MUHALEFET – KOLTUK DEĞNEĞİ
Muhalif olmak sadece sözde , kürsüde, ve basın karşısında iktidar parti UBP’ni eleştirmekle olmuyor. Ama gelin görün ki, bizde “muhalif” parti CTP’nin tutumu sözde, kürsüde ve basında eleştiri yapmaktan öteye gitmiyor. Hükümeti eleştiriyor, ancak masaya yumruğunu vuramıyor. Diyor ki “ben seçimi kazanıp, iktidar olunca memlekette her şey düzene girecek”. Bu tam manası ile “ego” ve “hırs” tutkusundan başka bir şey değildir.
Bir kere bu memleket bu hale bu dönemde gelmedi. Gelmiş geçmiş tüm hüükümet edenlerin ülke ve toplum yararına bir şey yapmamasından dolayı yıllar içerisindeki birikimler artık tavan yaptı. Ülkede, Devletin çatısı da zemini de çöktü. Bunda CTP olarak sizlerin de payı çoktur. İTEM yasası sizlerin tarihi hatası olarak hanenize yazılmış bulunmaktadır. Kıbrıs meselesinde en önemli konu mülkiyet olurken, bunu sizin çıkardığınız bu İTEM yasası ile bugün yaşanılan sorunlara sadece zemin hazırlamakla kalmadınız, sebep de oldunuz!!!
Şimdi tutuklamaların ardı arkası kesilmiyor, bu sorun çığ gibi büyüyor. Bu yüzden UBP’ni eleştirmeden önce kendi hatalarınız ile yüzleşip, bu memlekete ne kadar zarar ziyan verdiğinizi gözden geçiriniz. Bir diğer konu, Kıbrıs Türk toplumunun şu andaki nüfus miktarı!!!! UBP golifa gibi kimlik dağıtırken, sizler buna sadece seyirci kalmadınız. Zamanında hükümette iken sizler de sırf oy potansiyelinizi artırmak için kimlik dağıtımını marifet bildiniz. Ve el birliği ile kendi topraklarımızda bizi “azınlık” durumuna düşürdünüz. Kendi memleketimizde üçüncü sınıf vatandaş konumuna düştük.
Bu gün bakıyorum siz CTP vekilleri, gerek meclis içerisindeki konuşmalarınızda, gerek basın önündeki açıklamalarınızda ve gerekse TV programlarınızdaki söyleşilerde toplumun yanında birlikte mücadeleden bahsediyor ve iktidara gelmeniz halinde tüm sıkıntıları bitireceğinizi dile getiriyorsunuz. Peki o zaman, bugün yaşanılanlarda hiç mi payınız yok!!! Bu kadar mı masumsunuz!!!
Sağlık Bakanlığı sizde iken, bu konuda ne gibi atılımlar yaptınız? Eğer olumlu bir gelişme olsa idi, arkası gelir ve bugün sağlık sistemi çökmüş olmazdı. Peki ya eğitim, bu bakanlık da sizin döneminizde iken sendikalaşmanın önünü niye alamadınız? Niye eğitimde bu kadar çok üniversite açılmasına, özel okulların mantar gibi çoğalmasına ve eğitim kalitesinin düşmesine çareler üretemediniz!!!! Kıbrıs meselesinde son zamanlarda niye yan çizme eyilimine girdiniz???
Bizler çok iyi biliyoruz ki, CTP artık eski CTP değil. Bu ülkenin yok oluşunda parmağı olan, iktidar partiye koltuk değneği gibi destek olan ama topluma da şirin görünmek için laf ebeliğinde üstüne olmayan bir parti olmaktan öteye geçemediniz!!!! Muhalefet demek, ideolojik çizgisinden hiç şaşmayan, dik duruşundan ödün vermeyen, fikir ve felsefe politikasında yan çizmeden yürümeyi benimseyen olmayı ilke edinmiş demektir.
Şimdi aynada kendinizle yüzleşerek gerçekten “muhalif” olduğunuza kanaat getirebilir misiniz? Gerçekten bu halkın yanında, hak ve hukuk için savaş veren bir parti olduğunuza dair ne kadar içten olduğunuzu tahlil edebilir misiniz? Ve açık yüreklilikle itiraf edebilir misin, iktidar olmak mı, makam sahibi olmak mı, yoksa Devletin bekası için mücadele yolunda var olmak arzusunda mısınız?
Vesselam