziyan olup gidiyoruz, kimse görmüyor. Acil önlem şart.
Ersun Ahmet: Ülkede artan polisiye olaylar biz vatandaşları son derece huzursuz ediyor. Her gün basından okuyoruz ve artık ciddi anlamda endişe ediyoruz. Bana göre hükümetin bir an önce ülkedeki tüm 3’üncü ülke vatandaşlarını göndermesi gerekiyor. Bu ülke artık yabancılardan temizlenmeli. Ülkeyi sorma-gir hanına çevirdiler. İsteyen herkes elini kolunu sallayarak geliyor. Ülkede sağlam bir temizlik şart. Ben bir erkek olarak geceleri tek başıma dışarıda olmaktan korkuyorum. Biri bıçak mı çekecek, silah mı çekecek, paramı isteyecek yoksa uyuşturucu tesiri altında mı? Bilemiyoruz, güven kalmadı ve rahat yaşayamıyoruz. Ülke Teksas’ı geçti. Bu düzenin değişmesi lazım. Hükümet bir an önce buna odaklanmalı. Hükümet edenlerin de evlatları var, onların da başına her an her şey gelebilir bunu düşünmeleri lazım. Kıbrıslılar azaldı, her yer Pakistanlı, Nijeryalı. Bunların bu ülkeden gönderilmesi lazım. Artan olaylar karşısında kör rolü yapamayız. Özellikle hükümet edenlerin bu konuda silkinip kendilerine gelmeleri lazım.
Elmas Özdalili: Balık baştan kokar. Siz ülkenin giriş-çıkış kapılarında sıkı denetim uygulamazsanız, adaya giren kişilere ‘sen nereye geldin, kaç gün kalacaksın, amacın ne?’ diye sormazsanız bu suç olayları tabi ki artar. Ülkeyi sorma gir hanına çevirdik şimdi de ne yapacağız diyoruz? Hükümetin bir an önce giriş çıkışlara sıkı denetim getirmesi şart. Her geleni bu ülkeye almamaları lazım. Bir bakın kimdir, neyin nesidir. Suçların artmasında bana göre ikinci etken kötü giden ekonomi. Ekonomik dar boğaza giren kişi bunalıma girer ve para kazanmak adına kötü yollara başvurur. Ülkedeki pahalılığa bir çare bulunması gerekiyor. Bana göre hükümet çok net olarak bu iki noktaya odaklanmalı, giriş-çıkışlar ve ekonomi. Yiyecek ekmek bulamayan insan bir müddet sonra o ekmeği çalarak yer. Bir an önce harekete geçilmeli.
Mehmet Kadiri: Önce şunu belirteyim, yolun sonundayız ve bu ülke için her şey bitmiştir. Artan suç olayları karşısında tedirginiz ama nüfusa ve nüfus yapısına bakınca da zaten bu tarz olaylardaki artışın kaçınılmaz olduğunu görüyoruz. Ülke sorma-gir hanına çevrildi, ülkeye her geleni sorgusuz sualsiz kabul ettiler. Sabıkalı mı, değil mi? Neden geldi, amacı ne nerede kalacak? Önlerine geleni bu adaya aldılar. Çantasını eline kapan ülkeye geldi. Aslında her şey ortada. Ülkeye girişlerde sıkı denetim şart. Sabıkalı mı almayacaksın. Sokakta denetim şart, ikamet izni yok mu anında deport göndereceksin. Yolun sonuna geldik. Bu ülkede her şey bitti, iflas etti.
Osman Yıldırım: Hükümet bana göre bu konuda tedbir almakta çok geç kaldı. Sadece mevcut şu anki hükümet değil, bundan öncekilerin de bu konuda büyük suçu vardır. Elini kolunu sallayan bu adaya gelirken, sorgusuz sualsiz bu insanlara oturma izni verirken akılları neredeydi? Ben 40 yıldır buradayım son 2 yılda gördüğüm yönetim zafiyetini başka hiçbir zaman görmedim. Caydırıcı tedbiriler şart, havalimanlarında, deniz ve kara giriş kapılarında. Sokaklarda gezilecek hal kalmadı, sokakta yerli insan yok. Polisler artık her yerde olmalı, sıkı yönetim olmalı. Ben son derece endişeliyim, çoluğumuz çocuğumuz var. Haberleri okuyoruz ve nereye doğru gittiğimizi sorguluyoruz. Mevcut durum bana göre artık içler acısı.
Ramazan Özpolat: Ben esnafım, 10 Yıl öncesi ile şu anki arasında dağ kadar fark var. Dükkanımızı açıp kapatırken bile hep diken üstündeyiz. Memleketin çoğu yabancı. Devlet devlet olacak. Bakın devletin haberi olmadan sinek bile uçamayan ülkeler var. Bizim de caydırıcı cezalarla, alınacak ciddi tedbirlerle o noktaya gelmemiz gerekiyor. Bu anlamda hükümete büyük görev düşüyor. Bu güvenlik zaafiyeti bir an önce ortadan kaldırılmalı. Adaya giren herkese sorun, neden geldin, kime geldin, amacın ne, ne kadar kalacaksın? Bu sorulardan tek bir tanesine bile yanıt veremeyeni geri yollayın. Sokaklardaki polis sayısını artırın. Polis Genel Müdürlüğü’nde Polis sayısının yetersiz olduğu biliniyor, artırın, Polisler sokaklarda olsun. Bu ülkenin bu kötü yoldan çıkması adına bana göre yapılabilecek başka hiçbir şey yoktur.
Sevgül Doktoroğlu: Kimliğini gösteren KKTC’ye geliyor gerek havalimanlarından gerek kara sınır kapılarından. Böyle bir sistem olabilir mi? Hata zaten başında yapıldı. Bir ülkeye girebilmek bu kadar kolay olmamalı. Turist diye geliyor senelerce kaçak adada yaşıyor. Bu arada para kazanmak için belli bir zaman sonra suça başvuruyor. Denetim şart. Önce denetim. Denetleyin. Havalimanlarında, deniz limanlarında, kara sınır kapılarında. Her yerde denetim. Adaya girerken taahhüt ettiği koşulları yerine getiremiyorsa anında gönderin. Hükümet bence bir an önce denetim mekanizmalarını çalıştırılmalı.
Öntaç Düzgün: Hükümetin bana göre bir Türkiye korkusu var. İdeolojik olarak kendilerini oraya ait hissediyorlar. Bu noktada iki ayrı yönetim olduğu henüz kabullenilmiş bir noktada değil. Dolayısıyla dünyanın hiçbir yerinde eşi benzeri olmayan bir giriş çıkış trafiği var ülkeye. Ben bir buçuk milyarlık nüfusu olan Hindistan’a gittim, keza yine büyük ülke Çin’e gittim. Bu ülkelere giriş yapmak o kadar zor ki, size her şeyinizi soruyorlar, sorgulatıyorlar. Biz de bu yok. Sabıkası olan bir şahıs bile gemiye atlayıp ülkeye gelebiliyor. Hangi amaçla geldin, nerede kalacaksın, paran var mı? Ülkeye gelen kişilere bu soruların sorulması lazım. Hükümetin bir an önce ciddi bir muhaceret politikası uygulaması gerekiyor.