BİZDEN HİÇBİR CACIK OLMAZ
Ne acı değil mi, göz göre göre, bile isteye yok olmaya yüz tutmuş bir toplum olmamız!!! Evet, bu saatten sonra bizden hiçbir cacık olmaz. Çünkü, iradenin ve idarenin bizde olmadığı bir durum var iken, savunma, ekonomi ve asker olarak hiçbir gücümüz yok iken, Devlet olmayı bırakın, halk olarak da bir bütün olamayız. Çok kültürlülük bizleri hallaç pamuğu gibi dağıttı. Şimdi herkes seçimlere odaklandı, güya Tatar gider de yerine bir yenisi gelirse müzakerelerin farklı bir boyut alacağına kanaat getirildi. Veya Anavatan ile diyalogda söz hakkımız bulunacağı söylenmektedir.
Bir kere Kıbrıs meselesinde kalıcı bir çözümün karar merci değiliz, olamayacağız da!!! Garantörler ne şekilde bir çözümde anlaşırsa, bizler de buna uymak zorunda kalacağız. Yani siz sanmayınız CB değişecek de bunun içinde de bir şeyler değişecek!!! Veya UBP iktidardan düşünce başa gelecek olan CTP olursa yine değişiklik umanlar bence yanılıyordur. Hatırlatırım başımıza İtem Yasası’nı çıkaranlar CTP değil miydi? Ne çabuk hafızalardan sildiniz. Veya CTP hiç mi yabancı nüfusa vatandaşlık vermedi? Verdi, en az UBP kadar o da bu yolu mübah bildi!!! Ya da yeni bir parti kurularak, ülke geleceğinin şekli mi değişecek? Hayır, kalmışsa biraz daha memlekette yenecek arazi, mal-mülk onlar da giderayak son bir sermaye kapısı yaratsınlar, oyları parçalasınlar ve eski kurmuş olduğu partiyi yok etsin amacı taşımaktadır.
Yani, bir çeşit intikam savaşı gibi düşünün!!! Hiçbiri bu memleketi sevmedi, bu Devleti ileriye taşımayı düşünmedi. “Beleş sirke baldan tatlıdır” diyerek önlerine geleni süpürdüler. Bakın bakalım hangisi vekil olmazdan önce bu servete sahipti? Hiçbiri!!! “Al gülüm ver gülüm” diyerekten önlerine sunulandan ne kopara bildiyseler kopardılar. Halk olarak bizler de “aman kızıma iş, aman oğluma arsa, aman bana da oy karşılığı para” diyerekten özümüzden çıkarak, bambaşka bir kimliğe bürünüp, geleceğimizi sattık. Çocuklarımıza gelecek vaadi ile kaptığımız işlerden verdiğimiz oylar, bizlerde ve ülkede ne gelecek bıraktı, ne de can ve mal huzuru!!!
51 yılın kiri-pası, tozu-dumanı, yolsuzluğu-usulsüzlüğü, rüşveti, alanı-taranı, haksız yere elde edilen kazançlar, rüşvet sistemi, liyakatsız atamalar ve bu sayede rahat bir emeklilik yaşayanlar, yaratılan müşavir ordusu, Devlete torpil ile alınanların, Devletin ensesine yüklediği parasal ağırlık, her ay borçlanmaya gidilmesi, ithalat ve ihracat dengesizliği, üretimin giderek yok olması, hayvancının kazancına ithal et ile göz konulması, nefes alacak orman, ağaç bırakmayarak betonarmeye çevirmemiz, maviyi kirletip, toprağı lağım suyu ile zehirlememiz, ülkede tarfiğe verilen canlar, can ve mal güvenliğinin olmayışı, eğitim kalitesinin her köşe başında açılan özel okullarla düşmesi ve bunun içinin öğrenci adı altında çeşitli işler yapan yabancıların doluşması, ucuz işçilik ile kalite ve hizmeti ucuzlatmanın, asgari ücretliyi ezmenin ve dahi illegal işlerin , kara para aklamanın olduğu bu memlekette bir seçim ile her şeyin düzüleceğini beklemek ve inanmak aptallıktan başka bir şey değildir.
Hiç kimse kahraman değildir, olamaz. İnsan ilk önce kendi hayatının kahramanı olmalı, kendi kişilik ve duruşunu sorgulamalı, illaki değişim istiyorsa kendinden başlamalıdır. Oysa, bizde toplumun neredeyse tamamı kendini dev aynasında görmektedir!!! Yani uzun lafın kısası, ne bu memleket bizim, ne de yönetim biziz!!! Bunu diyenler kendi kendini kandırır!!! Biz Devlet olamadık!!! Vesselam