DEVLET KURUMLARINDA ÇÜRÜK ELMALAR BİR BİR DÖKÜLÜYOR DA ASIL MESELE BALIK BAŞTAN KOKAR
Devlet diyoruz; anlı, namlı, şanlı ve itibarlı olmalı!!!! Devlet diyoruz; makamlarına yaraşır insanların yüceltmek için görev ifa ettiği kurumlardan oluşan; Devlet diyoruz; tüm halkını eşit kucaklayan, ADALET’in herkese eşit işlemesi gerektiği, YARGI’nın ise tarafsız ve adil olduğu bir düzenin olması gerekliliği, Devletin bekası için!!! Devlet diyoruz; makamların kişilere değil, kişilerin bu makamlara asalet, otorite, düzen ve sistem getirmesi adına!!! Devlet diyoruz; bekası için yalansız, özverili, adil, geleceğini düşünen, toprağından yeşiline ve mavisine her türlü hudutlarını, kimlik sahibi vatandaşlarını koruyup, kollayan!!! Devlet diyoruz; cihana adını şan ile duyuran!!!
Bakınız bu Devletin geldiği son noktaya; Her gün bir kurumun başında bulunan rüşvetten tutuklanıyor. Yolsuzluklar dur durak bilmiyor. Her gün biri görevden alınıp, diğeri göreve getiriliyor. Atamalar hızı kesmiyor. Her gün basında galerilere silahlı saldırı veya kundaklama olayları yer alıyor. Can güvenliğinin olmadığı bir Ada yarısı adeta!!! Her gün çocuklara istismar haberleri bizleri şaşkına çeviriyor. Cehaletin mi desem, bastırılmış isteklerin mi desem, yoksa dini baskılar sonucu patlak veren sapkın düşüncelerin mi yer aldığı bu coğrafya için “bu da mı oldu” dedirten olaylara göz açıyoruz.
Her gün siyasilerin binbir alicengiz oyunlarını izleyerek, olaylara sadece seyirci kalıyor, sosyal medyada klavye kahramanlığı yapıyoruz!!! Her gün birlik, beraberlik kavramlarını savunanların, aslında “yalakalık” ile yol aldıkları bir düzenin içerisinde insanlığın nasıl da evrildiğini gözlemliyoruz!!! Her gün pahalılık haberlerini, zamları okuyoruz, marketlerde fiyatlar el yakıyor ama susup kabulleniyoruz, önümüze sunulan her türlü hükümet icraatlarını bile isteye kabul ediyoruz!!! Her gün bu coğrafyada stresli bir sabaha uyanıyoruz!!! Her gün sonradan gelen birilerinin hakaretine maruz kalan bir halk olarak, 72 milletten insanla iç içe yaşamaya çalışıyoruz!!! Gelenler bir çoğu “sizi geldik biz kurtardık” diyor da Kıbrıs’ın asıl tarihinde, esas mücadele eden Mücahit Kahramanlar (TMT) hakkında zerre bilgi sahibi olmadan cahilce konuşuyorlar.
Her gün vatanından kopup gelip, burada karambolden vekil olan birilerinin laf ebeliği, akıl tüccarlığı yapmasından bıkmış bir vaziyette, aşağılanmayı izliyoruz. Dahası, eski Devlet büyüklerine de dil uzatan kendi aile ve ülkesinden kaçarak burayı bir kaçış yolu gören sözde siyasetçi geçinen birilerinin pişmiş kelle gibi sırıtarak bizlerle alayını izlemek zorunda kalıyoruz.
Ve Devlet bu gibileri sorgulamıyor!!! Hukuk bu gibilere işlemiyor!!! Halkın, hakkını savunması gereken merciler suskun, sessiz, halkın çığlıklarını duymazdan geliyor. Kötü yönetiliyoruz, Adaletli bir düzende yaşamıyoruz. Toprak bütünlüğümüz darmadağın, kimliğimiz asimile olmuş durumda, İnsan Hakları Mahkememiz yok, Dünyadan kopuk yaşıyoruz!!!
Atalarımızın bu toprak bütünlüğünü korumak için yıllarca tırnakları ile kazıyarak besleyip büyüttüğü bir var oluşun mücadelesi sonucu, kurulan bu Devlet, her gün itibardan değer kaybederken, sistemsizliğin içerisinde insan yozlaşmasının en derin izlerini taşıyarak, Devletin bekası için gerekeni zerre kadar umursayıp, yapmayan siyasilerin elinde bu halk ve Devlet can çekişiyor!!!! Çünkü asıl mesele “Balık baştan kokar”!!! Vesselam