News
Ne demişti Başbakan Ünal #Üstel göreve geldiğinde, “Liyakata dayalı atama yapacağız”. Onun sözlerini çok duyun ama hiç inanmayın. Aslında bu “liyakata dayalı” atama konusu yıllardan beri süregelen “torpil” diye anılan ve Devleti kambura çeviren en önemli husustur. Evet, torpil bu ülkenin kanseri oldu!!! Devleti kambura çevirdiler ve Devlet kurumlarındaki işler sapa sardı. Vatandaş, işlerinin dönmemesinden, kayıp evraklarından, yeterli bilgi ve donanımda olmayan memurun eksik gedik açıklamalarından bir iş için defalarca gidip gelmekten telef olmaktadır.
Dahası, vatandaşı oradan oraya koşturtmak, işi zora sokmak, “bugün git yarın gel tavırları” ile alakalı şikayetler artık tavan yapmış durumdadır. Ben hep diyorum güzel bir söz vardır “Allah ne hekime ne hakime düşürmesin” siye bu cümleye bir de “Devlet kurumlarına” diye ilave edilmelidir. Bugün sizlere yaşanmışlıklarımdan birkaç örnek vermek istiyorum sevgili okurlarım!!! Liyakata dayalı olmayan atamalar ta eskilere dayanmaktadır!!! Ünal Üstel’in Turizm Bakanı olduğu dönemlerde ben de orada çalışmaktaydım. Özel Kalem olarak makamda oturan kişi, aslında bu sıfatı yılları ve baremi tutmadığı için alamayan, fakat torpili ile bu makama getirilen birisiydi. Şimdilerde Müsteşar görevi yapmaktadır.
Sizin anlayacağınız, torpilin sağladığı makamlardan birini tutmaktadır. Yine ayni dönem ve halen daha da odacılığını ve şöförlüğünü yapan kişi, sanırsınız ki Bakanlık Müdürüdür. Estiği estik, kestiği kestik, ondan habersiz Üstel’in yanına ulaşmak ne mümkün!!! Ha bir de şu Juju vardı, Müdürler Toplantısına hiçbir sıfatı olmadan en başta katılan!! Bu 3-4 satırdan anlayacağınız üzere, Devletin itibarını siz tasavvur ediniz! Daha sonra gelen Bakan Fikri #Ataoğlu’nun da ondan kalır yanı olmamıştı. Mecliste “geçici statüde” görev yapan bir İngilizce öğretmenini Bakanlığa getirerek asistanı yapmıştı. Yurt dışı gezilerinde mutlaka yanında taşır ve onu Özel Kalem olarak tanıtırdı. Lakin, bu iş çok uzun gitmedi. Bakanlığın iç sorunu haline gelerek aile krizine neden olunca kız geri meclise gönderildi!!! Sonra kendisine bir danışman aldı.
Vakti zamanında benzin istasyonunda yanında çalışıp, motor ile fatura dağıtan adam, Bakanlığa sağ kolu olarak görevlendirildi. Ne kıyak ama değil mi!!! Durun daha bitmedi, sonrası bu adam bir kuruma müdür olarak atandı, ta ki kurum batsın, burada görev yaptı!!! Size bu şekilde sayfalar dolusu örnekler yazabilirim. Lakin, bu durumlar ne itecek, ne de bitecek. Zira, torpil bu ülkede kanser vakası olmuş, Devlet kurumları bu şekilde iş bilmez insanların elinde bir bir batırılmakta veya itibarı zedelenmektedir.
Hani bir kaç gün sonra Kuruluş yıldönümü ya bu Devletin, aslında kuruluşunu değil, nasıl batırıldığını oturup konuşmak, gerçekleri görmek ve göz göre göre bu Devleti çalanların halen daha makamlarında nasıl ve ne yüzle oturduklarını tartışmak ve yargılamak gerekmektedir. Beslemelerin, bir bir soruşturulması, araştırılması ve Devletin üzerindeki bu kamburun temizlenmesi elzemdir. Aksi takdirde, ortada ne bir Devletin varlığı, ne de otoritesi konuşulamaz!!! Vesselam
