Bir ülke daha halkını uyardı: Evinizde nakit para bulundurun
Kredi kartlarının ve mobil ödemelerin nakit parayı neredeyse unutturduğu bir dönemde, Avrupa'nın en dijital toplumlarından Danimarka'dan şok bir uyarı geldi.
Ödemelerin neredeyse tamamen kart ve cep telefonuyla yapıldığı, dünyanın en dijitalleşmiş toplumlarından biri olan Danimarka'da Merkez Bankası, vatandaşlarına yönelik alışılmadık bir tavsiyede bulundu: Herkesin evinde acil durumlar için nakit para biriktirmesi gerekiyor. Bu uyarı, dijital ödeme sistemlerinin ne kadar kırılgan olabileceğini gösteren son olayların ardından geldi.
Merkez Bankası'nın bu radikal tavsiyesinin arkasındaki en büyük neden, geçtiğimiz temmuz ayında yaşanan ve ülkedeki kartlı ödemelerin üç saat boyunca tamamen çökmesine neden olan bir sistem arızası.
Bu kısa süreli kaos, dijital altyapının çökmesi durumunda toplumun ne kadar savunmasız kalabileceğini gözler önüne serdi. Benzer şekilde, İspanya ve Portekiz'de yaşanan daha uzun süreli kesintiler de bu endişeleri pekiştirdi.
Danimarka Merkez Bankası'nın bu hafta yayımladığı tavsiye oldukça net:
Herkesin evinde, kişi başı en az 250 Danimarka Kronu (1.600 TL) nakit bulundurması gerekiyor.
Bu paranın, olası bir kriz anında alışverişi kolaylaştırmak için küçük banknotlar ve madeni paralar halinde tutulması öneriliyor.
Danimarka'nın bu tavsiyesi, diğer Avrupa ülkelerinin acil durum önerileriyle karşılaştırıldığında oldukça düşük kalıyor. Örneğin:
Avusturya: Hane başına yaklaşık 500 Euro nakit bulundurulmasını tavsiye ediyor.
Almanya: "Yeterli miktarda" nakit bulundurulmasını öneriyor.
İsviçre: "Bir haftalık alışveriş ve bir depo benzin" masrafını karşılayacak kadar nakit öneriyor.
Sadece nakit yeterli değil
Ulusal Banka Müdürü Ulrik Nødgaard, nakit paranın yanı sıra başka önlemlerin de alınması gerektiğini vurguluyor. Banka, her hanede sadece dijital değil, PIN kodlu en az iki adet fiziksel ödeme kartı bulundurulmasını ve mağazalarda çevrimdışı kart ödeme sistemlerinin yaygınlaştırılmasını da teşvik ediyor.
Sonuç olarak, dünyanın en dijitalleşmiş toplumlarından biri olan Danimarka'nın, dijital sistemlerin kırılganlığına karşı en geleneksel çözüme, yani nakit paraya geri dönme ihtiyacı duyması, modern dünyanın önemli bir paradoksunu gözler önüne seriyor.