Çocuklarda endişe yaratan eklem ağrıları
Doçent Doktor Kudret Çağlar, Gündem Kıbrıs Gazetesi okurları için yazdı…
Çocuklarda eklem ağrıları sık görülen ve birçok sebebe bağlı olarak gelişebilen bulgular arasındadır. Boy büyüme ağrıları, gribal hastalıklar gibi basit durumlardan başlayan ciddi hastalıklara örneğin lösemilere kadar uzanan bir yelpazede görülebilen bir bulgudur. Ciddi hastalıkların görülme sıklıkları düşük olduğu için genelde daha basit sağlık sorunlarının belirtisi olarak karşımıza çıkarlar. İstenilen bu ayrımın net olarak ortaya konması ve ayrım yapılırken ne eksik ne fazla uygulamalar veya tedaviler ile hastanın mağdur edilmemesidir.
Tıp mesleğinde üç ana önemli unsur vardır.
1. Overdiagnosis
2. Underdiagnosis
3. Misdiagnosis
Overdiagnosis
Overdignosis gereksiz, yersiz en kötüyü düşünerek yapılan, özellikle panik aile ile endişe eden sağlık hizmeti veren kişilerin veya merkezlerin yaptığı uygulamalardır. Örnek şiddetli baş ağrısı ile gelen bir hastada beyin tümörü hastalığının düşünülmesi gibi…
Bir örnek ile açıklanacak olursa, çocuklarda baş ağrısının en sık görüldüğü hastalıklar arasında sinüzit, grip, boğaz iltihabı ve benzeri gibi birçok enfeksiyon hastalıkları sayılabilir. Gözdeki kırma sorunları, gerginlik yaratan her hangi bir durum sonrasında da sıklıkla görülebilir. Ama beyin tümörleri de baş ağrısı meydana getirirler fakat çok küçük bir oranı oluştururlar ve genellikle başka bulgular ile beraberlik gösterirler. Elde kuvvetli bir ipucu veya beraberlik gösteren bir başka bulgu yoksa en basit ve zararsız yöntemler ile olayı aydınlatılma yoluna gidilir.
Bu sebeple her baş ağrısı olan kişiye tomografi çekmek gereksiz endişeler ile yapılan bir hatadır. Boşuna X ışını almaktır. Konumuza bağlar isek her eklem ağrısı olan kişi lösemi değildir. Çok sık görülen sebepler içinde yer alan boy büyüme ağrıları gibi basit durumların öncelikle düşünülmesi gereklidir.
Gereksiz endişe ve panik içinde olan ailelerin, birçok tetkik yaptırarak ve sayısız ilaç alarak memnun olması sağlanabilir ancak hastanın gereksiz işlemlere ve ilaçlara maruz kalmasına sebebiyet verir. Her uygulamanın, işlemin ve kullanılan her ilacın istenmeyen etkileri olabileceği akılda tutulmalıdır. Ne yazık ki günümüzün en büyük sorunu!
Underdiagnosiz
Parazit enfeksiyonu mu? Benim çocuğumda olamaz! İçeriği GörüntüleUnderdiagnosiz ise önemli bir hastalık mevcuttur ama saptanamamış olması anlamındadır. Yani baş ağrısı yapan bir beyin tümörüdür ancak bulguyu küçümseyip gerekli işlemlerin uygulamaların yapılmaması tanının gecikmesi durumudur. Bu gibi durumların ortaya çıkması hastanın çok mağdur olması anlamını taşır. Bu ihtimalin en aza indirilmesi hatta yok edilmesi için temel kurallar vardır. Öncelikle telefon video resim ile tanı konulmamalı, istenmemeli ve tedavi verilmemelidir. Doktor muayenesi olmadan olmadık işler ve tedaviler ile tablo karıştırılıp düğüm haline getirmemek çok önemlidir. Şikâyetler sanal ortama değil yapay zekâya değil zaman kaybetmeden hekime aktarılarak detaylı hikâye ve muayene ile yol alınmalıdır. Hekimler hastalarını iyi dinleyerek hikâyeyi detaylı almalarının önemi büyüktür. Yeterli zaman ayırıp usulüne uygun muayene ile bulguları analiz edilmelidr. Daha önce karşılaşılmamış bir durum varsa diğer meslektaşlar ile istişare edilerek en doğruya ulaşmanın yolları aranmalıdır. Hasta için gerekli konsültasyonların yapılması bazen hayati önem arz edebilmektedir.
Misdiagnosiz
Misdiagnosiz ise örnek ile açıklarsak, şikâyet olarak baş ağrısı durumunda baş ağrısına yol açan hastalık gözdeki kırma kusuru iken, uzun bir süre yanlış tanı ile sinüzit olarak düşünülüp birçok kez ve şekilde tedavi verilmesi ancak fayda görülmemesi durumudur. Altın kural “Şikayet geçmiyorsa ya tanı veya tedavi yanlıştır veya yetersizdir” Tıpkı underdiagnoz başlığının altında anlatıldığı gibi hekimin hastasına zaman ayırması, itinalı bir hikâye ve özenli bir muayene ile yol almasının önemi büyüktür. Hastanın şikâyetlerini geciktirmemesi de çok önemlidir. Ender görülen vakalarda tanıya hatasız ulaşmak için konsültasyonların yeri de hayatidir.
Bu bilgiler ışığında eklem ağrıları çok rahat en kötü hastalıkla özleştirilebiliyor. En sıklıkla görülen eklem ağrıları eklem hareketliliğinde bir azaltma yapmadan meydana gelen tiptedir. Travma, boy büyüme ağrıları çocuklarda en sık görülen eklem ağrısı sebepleri olduğu bilinmektedir.
“Çocuk doktoruna danışılarak yol alınması çok önemli”
Eklem ağrılarına eşlik eden şişlik, kızarıklık veya eklem hareketlerinde kısıtlanma saptanması halinde daha ileri tetkikler yapılması gerekli olacaktır. Ayni şekilde eklem ağrılarına eşlik eden başka bulgular varsa önemlidir. Eklem ağrılarında endişe yaratmadan çocuk doktoruna danışılarak yol alınması önemlidir.
Bir travma öyküsünün olmaması, şişlik ve eklem kısıtlılığın yokluğu, ağrının genellikle diz eklemlerinde ve sadece geceleri görülmesi, sabah sertliğinin olmaması büyüme ağrısı olarak nitelendirilebilir böyle bir durumda takibe alınması en uygun seçenek olacaktır. Tüm bu kararların doktor tarafından verilebilecek kararlar olduğunu unutmamak gerekir. Bazı romatizmal hastalıklarda da bulgular silik olabilir. Tecrübeli çocuk hekiminin hikâye ve muayene bulguları önemlidir.
Eklemdeki şişlik ve ısı artışı bizler için önemli hastalıların göstergesi olabilmektedir.
“Hekim bir sanatkârdır”
En sık sebepleri akılda tutmak ne kadar önemli ise ağır bir hastalığın da ilk olarak eklem ağrısı ile karşımıza gelebileceğini unutmamak gereklidir. Bu noktada çok bilinen bir söz “Ne eksik ne fazla”…
Hekim bir sanatkârdır. Hekimlik bir sanat tır. Tıpkı bir yemek yapmak gibi tuzu ne eksik ne fazla, baharatı ne eksik ne fazla, bir de her yemeğin de tuzu baharatı ayni değildir. Çocuk sağlığı alanında ince dokunuşlar ve klinik his çok önemlidir. Eskilerde söylendiği gibi “Doktora görünmek gerekir” tam anlamı ile geçerlidir.