OKUDUĞUNUZUN NE KADARINI ANLIYORSUNUZ? VEYA NE KADAR OKUYORSUNUZ? YA DA NE KADAR ANLAYIP DA YORUM YAPIYORSUNUZ?

Teknoloji çağında yaşıyoruz. Hepimizin yediden yetmişe elinde akıllı telefonlar, tabletler, sosyal medya hesaplarından düşmüyoruz. Gözümüzü Facebook ile açıyor, Facebook ile kapatıyoruz. Ya da İnstigram kullanıcıları da ayni şeyi yapıyordur. Benim İnstigram hesabım olmadığı için bu konuda biraz daha rahatım. Kıbrıs Detay’ın köşe yazarı olduğum için, bu haber portalı , İnstigram ve Twitter’da köşe yazılarımı, röportajlarımı ve tanıtımlarımı paylaşıyor. Bizler toplum olarak gerçekten okumayı seven bir toplum değiliz. böyle bir alışkanlık çok az bir kitlede mevcut. Yani Avrupalı gibi gidip bir kafede, otobüste, seyahat ederken, tatilde veya deniz kenarında yanımızda bir kitap taşımıyoruz.

Ancak da sosyal medyada kim kime ne dedi, kim bugün nerede idi, kim kimi takip ediyor, kim hangi meyhaneye gitti, o ne giydi, bu ne taktı, kim hangi markayı taşıyor, kimin arabası son model, markası ne v.s. …. Oysa bunlara harcanılacak zaman yerine, kendimizi geliştirecek kitaplar okusak, faydalı bilgiler ile mevcut bilgilerimizi genişletebilsek, Dünyada neler oluyor fikir sahibi olabilsek, sağlık konularında makaleler okuyup bedenimizin sesine kulak verebilsek, insan ilişkileri hakkında yazılara ağırlık verip, medeniyetten daha fazla nasibini alsak ne iyi olurdu!!

Fakat bizler Avrupalının örnek olabilecek davranışlarını değil, kötü alışkanlıklarını kendimize örnek alan bir toplum olduk. Hal böyle olunca, az okumanın verdiği eksiklik ile, ne okuduğunu tam anlayabilen bir kitle, ne de okuduğunu doğru yorumlayacak bir kitle içimize yerleşti ve biz bu gibilerle iç içe yaşıyoruz. Dahası tam manası ile konuya vakıf olmadan yorumlayanlar da çoğunlukta. Sosyal medyada birçok haberin altına yapılan yorumlara baktığım zaman eğitim seviyesindeki yetersizliği görebiliyorum. Bunun yanında, elbette çok yerinde yorumlar da okuyorum ki bunların eğitim kalitesi ve seviyesinin oldukça yüksek olduğu yorumlamalarından belli oluyor. Ama ne yazık ki bu kitle azınlık durumundadır.

Elbette, bunun başlıca sebepleri arasında farklı nüfuslardan, farklı kültürlerden, farklı memleket ve görüşlerden insanların burada, içimizde yaşayarak, kendini geldiği yerin özeti ile göstermesinden kaynaklanmaktadır. Acı ama gerçek budur. Kıbrıs Türk toplumu olarak geçmişe baktığımızda, burada eğitim seviyesi ve kalitesi oldukça yüksek, yediden yetmişe herkesin özünde belli bir kültür, medeniyet ve görgü kuralları mevcuttu. Oysa şimdi aramıza karışan yabancı nüfus ile darmadağın olduk.

Özümüzde, kültürümüzde, eğitim kalitemizde, giderek düşüşte olan bir durum söz konusu ve bizler bu duruma adapte olma yolunda ilerliyoruz. Belli bir kesim de var ki, bu durumun tam aksine, öz benliğini dış etkenlerden koruyup, asla gerçek kimliğinden ödün vermeyen bir kitle ki, bu kitle sayıca giderek azalmakta ve giderek yalnızlaşmaktadır. Kısacası, eğitimde, kültürde ve özünde erozyona uğrayanlar veya bunların eksikliğini yaşayanlarda okuduğunu ne kadar anladığı muamma olsa da, yorum yapmaktan geri durmayan, sabit fikirliler çoğunluktadır.

Okumadan kendimizi geliştiremeyiz. Her konuda fikir sahibi olmadan yorum yaparak da kendimizi gülünç duruma düşürürüz. En iyisi fikir ve zikir sahibi olmadan, yorum yapmayınız. Okuyunuz, kendinizi geliştiriniz. Okuduğunuzu geniş bir yelpazeden değerlendirme kültürüne ve olgunluğuna sahip olunuz. İşte o zaman her türlü kazanan siz olursunuz.

Vesselam